Gönderi

İçim öyle sıkılıyor ki. Yaşananlara anlam veremiyorum. Bu millet nasıl bu hale geldi? İlim kapısı neden yüzümüze kapandı? Bir genç kardeşimiz çıkıyor, Hilafet sancağı açtığı zannı ile babası yaşındaki adama yumruk atıyor. İdeolojisinin gereğini yaptığı içinde yaptıklarından pişmanlık duymuyor. Oysa ki açılan bayrak hilafet bayrağı değil. Kelime-i Tevhit bayrağı. Kelime-i tevhit ve Hilafet Sancağı arasında ki ayrımı yapamıyoruz. Fiziki ayrımını yapamadığımız bayrakların, manasını anlamış kabul etmek ne kadar da acınası bir durum. Esasında kardeşimizin temel de cehli sebebi ile tenkit edilmesi gerekir. Bu kardeş, bugün varlığını sürdüren gençlerimizin ekseriyetinin prototipidir. Neye niçin değer verdiğimiz, neye niçin değer vermemiz gerektiğini bilmiyor, gençlerimiz. Bunun beraberinde ezberletilen 15 kelimenin ekseninde bir hayat yaşıyorlar. Buna yaşamak denirse... Birkaç kelime belirtmek isterim, bu prototip gencin ve gençlerimizin kullandığı; yobaz, gerici, kahrolsun şeriat, özgürlük, Atatürkçüyüm, laikim... Müslümanın da Kemalist olanın da ortak kızdığım mesele, inanç esaslarını layıkıyla bilmeyip, slogan bir hayata inançları hapsetmeleridir. Müslümanım deyip, İslam'ın şartlarını, imanın şartlarını, 4 büyük meleği, 4 büyük halifeyi, kelime-i tevhidin manasını bilmeyen ama adı Müslüman, elhamdülillah Müslümanım deyip, yaşantısı da bir haber olan Müslüman ile ben Atatürkçüyüm deyip, koluna imzasının döğmesini yaptıran, atam izindeyiz lafsına sığınan bunun beraberinde ilke ve inkılaplarını sayamayan 3-5 ezberletilmiş metni sohbet ortamlarında döndüren ve içmeyi marifet sayan bu vatan topraklarında yaşayan bu insanlara kızıyorum. Bu toprakların sahiplerinin, Anadolu'yu yurt edinmesinde, İstanbul'u fethinde, Kurtuluş mücadelesini vermesinde ve dahi nice tarihi vesikalar da ana unsur i'lâ-yi kelimetullah inancıdır. Belirli bir dönem de bu inancı "Hilafet" çatısı altında inşa etmişlerdir. Bir yönetim biçimidir. Şeklini İslam'ın temel esaslarından alan. Bugün bir Müslüman için vazgeçilmez olan şekil değil, özdür. Öz ise sınırlarını Allah'ın ve Resul' un belirlediği değerlerdir. Müslüman için geçerli olan idare biçimi Allah'ın emir ve yasaklarının, hukuk düzeninin, adalet ve özgürlük anlayışının Kur'an-a göre, Resul'un yaşamına göre dizaynı söz konusudur. Bunun hangi kalıba sokulduğu bu açıdan çokta önemli değildir. Önemli olan özün kabın içinde olmasıdır. Tüm kardeşlerime, tüm abilerime, ablalarıma sesleniyorum, kendimize gelelim. Biz kimiz sorusunu 100 yıla hapsetmeyelim, 3000 bin yıllık mazisi olan bir milletiz. Nelere değer vermişiz, vermemişiz bakalım. Ne için nelerden vazgeçmişiz bir bakalım. Değer verdiklerimizin hangisi bizi hür ve adil kılmış, güçlü kılmış bir bakalım. Üç beş izm fısıldayıcılarına, kalemşorların, siyasi köpeklerin saldırganlıklarına bakmayalım. Aklımızı, kalbimizi ve vicdanımızı avcumuzun için alalım ve dünyaya, olaylara öyle bakalım. İrade, akıl, kalp ve vicdan senkronizasyonu ile doğru hedefe yürüyebiliriz. Birinden biri bu yolculukta bizlere eşlik etmezse, saparız ve yolumuzu şaşırırız. Değerlerin değersizleştirildiği bu dünyada, değerlerimizi bulup yüceltmek bu yurdun evlatlarının, 7'den 70'e tabiri ile hepimizin borcu. Birbirimizi kırmakla, birbirimizi tehdit etmekle, birbirimizi hiçe saymakla bu varlık sahasında, adil bir düzen inşa edemeyiz. Bunu yapamadığımız için yeryüzünde çıkan fitnelerin ortağı oluruz. Belki daha kötüsü işbirlikçileri oluruz. Bu sebeple aklımızı, kalbimizi, vicdanlarımızı kiraya vermeyelim. Ve tüm bunların yanında varılmak isteniyorsa, yola çıkıldıysa hedef bir tane olmalıdır. Herkesin ayrı hedefleri değil saymış olduğumuz üç unsura yaraşan akıl, kalp ve vicdan ile tek bir hedefe yülünülmelidir. Bu hedefi hep birlikte bulacağız. Aslında kayıpta değil, sümen altı edilmiş durumda. Çünkü akıl, kalp ve vicdan unsurlarını çalıştırmadığımızdan tabiri caizse geçici felç, geçici bir akıl tutulması, geçici bir körlük yaşamaktayız. Tarihi araştırınca göreceğiz ki İslam ile dünya değişmiş. Adalet gelmiş, güven gelmiş. Hedefimizi İslam koyalım istiyorum. Allah'ın adaletine güvenelim istiyorum, onun emir ve yasaklarına uyalım istiyorum. Her alanda sözünü söylemiş olan, her alanda kalıpları çizmiş olan, hukuku olan İslam'ı tekrar yurtlarımız, önce kendi akıl, kalp ve vicdan yurdumuzda sonrasında yaşadığımız vatan yurdu saydığımız bu topraklarda İslam'ı yaşayalım ve yaşatalım istiyorum. Gerçek hürriyetin, gerçek adaletin bu olduğuna canı gönülden inanıyorum. Sizleri de buna davet ediyorum. Yırtalım prangalarımızı, ilim kapılarını açalım. Bitsin bu kavga. Bitirelim istiyorum Dünyadaki kaosu, zulmü, güçlünün haklı kabul edildiği düzeni.
·
1 plus 1
·
78 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.