Hiç dikkat ettiniz mi ? Bir anlığına hayalini kurduğunuz dolma kalem (herkes için istekler değişir) size arkadaşınız tarafından ansızın hediye edilir. Aklınızdan geçen bir insan çat diye karşınıza çıkar. İçinizden söylediğiniz bir şarkı ya radyoda çalar ya da sesli söylemiyor olmanıza rağmen yanınızda olan o kişi de aynı şarkıyı söylemeye başlar. Tam tersi olarak soyulmaktan çok korkarsınız ve evinize hırsız girer. Düşmekten korkarsınız ve ayağınız taşa takılır
İyi veya kötü, enerji verdiğiniz, odaklandığınız, gözünüzde canlandırdığınız şeyler başınıza gelir.
(Burada “iyi veya kötü” atlanmaması gereken kritik bir noktadır. Çünkü kuantum alanı iyiyi ve kötüyü değil, yalnızca sizin ne düşündüğünüzü ve hissettiğinizi algılar)
Her şey titreşimden ibarettir, her duygunun ve düşüncenin titreşimi farklıdır. İyi düşünce ve hisle iyiyi, kötü düşünce ve hisle kötüyü çekersiniz. Bu durumu çok kez yaşadığınıza eminim. kötü başlayan bir gününüzü hatırlayın. Uykuya yenilip gideceğiniz yere geç kaldınız ve mutsuz, moralsiz uyandınız. Alelacele evden çıktınız ve evde mutlaka önemli bir eşyanızı unuttunuz. Dışarıda ya çok trafik vardı kendi aracınızda sinir krizi geçirme raddesine geldiniz veya bineceğiniz toplu taşıma aracı bir türlü gelmedi
Kurduğunuz cümle ne olurdu ? Her şey üst üste geliyor
Oysa kendinizi iyi hissettiğiniz bir gün herkes size selam verir. Işıl Işıl parlarsınız ve insanlar dönüp dönüp size bakar. Her işiniz rast gider. Sizce bunlar tesadüf mü?
Enerji verdiğimiz, düşündüğümüz ve hissettiğimiz şeyleri gözlemlemek ve gerektiği yerde kendi içimize müdahale etmek bizim elimizde. Başlangıçta zor gelse de, kendimiz için yapabileceğimiz en büyük iyilik budur.
Değişim tam da bu noktada başlar.
Bir klavuz niteliğinde. Kesinlikle okuyun.