Gönderi

408 syf.
10/10 puan verdi
SÜRGÜN VE SAKINCALI BİR YAZARIN KAYIPLAR ROMANI
Kayıp Ağaçlar Adası metaforik anlatımlı, tarihi konuları kurgu romanlar içinde okumayı sevenler için akıcı bir kitap. Ben Elif Şafak’ı severim.Fikirleri beni bağlamaz ayrıca yargılandığı Baba ve Piç romanıyla Türklüğe hakaret suçlamasından suçun yasal zemininin oluşmaması ve delil yetersizliği ile beraat etti.Kendimizi güncelleyelim arada derim ben. Shafak hanım romanını 2021’de İngiltere’de ingilizce olarak kaleme alıyor editörü türkçeye çevirerek 2023 de Türkiye’de yayınlanıyor. Bu kulağa biraz tuhaf geliyor tabi.Yazarımız aynı zamanda İngiliz vatandaşı olmuş ben ne zamandan beri olduğunu bilmiyorum ama ona yönelik suçlamalarda bulunan siyasilerin bir çoğunun kullandığı dil ve üslup Elif hanımı ülkesinden bîhaber ve öteki ve köksüz ilan etmiş bir kere. Kalemini nerede rahatça coşturabileceğini hissediyorsa orda demek ki o da böyle söylüyor.Türkiye melankolik her konuyu özgürce yazabileceğiniz ama taşlayıcı ve yerici konulara dokunduğunuzda suçlu ilan edileceğiniz bir ülke ,O, böyle söylüyor.Düşündürücü ,umutsuzluğu çağrıştırıcı bir de.. Romanın konusu şöyle; bir Türk kızı Defne ve bir Rum oğlu Kostas’ın doğup büyüdükleri Kıbrıs adasının başkenti Lefkoşa’da birbirlerine aşık olmaları, ailelerin karşı çıkması ve aşklarını yaşayabilecekleri Mutlu İncir Ağacı tavernasının sahipleri Yusuf ve Yorgos’un (eşcinseller) sığınmalarını adada başlayan iç savaş yıllarında çok eski komşuların birbirlerinin yeni düşmanları olmasının gölgesinde,karşılıklı öldürmeleri,İngilizlerin adayı işgal etmesi,Türkiye’nin 1974 Barış Harekatı ile müdahelesini ,bir İncir ağacının gözünden ve dilinden anlatan aynı zamanda botanik ve zooloji bilgileri ile desteklenmiş sadece insanları değil, bitkileri ve hayvanları da anlatan şahane bir empati geliştirilebilecek kitap. Evrende herseyin bir yeri ,amacı, görevi var ve her bir zerre kendi alanında kendine biçilmiş görevi yerine getirirken “ BEN BEN OLMAMI SEN SEN OLMANA BORÇLUYUM “ diyor sanki.İnsanlar bu mükemmel dizayn ve işleyişi SAVAŞLAR VE POLİTİKA ile bozduğunda bundan sadece insanların değil beraberinde bitkiler ve hayvanların da yani ekosisteminde zarar gördüğü, açıklayıcı ve duygusal bir dille anlatılmış kurgu romanımızda… Shafak ,romanını yazarken günümüz Kıbrıs’nda yaşayan genç Türk ve Rumlar’la sohbetler etmiş bol bol ve adanın günümüzde “ KAYIP ŞAHISLAR KOMİTESİ “nin çalışmalarının çalışmalarından edindiği bilgilerden esinlenerek romanını kurgulamış. Kostas ve Defne istedikleri gibi bir aile olabilmek için Londra’ya giderken yanlarında aşklarının şahidi Mutlu İncir tavernasına ismini veren İncir ağacından bir köklendirme parçası götürüyorlar.İngiltere’nin iklimine karşı Kostas İncir ağacını korumak için yalıtarak toprak altına gömerek saklıyor.Tıpkı Kayıp Şahıslar Komitesi’nin yaptığı gibi.Kıbrıs İç Savaşı’nda öldürülüp kuyulara atılan bilinmez yerlere gömülen insanları tanımlamak için çalışan genç gönüllülerin anlamlı işlerinden esinlenerek kitabına bu ismi veriyor Shafak. Kitap içinde sevdiğim çok güzel bölümler oldu bunlardan birkaçı şöyle; “tüm ağaçlar dikkat ve övgüyü hak ederler. hatta her ruh hali ve her durum için ayrı bir ağaç olduğu bile söylenebilir. bilgelik için kayını deneyin, zeka için çamı, cesaret için üvezi, cömertlik için fındığı, sevinç için ardıcı, kontrol edemediğiniz şeyleri bırakmayı öğrenmeniz gerektiğinde ise huş ağacını. ama eğer peşinde olduğunuz ya da kaybettiğiniz şey aşksa, incire gelmelisiniz her zaman incire..” Ha bir de KİTAPLARDAN NASIL ESİNLENDİM BÖLÜMÜM burası olsun..Bir tane daha var öğrencilere bir tarih ödevi vereceğim(sevimsiz bir konu yani) Ada’nın Maraş bölgesi(Magusa’ın güneyi) günümüzde hayalet şehir ama bir zamanlar en ünlü Hollywood yıldızlarının uğrak yeri,en ünlü hoteller ve kumarhanelerin,barların olduğu capcanlı bir şehirmiş. Lefkoşa’da LEDRA PALAS oteli en ünlülerinden. Kendime yeni yıla girdiğimiz şu ilk günde bir söz vereyim güzel bir hayal eşliğinde.Bir bisiklet kiralayacağım ve terkedilmiş Maraş kasabasında en güzel aşk şarkıları kulağımda saçlarımın arasından rüzgarı geçirirken gülümseyeceğim. Elif Şafak kitabı hakkında Hollanda gazetesine bir röportaj vermiş ve GÖÇMEN İNSANLARIN RUH HALLERİ,MÜLTECİLİK NASIL BİR ŞEY anlamak için aynen buraya o bölümü ekliyorum. Hollanda gazetesi röportajından bir alıntı: “ Shafak, Ada karekteri için, ‘Her zaman acının kalıtsal olduğuna inandım. Belki bilimsel değil, ancak ailelerde kolayca konuşamayacağımız şeyler bir nesilden diğerine konuşulmadan geçiyor. Göçmen ailelerde, yaşlı nesil genellikle gençleri geçmişteki üzüntülerden korumak ister. Bu yüzden fazla bir şey söylememeyi tercih ederler ve ikinci nesil, ev sahibi ülkenin bir parçası olarak araştırma yapamayacak kadar uyum sağlamakla meşguldür. Yani hafızayı kazmak üçüncü nesle kalır. Ebeveynlerden bile eski anıları olan birçok üçüncü nesil göçmenle tanıştım. Anneleri ve babaları onlara, ‘Burası senin evin, tüm bunları boş ver’ diyor. Ama onlar için kimlik önemli’ tespitini yapıyor.” Ardında zihnimde bir sürü soru ve yeni ilhamlar ile baş başa bırakıldığım, başarılı bulduğum kurgu bir roman okudum ben.İnsanların dayanıklılık ve kırılganlık seviyeleri birbirinden farklıdır her insan Piyanist filmindeki Szpilman gibi tüm zorlukları aşıp hayatta kalamayabilir bazıları da köklerinden koparıldığı için beslenemez ve zaman içinde içten içe ölürler tıpkı Kostas’ın Defnesi gibi… Son söz olarak BENİM ACİLEN LADİN ORMANLARIMA KAVUŞMAM GEREK:))
Kayıp Ağaçlar Adası
Kayıp Ağaçlar AdasıElif Şafak · Doğan Kitap · 20231,625 okunma
·
150 görüntüleme
Gülcan Coşkun okurunun profil resmi
@Beyaz_siyah_ Kitap hakkında bir fikriniz olmadığını daha iyi gördüm bu yorumunuzla Ömer Hocam:) Acı,aşk,mutluluk etnik kökeni ne olursa olsun dünyanın her yerinde aynı hissi veriyor.Sizi ön yargılı gördüm bu yorumunuzda.Temelde insani ve ahlaki temaları anlatmayı başaran tüm yazarları alkışlamak lazım.Mesele eğer Sözde Ermeni Soykırımı konusunda Elif Şafak’ın duruşu ise; bu bir soykırım değil ama bariz KANLI BİR OLAY.İki tarafta birbirini öldürmüş hiç acımadan.Aynısını Kıbrıs’ta Rum ve Türkler o kadim komşular birbirini öldürmüş yine hiç acımadan.Dünyanın her yeri Türklere ait değil ve Türk ve Müslüman toprağı olmak zorunda değil.İnsani duygular eşiği ben bu çizgide kalmak istiyorum tüm etnik kökenlere ve dinlere.Yeni yıldan da tüm insanlar için dünya barışı diliyorum.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.