Gönderi

216 syf.
10/10 puan verdi
Yarı Zamanlı Yalnız ~ Bünyamin Kapıcıoğlu Bazen düşünüyorum da hayat sanki ilişkilerle dolu bir sahne ve içerisinde yer alan eş, dost, arkadaş, akraba ve diğerleri ise bu oyunun bir parçası. Oyun ise senin zihninde başlıyor ve senin hayatında yer alan her bir kişi almış olduğu rolü dahilinde oyunun akışını belirliyor. Neticesinde insanız ve birden çok duyguya sahip varlıklarız. Mesela bazen aşkın verdiği coşkuyla dans ederken bazen de dengeyi kurmaya çalıştığımız bir ip üstünde cambazlık yapıyoruz. Aşk dediğimiz bu duygu bazen bizi doruklara çıkarıp bazen de derin uçurumlara sürükleyebiliyor. İşte o zaman dengeyi sağlamak bir sanat hâline geliyor. Kendi iç dünyamızdaki karmaşayı anlamlandırmak için çabalarken bir yandan da dışarıda ilişkilerimizi dengelemeye çalışıyoruz. Arkadaşlık ve dostluklar da bana kalırsa hayatın en güzel renklerinden biri. Samimiyet, güven ve bağlılık gibi duyguları dengelemeye çalışırken bazen hayatın kesişim noktalarında dengede durmak için bazen oldukça zor kararlar almak gerekiyor. Tıpkı Berrin'in aldığı kararlar gibi... Ve tabii ki aile bağları... Aile dinamiklerinin ilişkilerimizi nasıl etkilediğini anlamaya çalışırken yer yer içsel dengeyi bulmak birazda geçmişle barış içinde olmayı gerektiriyor gibi geliyor bana. Birazda aynanın karşısına geçip dış siluetimiz ile iç benliğimizin konuşması gerekiyor. Olduğumuz konumun içerisinde bulunduğumuz şartları değerlendirmek ve bunu yaparken ise bir bahane aramamak ya da bir şeyi bir nedene bağlamamak. Leyla'nın burada asıl üzerinde durması gereken noktası kendi içindeki karmaşıklığını bir şeye bağlamasıydı. Ve tabii ki en önemlisi ise dengesizlik. Buradaki en büyük denge kaybı Türkan karakterinde mevcuttu. Bir gün ak dediğine bir gün kara edasıyla bakan, bir gün deli gibi aşık olup ikinci gün buz tutan. Ben insanların çekim yasası dedikleri olaya fazlasıyla bağımlı ve bağlantılı olduğunu düşünen biriyim. Özellikle toplumun bize dayattığı normlarla kendi içsel hislerimiz arasında bir yerde denge kurmaya çalışmak zor iş. Kendi değerlerimizle dışarıdan gelen beklentiler arasında gidip gelmek bazen gerçekten kafa karıştırıcı olabiliyor. Bu yolda belki de en önemli şey, kendi iç dengemizi bulmak. Çünkü her ilişki bir denge oyunu gibi ve asıl önemli olan da bu oyunu kendi içimizdeki dengede tutabilmek. Şahane Hanım kitapta en çok sevdiğim karakterlerden birisi oldu. Hani insanlar bazı zamanlarda büyük bir farkındalık yaşar ya işte öyle bir aydınlanma yaşadım. Kurmuş olduğu her bir cümlesi insanın kulağına küpe olacak nitelikteydi. Ne demiştik? Denge... İşte bu küçük kelime hayatın her alanında özellikle de aşk, cinsellik, dostluk, aile gibi kavramların iç içe geçtiği ilişkiler dünyasında o kadar da basit olmayan bir denklemin anahtarını taşıyor. Kitapta altını çizdiğim çok fazla cümle oldu. Ancak bir anlatı üzerinde fazlaca durmamı sağladı ve beni çokça düşündürdü. Berrin dedi ki: "Çünkü hayatın ortak bir anlamı yoktur Hatice. Ben kendi hayatımı anlamlı hale getirmek için başka şeylere ihtiyaç duyarım sen bambaşka şeylere ihtiyaç duyabilirsin. Hayatın ortak bir anlamı yoktur ama anlam aramak ortak bir ihtiyaçtır. Haliyle kimi düşünce tembelleri, başkalarının anlamlarını alır, sorgulamadan benimserler. Mesela dogmalarla hayatı anlamlı kılmayı hep tembellik olarak yorumlamışımdır. Tabii ki bu da benim anlam arayışım. Dediğim gibi, seninki farklı olabilir Hatice... Nitekim daha iyi düşünebilmek için başkalarının anlamlandırmalarını da anlamaya çalışmak yanlış değil. Kemale erme konusunda niyetli ve gayretli kimseler, günün sonunda mutlaka kendi varoluşlarını, harmanladıkları bilgilerle, yeniden, kendine özgü biçimde anlamlandırırlar zaten." #Aşk #dostluk #arkadaşlık #ilişkiler ve çok daha fazla psikolojik temaya sahip olan bu üç kadının hikâyesini mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar diliyorum.
Yarı Zamanlı Yalnız
Yarı Zamanlı YalnızBünyamin Kapıcıoğlu · Nemesis Kitap Yayıncılık · 202645 okunma
·
31 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.