Gönderi

400 syf.
·
Not rated
·
Read in 36 hours
Anne Shirley'e Veda
Henüz güneşin tepelerden yüzünü göstermediği, gecenin bu en sessiz vaktinde koca bir destana veda ederken ve tüm hislerim tazeyken, düşüncelerimin mezara hiçbir zaman girmeyeceğinin inanç ve emniyetiyle yazıyorum. Biliyorum ki şu zamana kadar yazdığım beş on yazıdan çok daha farklı, yeri doldurulamaz ve unutulmayan bir parça olarak burada yaşayacak. Belki milyonlar görüp okuyamayacak, zira öyle bir kaygım hiç olmadı, ancak biliyorum ki son sayfasını büyük bir hüzünle okuyup kitabı rafına koyan her okuyucu, sırtını yasladığı o rahat koltuğunda tıpkı şu an benim hissettiklerimi hissediyor olacak. Koca bir iç çekiş. Koca bir rahatlama ve ardından gelen derin bir boşluk. Anne Shirley ile tanışmam belki çoğu insan gibi popüler kültürün sayesinde oldu. Bu destansı hikâyeye özel pek çok film, dizi vb. yapılmış olsa da yeri doldurulamayacak özel bir kurguyla hayat bulduğunu düşündüğüm yapım, Netflix adına çekilen üç sezonluk özel serisidir. Hayatımda izlediğim en anlamlı dizi konumunda, her zaman birinciliğini koruyacağına inanarak bitirdiğimi söylemek isterim. Aradan geçen uzun zamanın ardından romanlarını okuma heyecanıyla dolsam da bu seriyi almam pek de kolay olmadı. Günümüz okurlarının en büyük ortak derdi artan kitap fiyatları olsa gerek ki herkes gibi bende aynı dertten uzun zamandır muzdaribim. Bu yüzden doğru anın gelişini hep bekleyerek listemde tuttum. Defalarca alma cesareti göstersem de bir şeyler beni hep durdurdu. Zor veya kolay yoldan kitap alabilmenin bile küçük çaplı bir mücadele olduğunu görerek daha çok nefret ettiğim anlar oldu. Bağlandığımız, elle tutulur bir şeyin bizi bambaşka diyarlara götürdüğünü iliklerimize kadar hissettiğimiz kitaplara ulaşabilmek, bazılarımız için tam bir savaş olabiliyor. Sonunda kavuştuğumda ise nedendir bilinmez, okumaya bir türlü cesaret edemedim. Uzun bir süre öylece bekledi rafımda. Üniversiteyi kazandıktan sonra düşündüm ki hiç bilmediğim bir şehirde kendi odamın çok daha ötesinde bu okumayı yapmalıyım dedim. Sonucu her ne olursa olsun bunu yaşayıp görmeliyim diye düşündüm. Yaşadığım en iyi deneyimlerden biriydi bu. Uzun bir şehir yolculuğunun ardından kaldığım yurdun odasında başladığım ilk kitap ile, ikinci bir yolculuğum da başlamış oldu. Beni buralara kadar getireceğinden bihaber, iki aylık bir süreçle son sayfayı az önce okumuş, her ayracındaki detaylara gülümseyerek bakmış, olabilecek en şefkatli şekilde rafıma dizmiştim. Kafamın içinde binbir türlü Anne ile dolaşıyor hâlde, tüm hislerini okuyup yaşıyor vaziyette O'na veda ediyor oluşum, tarifi mümkün olmayan bir acıyla dolduruyor içimi. Sanki bir parçamı kaybetmemiş de ona armağan etmiş gibi, sanki verdiğim hediye ile elimde tuttuğum, bir kitaptan çok daha fazlasıymış gibi hissediyorum. Siz de hiç, bir kitabın ardından ağıtlar yakma isteğiyle dolup taştınız mı? Bir kitabı bitirmek hiç ihanet gibi hissettirdi mi? Veda etmek hiç bu kadar zorladı mı bir kitap için? Böyleydi işte. Büyük bir hayranlıkla bağlandığım bu seriye dair üzerine onlarca şey söylemek istesem de kısacası böyleydi. İçimde daha fazlasını söyleyecek gücü ne yazık ki bulamıyorum. Oysa bitirdiğim an onlarca şey gelmişti aklıma. Ellerim bir an önce yazabilmek, yazıp bu hisle mücadele edebilmek için kıvranıyordu. Fakat hiçbir şey yazamıyorum gördüğünüz gibi. Okumaktan çok yaşadığım bu kitabı anlatacak gücü kendimde bulamıyorum. Tek isteğim ve de arzum, pek çok okuyucunun Anne'le tanışıp onun dünyasına girmesi olur. Bir tesadüf veya bir tavsiye ile. Bir merak ya da bir tutku ile. En önemlisi, içinizde hâlâ yitirilmemiş o çocuksu heyecan ile. Anne Shirley ile tanışmanız, hiç tanımadığınız ve son cümlesine kadar okuduğunuz bu yazının sahibini, daimi ve saf bir mutlulukla kuşatacaktır. İyi Okumalar.
Yeşilin Kızı Anne 8
Yeşilin Kızı Anne 8L. M. Montgomery · Ephesus Yayınları · 2021794 okunma
·
48 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.