Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Spinoza'nın Tanrısı
“tanrı şöyle derdi: dua etmeyi ve göğsüne yumruk atmayı bırak! yapmanı istediğim şey, dünyaya çıkıp hayatının tadını çıkarman. eğlenmeni, şarkı söylemeni ve senin için yaptığım her şeyin tadını çıkarmanı istiyorum. kendi inşa ettiğin ve benim evim olduğunu söylediğin o soğuk, karanlık tapınaklara gitmeyi bırak. evim dağlarda, ormanda, nehirlerde, göllerde, plajlarda. yaşadığım yer ve sana olan aşkımı orada ifade ediyorum. sefil hayatın için beni suçlamayı bırak; sana hiçbir zaman yanlış biri olduğunu ya da günahkar olduğunu ya da cinselliğinin kötü bir şey olduğunu söylemedim! seks sana verdiğim ve aşkını, sevincini ifade edebileceğin bir hediyedir. o yüzden seni inandırdıkları her şey için beni suçlama. benimle hiçbir ilgisi olmayan sözde kutsal yazıları okumayı bırak. gün doğumunda, bir manzarada, arkadaşlarının gözlerinde, küçük oğlunun gözlerinde beni okuyamıyorsan, beni hiçbir kitapta bulamazsın! güven bana ve benden istemeyi bırak. bana işimi nasıl yapacağımı mı söyleyeceksin? benden bu kadar korkmayı bırak. seni yargılamıyorum, eleştirmiyorum, sinirlenmiyorum, rahatsız etmiyorum, cezalandırmıyorum. ben saf aşkım. benden özür dilemeyi bırak, affedilecek bir şey yok. eğer seni ben yaptıysam... seni tutkuyla, sınırlamalarla, zevklerle, duygularla, ihtiyaçlarla, tutarsızlıklarla... özgür iradeyle doldurdum... senin içine koyduğum bir şeye cevap verirsen seni nasıl suçlayabilirim? seni olduğun gibi olduğun için nasıl cezalandırabilirim? sence tüm çocuklarıma sonsuza kadar kötü davranan bir yer yaratabilir miyim? nasıl bir tanrı bunu yapabilir? her türlü emirleri unut, her türlü yasayı unut; bunlar seni manipüle etmek için, seni kontrol etmek için, sadece senin içine suçluluk duyguları yerleştirip seni manipüle ve kontrol etmek isteyenlerin işi. benzerlerine saygı göster ve kendin için istemediğin şeyi yapma. senden tek istediğim hayatına dikkat etmen, uyarı durumunun rehberin olması. sevgilim, bu hayat bir test değil, bir basamak, bir adım, ne bir prova, ne de cennete doğru bir başlangıç. bu hayat şu anda yaşanıyor ve şu an senin ihtiyacın olan tek şey. seni tamamen özgür kıldım, ödül yok, ceza yok, günahlar yok, erdem yok, kimse skor taşımıyor, kimse kayıt tutmuyor. hayatında bir cennet veya cehennem yaratmak için kesinlikle özgürsün. bu hayattan sonra bir şey olup olmadığını söyleyemem ama sana bir tavsiye verebilirim. olmamış gibi yaşa. sanki bu senin zevk almak, sevmek, var olmak için tek şansın. yani eğer hiçbir şey yoksa, sana verdiğim fırsattan zevk almış olacaksın. ve eğer varsa, sana iyi mi kötü mü diye sormayacağım, sana soracağım beğendin mi? eğlendin mi? en çok neyi beğendin? ne öğrendin?... bana inanmayı bırak; inanmak tahmin etmek, hayal etmektir. bana inanmanı istemiyorum, beni kendinde hissetmeni istiyorum. sevgilini öptüğünde beni hissetmeni istiyorum, küçük kızını yatırdığında, köpeğini okşadığında, denizde banyo yaparken. beni övmeyi bırak. bencil bir tanrı olduğumu nasıl düşünürsün? övülmekten sıkıldım, teşekkür edilmekten bıktım minnettar hissediyor musun? bunu kendine, sağlığına, ilişkilerine sor. dünyaya göz kulak ol. izlendiğini mi hissediyorsun?... neşeni ifade et! beni övmenin yolu bu. işleri zorlaştırmayı bırak ve benim hakkımda sana öğrettiklerini tekrar etmeyi bırak. emin olman gereken tek şey burada olduğun, yaşadığın, bu dünya harikalarla dolu. neden daha fazla mucizeye ihtiyacın var? neden bu kadar çok açıklama var? beni dışında arama, beni dışta bulamayacaksın. beni içinde bul işte buradayım, senin içinde atıyorum...(Ekşi Sözlük'te gördüm bayıldım.)
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.