Gönderi

235 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dikkat spoiler çıkabilir ️
Yerli yerinde ve tam zamanında. Uzun zamandır böyle heyecanlı bir okuma serüvenim olmamıştı. Dünyanın acımasız acıları acılarıma acı katarken böylesi sağlam bir hikaye okumak bir süreliğine bana iyi geldi. Bir baş çevirmelik mesafede zaten küçücük olan çocuk bedenlerinden geriye kalan daha da küçük parçaların yerlerden toplandığı halihazır bir savaşın tam ortasında, tüm varlığımla savaşa ve savaş içerisindeki ruhlara nefret duyuyorken savaşın onurlu yönüne şahit oldum. Binalar arasına sıkışmış küçük bir arsa uğruna savaşmak. Çocukluğunu korumak. Üstelik çocukluğuna veda ederek. Yurduna küçük sarışın bedenini feda etmek.. Yaratılışına ihanet etmemiş insan biçimi; çocuk. Çocuk, var gücüyle insan kalandır. Bir hayal diziminin satırları arasında dürüstlüğü, cesareti, seviyi görüyoruz, kendi hayallerine sadık bir grup çocukta. Dünyadan göçerken ve dünyadan göçeni uğurlarken bile kurdukları oyunun birer parçası kalma şerefini koruyorlar. Korumak. Koruyamadığımız en güçlü eylem. Canımı sıkan bir ton detayla doluydu kitap. Detay diyorum, çünkü çocukların betonlaşmış kasvetli kentin ortasında oyun oynayabilecek tek bir alanlarının kalmaması, her şeye ama her şeye rağmen okulun ve bitmek bilmeyen ev ödevlerinin kambur devamlılığı, yetişmemiş yetişkinlerin çocukların dünyalarına bir an olsun kulak kabartmamaları, üç kuruşluk rüşveti -aptal sigaraları rüşvet görmenin aptallığına hiç girmeyeceğim bile- duyunca zalim rolünde oyuna dahil olmaları, herkesin her şeyi abartarak yaşadığı şu yeryüzünde fakirlerin yaşamaya, hissetmeye dahi layık görülmemesi, kahverengi vatkalı bir ceketin acilen yetiştirilmesi gerekmesinin bir çocuğun ölümünden daha önemli görülmesi, hatta acılı babanın göz yaşından bile sakınılması, bir ceketle bir çocuk ömrünün aynı paragrafta yer almasının alaycılığı kimin umrunda ki? Kimin esas meselesi olabilir ki bu gibi şeyler? Hepsi ufak birer detay. Bunları boş verip tek bir boşluk bırakmamacasına apartman dikmeye devam edelim. "Boka'nın gözünde dünyanın altı üstüne gelmişti. Şimdi artık gözlerinden yaşlar akıyordu. Kapıya doğru, önce çabuk çabuk yürüdü, sonra koştu. Buradan; o kadar acıya katlanarak ve o kadar kahramanca dövüşerek savundukları halde, şimdi kocaman bir kira yapısını sonsuza kadar taşımak üzere sırtına almak için, onları vefasızca bırakan bu hayırsız toprak parçasından kaçıyordu. Bir daha dönmemek üzere yurdundan ayrılan bir insan gibi, kapıdan, bir kez daha dönüp baktı ve bu düşünce üzerine yüreğini sıkan büyük acının içinde, yalnızca küçük, pek küçük, miniminicik bir avuntu vardı. Zavallı Nemeçek, Macun Toplayanlar Birliği'nin af dilemek için gönderdiği kurulla görüşememişti ama, hiç olmazsa, yolunda can verdiği yurdunu elinden aldıklarını görmek yıkımına da uğramamıştı."
Pal Sokağı Çocukları
Pal Sokağı ÇocuklarıFerenc Molnar · Yapı Kredi Yayınları · 201925,1bin okunma
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.