Öldük biz
Yarım kaldık
Dağın ardı öksüz
Öte yanı yetim
Çığlık
Çığlık bastı ortalığı
Uzaktan duyduk
Elimizi tutan Yok
Yüzümüzü gören
Karanlık Gittiğimiz yol bir de
Öyle Öldük
Yeşil umut isterken
Mavi özgürlük
Kırmızı acıydı
Biz Her rengin içine karıştık
Söküp alamadılar içimizden
Bir Yol bildi
Bir Toprak gördü
Oluk oluk akan ömrümüzü
Seslensek
Duyarlar mıydı sahi
Bilemedik.
Bedenimizi parçalarken zulüm
Kanayan ruhumuzdu
Bir kuşun kanadına ağır geldik
Sonsuzluk ilişti
Uzak
Çok uzak kalsa da hayat
Biz hep bıraktığımız yerdeydik.
Bir kadın grubu belirdi bizim bizi bıraktığımız yerde
Yinelediler destandaki birkaç sözü ve tarihe emanet ettiler hepimizi:
Bahar hiç uğramadı çorağımızın çatlayan toprağına
Rüzgarı da esmedi
Güneşi de doğmadı hiç
Kurudu kurudu
Gözümüzdeki yaş
Dilimizdeki yas gibi
Sessizlik dilde hep
Kışta kaldı yürek
Ona sevdalandı
Bir battaniye oldu
Kor sıcak üşümesin diye
Sararken bedenlerini
Ateş gözden
Kanayıp akan yangın koyu
Gecenin tam da ortasına
Tohumunu bırakan Hasret
Kendi fillizinden utandı.