ÇAĞRI
Bırak uyuyayım, gönlüm aşkla sarhoş.
Bırak dinleneyim, ruhum günlerin
ve gecelerin cömertliğine doydu;
Mumları yak, yatağımın etrafında tütsü gezdir,
Üstüme yasemin ve gül yaprakları serp;
Saçlarımı buhurla yıka,
Ayaklarıma mis kokular damlat,
Ve ölümün eliyle alnıma yazdıklarını oku.
Bırak uykunun kollarında dinleneyim,
Çünkü açıkken gözlerim yorgun;
Bırak gümüş telli lir titreşip ruhumu yatıştırsın;
Yaşlanan yüreğimin etrafına arp
ve ut ezgileriyle bir perde doku.
Gözlerimdeki umut şafağını izlerken
geçmişin şarkılarını söyle,
Şarkılarının sihri,
yüreğimin dinlendiği yumuşacık bir yatak.
Gözümdeki yaşı sil dostum,
Şafağı selamlayan çiçekler gibi başını kaldır.
Yatağımla ebediyet arasında
bir ışık huzmesi gibi duran
Ölümün gelinine bak;
Nefesini tut, benimle birlikte
beyaz kanatların davetkâr hışırtısını dinle.
Yaklaş, yaklaş da vedalaşalım;
Gözlerimi gülümseyen dudaklarınla öp.
Çocuklar pespembe yumuşacık parmaklarıyla elimi tutsun;
Asırlar damarlı elleriyle alnıma dokunup beni kutsasın;
Bakireler iyice yanaşıp gözlerimde
Tanrı'nın gölgesini görsün,
Sık nefesimde Tanrı iradesinin yankısını duysun.