Gönderi

88 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Kimi yeterince sevmez kimi fazla sever... (Oscar Wilde)
Yazarın daha önce "Kızıl Kahkaha" adlı kitabını da okumuştum ve o kitap, daha fazla eserini okumaya itti beni. Tıpkı "Kızıl Kahkaha" kitabındaki gibi bu kitapta da yazar yine gerçek kötünün hangi taraf olduğunun belirsizliği üzerinde duruyor. Bilmeyen yoktur Hain Yahuda'yı. Hatta öyle çağlar geçmesine rağmen insanlar hâlâ aynı tiksinme ve nefretle bahseder adından: Hain Yahuda, Şeytan, İsa'ya ihanet eden şeytan... Yahuda dolandırıcı, yalancı, üçkağıtçı ama bir o kadar da eğlenceli, muzip, özverili biridir. En başından beri İsa'nın öğrencilerinin İsa'ya o kadar da bağlı olmadığını bilir ama İsa'nın yine de onları daha çok sevmesi ve Yahuda'ya bir sıcak gülümseme bile vermemesi Yahuda'nın İsa'ya olan sevgisini nefrete dönüştürür ve İsa'yı kendi acıklı sonuna götüren o işi yapar, oldukça gülünç bir rakama satar İsa'nın nerede olduğu bilgisini. Ama her ne kadar onun ölmesini, ona hiç zarar gelmesini istemese de ve diğerlerinin hatalarını anlayıp İsa'nın nasıl gerçek bir peygamber olduğunu düşünse de Yahuda bile dolandırıcı kişiliğine rağmen kandırılır ve çok sevdiği İsa'nın çarmıha gerilişini izler. Daha sonrasında da hem çektiği vicdan azabı yüzünden hem de artık "Hain" sıfatıyla gidebileceği bir yeri olmadığından intihar eder İsa'ya kavuşup af dileme umuduyla. Kitabın belki de en ironik kısmı, Havarilerin askerlerden korkuları dolayısıyla İsa'ya yardım etmemeleri ve korumamaları hatta O'nun öğrencileri olduklarını pek çoğunun reddetmesidir. Mesela şu parça bunu çok güzel kanıtlar: Yahuda asık suratla kemikli ellerini ateşin üstünde ısıtırken arkasında bir yerde Petrus'un gür sesini işitiyordu: -Yok tanımıyorum O'nu. Ama anlaşılan onun İsa'nın öğrencilerinden biri olduğunu iddia ediyorlardı ısrarla, çünkü Petrus daha gür sesle tekrarladı: - Hayır dedim ya, neden bahsettiğinizi bilmiyorum! İstemsizce tebessüm eden Yahuda arkasına bakmadan başını salladı tasdik edercesine ve mırıldadı: - İşte böyle petrol aman kimseye bırakma insanın yanındaki yerini! (Daha öncesinde Petrus ve Yuhanna, Cennet'te İsa'nın yanında kim olacağı hakkında tartışmışlar ve ikisi de kendisini hiddetle savunmuştu.) İşte tam da bu yüzden kitabı okurken hep "Asıl kötü olan kim?" diye sorguluyorsunuz. İsa'yı ele veren Yahuda mı, onu savunmayan ve aksine, kaçan Havariler mi, işkence eden Roma askerleri mi, Çarmıha gerenler mi, bu olayı keyifle izleyenler mi yoksa İsa'nın ta kendisi mi? Kendisi sonuçta açık bir şekilde Yahuda yokmuş gibi davranmış, onu çirkin ve tuhaf yüzlü olduğu için belli belirsiz dışlamış ve diğer Havarileri daha çok sevdiğini belirtmişti ve en sonunda Yahuda'yı, ölüm anında bir tek kendisinin yanı başında olacağını kanıtlamak için böyle bir şey yapmaya itmişti. Hem de barışı, sevgiyi, kardeşliği savunması gereken birleştirici güç niteliğinde olan bir peygamber olarak. Kısacası kitap, Oscar Wilde'nın "Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini" şiiri havası taşırken bir yandan da kötünün kim olduğu muhakemesini yaptırıyor. Benim okurken keyif aldığım bir kitap oldu, bu tür bir konuya ilginiz varsa okumanızı tavsiye eder ve şu satırlarla bu incelemeyi sonlandırmak isterim: Kimi satar; kimi de satın alır Kimi gözyaşı döker öldürürken Kimi kılı kıpırdamadan Çünkü herkes öldürür sevdiğini Ama herkes öldürdü diye ölmez.
Yahuda İskariot
Yahuda İskariotLeonid Andreyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,705 okunma
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.