Gönderi

​​“ALLAH DE KALBİM Dua var problem vok!” Ferudun Özdemir ✍️ Kölenin duası Hulefâ-i Râşidîn zamanında, Mekke-i Mükerreme'de bir defa gayet kuraklık olup, Mekke ehli yağmur duasına çıkmışlardı. Fakat yağmur yağmamıştı. Abdullah Bin Mübarek Hazretleri: "Bu insanların içinden çıkıp, tenha bir yerde dua edeyim, belki dergâhı izzette kabul olur." diyerek, Mekke-i Mükerremeden çıkıp bir mağaraya girer ve dua ile meşgul olmaya başlar. O esnada mağaradan içeriye siyahi bir Arap girip iki rekât namazdan sonra şöyle dua ve tazarruda bulunur: "Ya Rabbi! Senin kulların üç gündür rahmet duasına çıkıyor ve senden yağmur istiyorlar. Sen ise henüz ihsan etmedin. Sen yağmur yağdırıncaya kadar başımı secdeden kaldırmayacağım. Bunun üzerine hemen yağmur yağmaya başlar ve o da secdeden kalkarak, mağaradan çıkıp gider. Abdullah Bin Mübarek de O'nu takip etmeye başlar. Nihayet o Arap, Mekke-i Mükerreme'de yüksek bir kapıdan içeriye girer. Bin Mübarek de kapının önünde beklemeye başlar. İçeriden çıkan birisine, bu evin kime ait olduğunu sorunca, bir esircinin evi olduğunu öğrenir. Sonra esirciyi çağırarak: "Bir esir almak istiyorum. Bütün esirlerini bana göster." der. Esirci de hepsini gösterir. Fakat o esirlerin içinde göremeyince, esirciye Arapi onun nerede olduğunu sorar. Esirci de "Evet, öyle birisi vardır, fakat çok tembeldir, işe yaramaz. der. O da bir bakalım." deyince Arap'ı getirir. Abdullah Bin Mübarek, Arap'ı görünce, "Olsun, bu benim işime yarar, fiyatı nedir?” diye sorar. Esirci, "Ben yirmi akçeye aldım, fakat on akçe bile etmez." der. Abdullah Bin Mübarek, onu yirmi akçeye alır ve evine getirir. O Arap: "Ey Abdullah Bin Mübarek! Sen beni niçin aldın?" "Sen benim ismimi nereden biliyorsun?" "Dostlar birbirini bilir." Arap, abdest alıp namaz kıldıktan sonra, başını secdeye koyar. Abdullah Bin Mübarek de ne diyor" diyerek ona yaklaştığı zaman, secdede şöyle söylediğini duyar: "Ey sırlar sahibi, hakikaten sır zahir oldu. Bundan sonra bana hayat gerekmez." Arap'ın secdede biraz fazla kaldığını görünce, onu hareket ettirmek ister. Bir de anlar ki Arap, ruhunu teslim etmiştir. Hemen teçhiz ve tekfinini görüp defneder. O gece rüyasında, Hz. Resulü Ekrem Efendimiz'i görür. Sağ tarafında heybetli ve nurani yüzlü bir zat ve sol taraflarında da o Arap vardır. Hz. Resulü Ekrem Efendimiz, "Ya Abdullah! Allahü Teâlâ Haz- retleri seni hayır ve ihsan ile mükâfatlandırsın. Çünkü sen bizim sevdiğimize hizmet ve ihsan ettin." buyurur. Abdullah Bin Mübarek: âlilerinizin "Ya Resulullah! Bu kul, zat-ı alilerinizin sevdiği midir?" deyince, Efendimiz: "Evet, bizim sevdiğimiz bir kuldur. Hatta Ibrahim Halilullah'ın da sevdiği bir kuldur." deyip sağ tarafındaki zatın, Cenabı Halilullah salavatullahi ala nebiyyina ve aleyh Hazretleri olduğunu işaret buyurur. Uyandığı zaman, , öyle bir hizmetçi ile bulunduğu için Cenabı Hakk'a şükreder.
··
20 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.