Gönderi

Hanımlar bu konuyu direk bize yazıyorum, bu konunun birincil muhatabı bizleriz. Beyler transit geçebilirler mevzuyu... Birkaç kez ismi kulağıma çalınmış hatta bazı arkadaşlar tarafından "hocam bu konuları dile getirmelisiniz muhakkak" diye uyarılmıştım. Bir vesile ile tekrar dile gelince hanımefendi kimdir nedir bir bakayım dedim. Hanımefendinin ismi Eylem...... İnternet üzerinden din pazarlayan müthiş şifasal yeteneklerle donanmış! kuantum tasavvufçusu, terapist, kişisel gelişimci vs vs vs. Her ne kadar bir online eğitim ile o sıfatların yanına bir yenisini ekleyip dursa da, kendisi gibi onlarca şifacıdan biri sadece... Bazı şeyler bazen sadece uzaktan bakmakla bile hakkında kanaate varılacak durumdadır. Fakat önyargıma yenilip bir haksızlıkta bulunmamak için hanımefendiyi biraz dinledim. Bu ipte cambaz oynatanların hemen hepsinden işitebileceğiniz "evren, bütün, bilinçaltı, hakediş, şifalanma" vs kavramlarla kalbinizi temizleyeceğini, sizi ilimle donatacağını iddia eden bir ablamız. Bir videosunda "hakediş" olayından bahsediyor mesela. Bir kişi ne kadar çok terapilere katılır, kişisel gelişim kitapları okur, kendini geliştirirse -tabi bunları almanız gereken adres belli, söz arasında ustalıkla ona da atıf yapıyor- o kadar ilim irfanla dolar, kalbi temizlenir, hakedişi artar ve duaları kabul olur hale gelir imiş. Hatta öyle ki; frekansı yükseldiği için kocası onu anlar hale gelir birden kuzu kesilirmiş. Burayı dinlerken iyiymiş o iş dedim😅 Dahası var; bilinciniz öyle açık hale gelir, nöronlarınız aktifleşir ki levhi mahfuzdan size bilgi akmaya başlarmış... Bakın sadece şu cümleleri neresinden ele alsanız her birisi ciddi manada sıkıntılı şeyler. Bu hanımı dinlemeye devam eden birinin dinimizin bize öğrettiği şekilde bir "kader, kaza, imtihan, teslimiyet, istikamet" anlayışına sahip olmasının imkanı yok. Misalen peygamberler günahtan masum, ilim ve irfanın doruğunda kimselerdir fakat imtihanların da en çetinini onlar yaşamışlardır. Nerede kaldı peki onların "hakediş"leri? Evet insan kendini ne kadar geliştirir, ne kadar ilim sahibi olursa o kadar iyi bir müslüman olur. Fakat bunun yolu ne kişisel gelişim kitapları, ne de terapilerdir. Bize düşen ilk önce ehli sünnet akidesini güzelce öğrenip itikadımızı düzeltmek ardından iyi bir ilmihal bilgisi ile ibadetlerimizi sağlama almaktır. Koyduğumuz hedefleri başarmak uğruna en yakınlarımızı bile hırpalamayı, daima kendimizi merkez alarak, durmadan mutluluk denilen zırvanın peşine düşerek yaşamayı bize öğütleyen bu tarz eğitimlerle, kitaplarla huzur, sükunet bulmamız mümkün değil. Sizlere tasavvuf öğrettiğini söyleyen bu hanımlar Uzak doğunun batıl mistik anlayışını zihninize zerk etmekten başka birşey yapmazlar bunu net söyleyeyim. Bir de tasavvufun kuantumunu yapmışlar ki, evlere şenlik! Kalp temizliği istiyorsak istiğfara sarılıp, gözümüzü, gönlümüzü dahi tüm azalarımızı haramlardan sakınıp, taat yolunda kullanmalıyız; bunun başka yolu yok. Çok basitçe şuradan kıyas yapın lütfen; bu iş öyle kolay olsa örneklerini büyükten küçüğe pek çoğumuzun bildiği büyük zatlar aylar süren riyazetler, uzletler, çilelere neden katlanmışlar? Neden makamlarını terkedip nefs terbiyesi uğruna tekkelerde ayak hizmetleri yapmışlar? Bir de şu gaybtan haber alma mevzusu... Mutlak gaybı ancak Allah bilir, bunu kendi kelamı ile bize ifade etmiştir. Peygamberler bile sadece Allah'ın iradesi doğrultusunda kendilerine bildirilenler ile sınırlanmıştır. Yıldızlardan, çeşitli harf ve sayılarla yapılan ebced ve cifir hesaplarından, elinizdeki, yüzünüzdeki işaretlerden geleceğe dair okuma yapmak ve hayatımızı bunlara göre tanzim etmek kesinlikle yanlış ve dinen yasaklanan şeylerdir. Tevhid akidesini baltalayan batıl inanışlardır. Bu dünya imtihan yurdu... Ucu başı gelmez dertlerimiz, sıkıntılarımız olacak; etimiz kemiğimizden ayrılana dek sınanacağız. Çünkü öyle buyurdu Yaradan; "İnsanlar denenip sınanmadan iman ettik demekle bırakılacaklarını mı sanmaktadır?" "Hangimiz daha güzel amel işleyecek diye mevti ve hayatı yaratan O'dur. Bu imtihan karşısında sabrı, tevekkülü ve teslimiyeti kuşanmaktan başkaca çare yok. Üzülüyoruz diye çareyi bu tarz şeylerde aramayalım lütfen. Kendine ait bir derde çokça üzülen başkalarına ait dertleri dinlesin! Bir de şunu görüyorum ki bu memlekette kocasından dertli olmayan kadın yok. Eğitim veren o meşhur ablalar da dertli merak etmeyin, sadece iyi oynuyorlar. Ne yaparsanız yapın anlamayacaklar sizi😁 Kabul edin, rahat edin. Çok da kafanıza takmayın bu kadar bu mübarekleri. Yani tamam şeyyy itaat edeceğiz elbette ama mevzuları itaat edebileceğimiz bir zemine taşımak da bizim zenaatımız... Özlem Par Sefir
··
2 plus 1
·
1,062 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Enes okurunun profil resmi
hakediş 🤣
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.