Çalışkan, dürüst, nâzik ama polis kâtili. Mi acaba?
Ciddi oranda spoiler içermektedir. Çünkü Türkçe internette bu seriye dâir pek bir bilgi yok. Amme hizmeti bâbı gelsin o hâlde:
Özel serinin ikinci sayısı olan bu cilt, öncekinin devamı niteliğinde. Ken Parker polislere yakalanmamak için kaçmıştır ve Mackinaw City'ye gelerek orada ormancılarla birlikte çalışmaya başlamıştır. Ancak polis Alec Browne da her taşın altından topladığı ipuçları ile onu tâkip etmektedir. Bu arada her kime sorsa Ken Parker hakkında "İyi, dürüst, çalışkan, nâzik vb." iltfatlar duyar.
Bu sayıda ilginç bir bilgiyi, daha ilk sayfalardan öğrenmekteyiz: İlk sayıda Ken'in bir polisi öldürdüğü bilgisi bir îtiraftan ibâretmiş. Polisi aslında ajanlar yanlışlıkla öldürmüşler ve bu suçu Ken'in üzerine atarak îtibarlarını kazanmak istiyorlar. Fakat bunlar asıl hikâyenin yan olaylarından hâllice. Asıl olay iki parçadan oluşmakta: ilki iki erkek kardeş anasız babasız kalarak çalışmak üzere ormancılardan iş kaparlar. Ancak kardeşlerden küçük olan down sendromlu (Diyaloglarda mongol oluduğu söyleniyor.) ve on altı yaşındaki büyük kardeşe bayağı zorluk çektiriyor. Cildin sonunda ise üç sır ortaya çıkıyor onlarla alâkalı: ilki down sendromlu olan Orion psişik güçlere sâhip ve kurgunun ilerleyişine ciddi katkılar sunuyor. İkincisi ise Alex aslında Alex değil, bir kız; gizleniyor çünkü hayatta kalabilmek ve geçimlerini sağlayabilmek için erkek kılığına girmek dışında bir seçeneği olmayan bir devirde yaşıyor. Üçüncüsü ise aslında kardeş değiller. İkisi de yetimhânede tanışmış ve berâber oradan kaçmışlar. Ana olayın ikincisi ise ormancılar şefi. Gençken çalıştığı evde hırsılık yaparak hapis yatmış. Şu an çalıştığı şirketin sâhibi de, tesâdüf o ki o evin oğlu. Hemşerisi olduğu için sevinen şirket sâhibi çeşitli nedenlerle sayı boyunca zarar eder, şirketi de îtibar kaybeder. Derken son damla olarak bir hırsızlık vukû bulur. Ken Parker, hırsızlık meselesinin polis öldürmede olduğu gibi üzerine kalmasını istemediği için Browne'ın ona çok yaklaştığını bile bile çalışmaya devam edip gerçekleri araştırır ve Orion'un sâyesinde de bulur.
Söylemeden edemeyeceğim. Ormancılarla çalışmaya başlayınca aşçının Alex'i tâciz etmesi, kıyafetlerini parcalamasi ve kız olduğunu anlaması esnâsında öfkeden kuduruyordum ki neyse ki Allah vergisi psişik kuvvetleriyle Orion devreye girip onu bakışlarıyla parçalıyor. Diğer yandan ormancıların down sendromlu Orion hakkındaki câhilce, aptalca konuşmaları da beni çileden çıkardı.
Hikâye gâyet açık, akıcı ve zevkliydi. Esrar perdesinin peyderpey açılması okumayı daha eğlenceli kıldı. Zâten 66 sayfa birşeydi. Ancak çizimler konusunda garp cephesinden yeni bir haber yok: bkz. 
Ken Parker - Norma'nın Prensi
·
52 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.