Ahmed Arif'in Cigarası Niye Karanfil Kokar?
"Dağlarına bahar gelmiş memleketimin"(1)
dizesinde saklıdır bunun yanıtı...
Büyük olasılıkla cigarası hapishane yakınlarındaki eline çabuk bir büfeden alınmamıştır.
Memleketinden hasretle gönderilmiş olup halis kaçak tütünden yapılmıştır.
İnce parmakların, sevginin özeni ve emeğiyle gizli bir selam gibi sardığı bir cigaradır bu.
Bunu ona söyleyen, uzak parmakların birbirini bir cigarada tutuşu
ve o cigaranın çok uzaklardan halkalanan dumanıdır.
Sarılırken kurulan hayal, içilirken dumanlanan anıya dönüşür. Cigara mevsim bildirir.
Tütüne sinmiş karanfil kokusu, böylelikle, "Karanfil kokuyor cigaram"a dek incelmiş söze, renk ve ışık düşürür.
Karanfil, hem doğunun dağlarından, hem doğunun divanından düşer şiire.
Nice şiirimizde açar karanfil. O kadar ki buradan kalkarak, başka bir yazının içine kadar uzar dalı, rengi kokusu...
Ahmed Arifin bu şiiri kim bilir kaç mahpysa görüşmeci olmuştur sonradan .
"Yeşil soğan, karanfil kokan cigara ve günün birinde bunlardan süz eden bir gür duvarlarım birbirine akraba ettiği bütün mahpuslara apansız bahar getirir
Böylelikle bir mahpustan kaç mahpus çıkar
Kimse girdiği mahpustan aynı çıkmaz geriye
Tütüne durmuş bir başka şiir:
Tütünü bilir misin?
"Kız saçı" demiş zeybekler,
Su içmez her damardan,
Yerini kolay beğenmez,
Üşür
Naz eder,
Darılır,
İki yaprak arasında kıyılmış,
Bir parçası var kalbimin
Incecik, ak kağıtlara sarılır,
Dar vakit yanar da verir kendini,
Dostun susan dudağına...(2)
(1). Şairin, "İçerde" şiirinden, Hasretinden Prangalar Eskittim, Cem, 1973, s 28; yeniden basımı: Metis, 2008, s. 14.
(2) Şairin, "Yalnız Değiliz" şiirinden, Hasretinden Prangalar Eskittim, Cem 1973, s.34 yeniden basım, Metis, 2008, s.24