Aşk Hikayesi
AŞK HİK YESİ/İSKENDER PALA/KİTAP ANALİZİ
İskender Pala'nın Kapı yayınları etiketiyle çıkan “Aşk Hikâyesi” kitabı Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk, Katre-i Matem, Şah&Sultan, OD, Efsane, Mihmandar, Karun ve Anarşist, Abum Rabum, İtiraf, Akşam Yıldızı, A-71 ve Surnâme gibi romanlarından sonra okuyucusunun karşısına çıkardığı son kitabıdır.
Kitap ilk sayfasında Leyla'ya, Şirin'e, Aslı'ya ve diğerlerine…diyerek başlamıştır.
“ Çok yaşamak insanın elinde değil lakin baksana bu sultanın adını çok yaşatacak zahir…”(s.9)
Aşk Hikâyesi'nde Osmanlı Devleti'nin 1.Ahmet döneminde halkın heyecanıyla Sultanahmet Camii'nin açılmasıyla kalabalık içinde göz göze gelen bir adam ve bir kadının hikâyesini konu ediniyor.
“İçindeki hüsran tortusu aşk alevi ile tutuşmuştu sanki hem yanıyor, hem yakıyor, hem üşütüyordu.”(s.21)
Daha ilk sayfalarda Matrakçı Bahşı ile papazın kızı Kaknusia'nın aşkları uğruna verdiği mücadelenin bir parçası oluyor okur.
İskender Pala'nın Aşk Hikâyesi romanında diğer romanlarında gördüğümüz Osmanlı devrine ait manzaraları, dervişleri, tekkeleri, tasavvuf izlerini ustaca gözler önüne sermiştir.
“Aşk varlığı yok saymakla aşk olmaz mı?”(s.263)
İstanbul'dan Karadeniz'in serin sularına uzanan yirmi beş yıllık bir aşkın, sadakatin, sükutun hikâyesidir bu.
Okuyucu Kaknusia'yı esir tacirlerinin elinden kurtakmak için hiç pes etmeyen yüreği çizik çizik olup Kızılcık Şerbeti içen Bahşi'nin kalbindeki hüznü, inkisarı hissetmektedir.
Öyle ki Safiye Sultan, Bahşı'ya ismini sorduğunda verdiği cevaba karşılık “Zavallı avare adını sorunca sevgilisinin adını söylüyor.”(s.130) diyerek gıpta ediyor.
Kötülüğün iyiliğe ,düşmanlığın dostluğa, evrildiği bir aşkın olay örgüsünü bu romanında da ustalıkla işlemiş ve ilmek ilmek dokumuştur İskender Pala.
Daha senden gayrı âşık mı yoktur
Nedir bu telaşınhay deli gönül
Hele düşün devr-i dem'den beri
Neler gelmiş geçmiş say deli gönül
Ruhsati
İskender Pala'nın Aşk Hikâyesi'nde okur, aşkın derinliğinde âdeta kaybolmuştur.
Keyifli okumalar diliyorum.