Gönderi

MAARİF - 146. Fasıl "Allah, inananlardan, canlarını ve mallarını kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır." (Kur'an'ı Kerim, 9:111) "İyi satın alıcı halk değil, benim. O halde neden ümitsizliğe düştün? Hem benim hem de halkın nimetlerine tamah ettiğinde, halkı benim nimet vericiliğimle bir tuttun ve beni yeterli bilmedin. Sen doğruluk ve iyiliği halkın saygısı için yaptıysan, işte gördüğün gibi yüzsuyun döküldü. Zira onlar bunu kabul etmedi. Eğer bunu benim (Allah) için yaptıysan, zayi olmadı. O zaman alıcı ben olduğum halde neden umutsuz ve incinmiş bir haldesin? Hatırına gelen her güzel hayal ve iyi düşüncenin yaratıcısı benim. Onlar, önümde hizmet, itaat ve emir almaya hazır olarak dururlar. Fermanımla yokluğun köşelerinden çabucak dışarı çıkarlar; hizmete gayret ederler; kulluk ederler ve giderler. Hatırına gelen sadelik veya yüzlerin nurları gibi her şeyi senin önünde yaratırım. Yani bunların sahibi benim... Aşkı bana aşık bil. Onun hakikatine bak ki, aşkın nasıl coşkuları ve halleri vardır." Eğer sen Allah'ın yüceliğinin seni sarmasını istersen, Allah'ın azametinin eserlerinin bulunduğu yerlere bak... Herkes farklı bir şekilde Allah'ın muhabbetini iddia eder. Birisi açlıkla, diğeri riyazetle, başkası gayretle Allah'ın muhabbetini arar. Bu iddiaların hiç birisinin delili yoktur. Allah, kendi muhabbetine bir yolu açıkça gösterdi; o, enbiya ve resullerin yoludur. Bu da onlara itaat etmek ve onları sevmekten geçer. "(Ey Resulüm) De ki; siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin." (Kur'an'ı Kerim, 3:31) İtaatin yoksa, hiç değilse iyilerle dost ol ve onları sev. Hatta bütün halk ile dost ol. Ta ki onlardan derece sahibi olanlar seni dostlukla kendi derecelerine ulaştırsınlar. (Vallahualem) (146. Fasıl'dan derlenmiştir.) Maarif, Sultanü'l Ulema Bahaeddin Veled, s.190
·
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.