Gönderi

295 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 45 days
Kitap, üzüntü ve geleceği düşünerek ne olacağı ile ilgili oluşan kaygılar ile ilgili yaşanmış hikayeleri de paylaşarak bir çözüm önerisi sunmaya çalışıyor. Dale Carnegie'in bu konuda oldukça samimi ve gayret içerisinde olması kitabı değerli kılıyor. Çünkü üzüntü ve kaygı taşıyan insanlara gerçekten yardımcı olmaya çalıştığını okurken hissediyorsunuz. Burası önemli bence. Peki üzüntü ve kaygıyı nasıl kontrol edeceğiz? Bu tabi ki sadece okuyup çözülebilecek bir sorun değil. Burada insanın yine her konuda olduğu gibi mücadele etmesi gerekiyor. Fakat çözüm için belli başlıklar şu şekilde: 1- Öncelikle inançlı bir insan olmak burada çok büyük bir kolaylık sağlıyor. İnsanın üzerinden çok büyük bir yükü atıyor. Çünkü hiç kimsenin bilemeyeceği ve hiç kimseye de anlatamayacağız sıkıntılarımızı sadece Allah biliyor. Eğer O'na inanıyor ve güveniyorsak bu çok büyük bir güç. Bu konu kitabın içerisinde yaşanmış hikayeler ile birlikte işleniyor. İnançsız insan maalesef bir yerde işin içinden çıkamıyor ve çareyi psikologlar da arıyor. O yüzden inanç gerçekten insan için çok önemli. 2- Kendine sürekli bir meşgale bulmanın önemi. Evet çalışma, birşeyler ile meşgul olma insanın dert ettiği şeyi unutmasına hatta sorunun psikolojik olarak çözüme kavuşmasına büyük katkı sağlıyor. Tabi bu meşgale sosyal medya gezintisi değil. Faydalı bir şeyler yapmaktan bahsediyorum. Kitap okumak, el sanatları ile meşgul olmak, bir şeyi tamir etmeye çalışmak, var ise toprak ile zaman geçirmek veya gerçekten bir iş de çalışmak. Ama kesinlikle boş kalmamalı. 3- Maddi olarak veya sağlık olarak kendinden daha iyi durumda olanlara değil, daha aşağıda olanlara baktığımız zaman bu bize gerçek bir teselli veriyor Çünkü hangi durumda olursak olalım bizden daha iyi durumda olan da var, daha aşağıda olan da var. Burada bakışımızın hangisine odaklandığı önemli. 4- Hayat bir gün o da bugün olduğu gerçeği. Yani bir saniye öncesi bile olsa artık geçmiş geçmişte kaldı ve buna üzülmenin hiçbir faydası yok. Yarın için de kaygılanmanın mantıklı bir tarafı yok, çünkü yarın hayatta olacak mıyız bilmiyoruz ve yarının şartlarını da bilmiyoruz. O yüzden odaklanmamız gereken tek bir an var; o da bu an. Yani şu anda neyi doğru yaparsak o bize yararlı. O kadar. 5- Mesela biri gelip sizden 1 milyon dolar karşılığında gözlerinizi istese verir misiniz? Kulaklarınızı? Parmaklarınızı? İşte sahip olduğumuz bütün organlarımız ve biz yani ruhumuz ile biz aslında çok zenginiz ve bu zenginliği maalesef çoğu zaman unutuyoruz. İşte bu farkındalığı mümkün olduğunca yaşamak bizi gereksiz bir çok üzüntüden kurtarıyor. 6- Uyku saatlerimize ve dinlenmeye mutlaka dikkat etmeliyiz. Düzenli bir uyku; zinde olmak ve kaygılardan uzak olmak için gerçekten önemli. Son olarak kitabın sonunda dünyanın belki de en zengin ailesi olan Rockefeller'lerin atalarından olan John D. Rockefeller'in kısa bir hikayesi var. Bu bölümden benim için en etkileyici pasajı paylaşarak incelememi sonlandırıyorum. Herkese faydalı okumalar dilerim. "Elli üç yaşında iken Rockefeller, anlaşılmaz hazım cihazı hastalıklarına tutuldu, saçı, hatta kirpikleri bile döküldü, kaşlarının da ancak bir izi kaldı. Winkler der ki: "Hali öyle vahimdi ki bir müddet insan sütü ile yaşamaya mecbur oldu." Dünyanın en zengin insanı idi; bir dilencinin, beğenmeyeceği yemekleri yemeğe mecburdu. O zamanki geliri, haftada bir milyon dolardan ibaret idi. Halbuki yediği yemek, haftada iki dolar etmezdi bile. Doktorlar, onun yoğurt ile birkaç bisküviden başka şey yemesine müsaade etmiyorlardı. Derisi, rengini kaybetmişti; kemiklerinin üstüne gerilmiş eski parşömene benziyordu. İyi bir pazarlık haberinden başka hiçbir şey yüzünü aydınlatmazdı. Büyük bir kår yaptığı zaman vahşilerin harp oyununa benzer bir hareketle sapkasını yere atar, oynardı. Fakat para kaybedince hastalanırdı! Emrinin altında milyonlar varken servetini kaybetmek ihtimalinden dolayı üzülmeden başını yastığa koyamazdı. Üzüntüden sıhhatini tahrip ettiğine şaşmamalı. Tenezzüh için vakti yoktu; tiyotroya gitmezdi, hiçbir ziyafete gitmezdi. Mark Hanna'nın dediği gibi bu adam, para diye çıldırmıştı." Sayfa 284-285
Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak
Üzüntüyü Bırak Yaşamaya BakDale Carnegie · Ahmet Halit Yaşaroğlu Kitapçılık · 19531,291 okunma
·
40 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.