Sizin İnsan olmaktan başka bir kimliğiniz var mı gerçekten?
Selam değerli okuyucular!
Yine beni diyar diyar gezdiren bir romanın akıcılığıyla sizlerleyim. Okuduğum bu eserde çoğunluk kadınların hayatından bahseden, baharın gelişini müjdeleyen Mayıs ayında dört kadının yaşadığı olayları ele alan, insanlık dersi veren 
Dişidir Mayıs Ayı kitabıyla, tüm zamanlarda nasıl insan olabilme bilincini anlatmaktadır...
Doğum tarihiniz, doğum yeriniz, aileniz sizin seçiminiz miydi? Başka bir yerde, nasıl bir zamanda doğsaydınız yaşamınız nasıl olacaktı? gibi soruları çokça kendinize sormakla meşgul olacaksınız. Ve okudukça; kendi dininize, dilinize, kimliğinize, yaşantınıza çokça şükredeceksiniz:)
Tullia, Anita, Behice, ve Anna... Aynı kadının zamanın düşey düzlemindeki versiyonlarıyla Roma'da, Kudüs'te, İstanbul'da, ve Münih'te birer MAYIS ayı geçirecek; 
Zehra Tezvaran karakter şöleninde hayatla ve kaderle DANS edeceksiniz... Ve "seçemediklerinizi" düşüneceksiniz...
Beni hikayesiyle en çok etkileyen kadın ise Osmanlı döneminde yaşamış bir Türk kadını ola Behiceydi elbette. Yıllardır anne olmak için mücadele eden, her doğum yapan kadını gördükçe hüzünlere bürünen ve benide okurken ağlatması da aynı kaderi paylaştığımızdan kaynaklanıyor olabilir elbette. Sanki onunla dertleşiyormuş gibi buldum kendimi:(
Neyse sizleri daha fazla duygulandırmak istemiyorum. Umarım benim gibi birçok yerinde duygusallığınız olacaktır bu eserde. Her nerede doğup büyümüş olsakta, yaşadığımız yerlerin dışında olan insanlara empati kurarak yer yer acı ve yeryer mutluluğu ele alarak onların kaderlerine ortak olmanız, duygularını hissetmeniz dileğiyle...
Unutmayın! Yeryüzündeki her kadın baş tacıdır..
İncelemeyi okuyup, duygularıma ortak olduğunuz için teşekkür ederim:)
Keyifli okumalar...
·
1 artı 1'leme
·141 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.