Gönderi

31- Hamas'ın 2006 yılı başlarında Filistin yasama meclisi seçimlerini büyük başarıyla kazanması, Filistinlilerin İslâmî harekete ve direniş çizgisine güveninin arttığının bir işaretiydi. Bu sonuç, aynı zamanda Fetih hareketinin karşı karşıya olduğu dağılma, yıpranma ve yolsuzluk sorunlarının da bir yansımasıydı. Filistin meselesini uzlaşmacı yollarla çözme girişiminin de gerilediğini ortaya koyuyordu. İsrail'in, Filistinli bazı çevrelerin, Arap dünyasının ve uluslararası çevrelerin İsmail Heniyye'nin kurduğu hükümeti başarısız kılmak ve düşürmek için yürüttüğü çabalar, bunların İslâmi ve direnişçi çizgiye ne derece düşman olduklarının açık bir delilidir. Aynı zamanda konunun İslâmî kesimle ilgili olması durumunda nasıl çifte standartçı davrandıklarını, demokratik faaliyete ve çıkan sonuçlara saygı göstermekten uzak kaldıklarını gözler önüne sermektedir. Hamas'ın önderliğinde kurulan iki hükümet şiddetli İsrail saldırılarına, ciddi güvenlik sorunlarına ve oldukça katı bir ambargo uygulamasına maruz kaldı. Yasama meclisi Batı Yaka'daki Hamas temsilcilerinin bir çoğunun esir alınması neticesinde de çalışamaz hale getirildi. Kuşatmanın kaldırılması karşılığında İsrail'i tanımayı şart koşan Ortadoğu Dörtlüsü'nün şartlarını dayatması yoluyla Hamas'ın itaat eden bir hareket haline getirilmesi için çalışıldı. Hamas da Haziran 2007'de Gazze üzerinde otorite kurabilmek için kesin askeri bir çözümü uygulamaya koymak zorunda kaldı. Diğer taraftan özerk yönetim başkanlığıyla Fetih hareketi, Batı Yaka'da otorite sahibi olup uzlaşmacı yolla meselenin çözümü projesine bağlı kalarak, direniş akımlarının özellikle de Hamas'ın kökünü kazıma işlemini sürdürmeye çalışıyordu. Filistin'deki bölünmenin derinleşmesi neticesinde Filistinliler çok sıkıntı çekti ve özellikle de FKÖ, Ulusal Meclisi ve yasama meclisi gibi temsil kuruluşlarının rolü gittikçe geriledi. Aynı zamanda Filistin'le ilgili kararların alınması ve yönlendirilmesi hususunda özellikle İsrail ve Amerika'dan gelen dış baskılardan da oldukça zorluk çektiler. Direnişin kahramanca duruşu ve İsrail'in bölgeye yaptığı 27.12.2008-18.01.2009 tarihleri arasındaki saldırısının başarısızlığı direniş akımına yeniden bağlanılması ve büyük halk kitlelerinin onun etrafında toplanması sonucunu doğurduğu gibi Filistin halkına Arap-İslâm âleminden ve uluslararası arenadan desteğin ortaya çıkmasını sağladı. Aynı zamanda Filistin'in yeniden düzenlenmesi eğilimine de bir ivme kazandırdı.
Sayfa 49
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.