Gönderi

481 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
Nasıl başlasam bilemiyorum. Maya gibi ben de hissettiklerimi yazacağım. Başlarda polisiye-gizem gibi bir hikayesi olduğunu sanmış, merak edip devam etmiştim. Bir süre sonra çetrefilli konular işin içine girmeye başladı. Etnik ve dini kökenler yüzünden işkence gören/öldürülen insanların hikayesi başladı. Bu hikaye bir profesör üzerinden anlatıldı. Kitap zaman olarak, Türk Lirası'ndan altı 0 atılmadan öncesinde geçiyor, Asıl olaylar ise ikinci dünya savaşı zamanında. Başlarda Yahudi/Ermeni "mağduriyetini" anlatan bir kitap olarak gördüm. Hollywood bu konuda etkili. Bir kaç olaydan bahsediliyor. Bunları kabaca bakındım, olaylar gerçekten yaşanmış ve sıradan tarih derslerinde görmeyeceğimiz olaylar olmuş. Bu konular merak edenler ayrıca araştırma yapmalı, burada ahkam kesebilecek seviyede değilim. Filler tepişince çimenler ezilirmiş. Kendi halinde bir çok insanın etnik ve dini işkencelere maruz kaldığını okuyoruz. Olaylar, profesörün hayatı üzerinden aktarılıyor. Ayrıca görece günümüz hayatı ise Maya üzerinden anlatılıyor. Belki de ikinci defa baş rolde kadın bir karakter olan kitap okuyorum ve gerçekten çok tuhaf hissettim. Açıkçası geçmişte yaşanan olaylar beni o kadar sarstı ki, okumayı bırakıp kafamı dağıtmaya çalıştım. Bitirdiğimde Maya'nın,
Diriliş
Diriliş
kitabındaki gibi bambaşka birisine dönüştüğünü gördüm. Anlam veremediğim bir nokta, kitapta hiçbir yerde etkisi olmayan, o garsonun neden gay olduğunun belirtildiği. Cinsel yönelime bağlı özel bir garsonluk hizmeti mi var? Kitabı hiçbir alıntı, inceleme yada öneri olmadan alıp okudum. Uyarımı da yapayım, hassas kalpler için etkileyici olacaktır.
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
çocukluğumda "şu dağlarda kar olsaydım" şarkısıyla darma duman etmişti, şimdi ise
Serenad
Serenad
kitabı ile darma duman etti.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137.9k okunma
·
63 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.