Gönderi

ABD Irak’a girerken “Kitle imha silahları var, o yüzden giriyorum, çok acil” dedi. Oysa Birleşmiş Milletler’in raporları ve tüm kaynaklar, kitle imha silahı olmadığını söylüyordu, girdiler. Irak’a niye girildiğini öğrenmek isterseniz, 1972 yılı Amerikan Kara Kuvvetleri dergisinde İsrailli bir stratejistle yapılan bir röportajı okuyabilirsiniz. Diyor ki İsrailli stratejist: “Büyük İsrail Projesi’nin önündeki en büyük engel Irak’tır. Mutlaka bölünmeli: Sünni Irak, Şii Irak ve Büyük Kürdistan”. Yıl 2009, aradan tam 37 yıl geçmiş. Siz televizyonda Buz Dansı, BBG Evi, Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses seyrederken, gazete genel yayın yönetmenleri şarap, aşk yazıları yazarken ülkeyi yanınıza kurdular. Böyle bir kararı Bush zekâsında bir adama bırakamazsınız. Öte yandan, uygulayıcının Bush zekâsında olmasında fayda bile vardır. Geçenlerde NTV Radyo’dan Amerika’nın Sesi radyosunu dinliyorum, Amerikalı iki düşünce kuruluşunun (think tank) başkanları; Irak’taki, şu anki karışıklığın çözülemeyeceğini, dünyanın ve Amerika’nın Irak’ta üç ayrı ülkeye alışmasının zamanının geldiğini söylüyorlardı: Sünniistan, Şiistan ve Kürdistan. (Aslında, Büyük Kürdistan ama onu da zamanı gelince söyleyecekler.) Saddam 30.000 kişiyi katlettiği için asıldı. Irak’taki sivil ölü sayısının 1.500.000 (bir buçuk milyon) civarında olduğu söyleniyor. Tek bir kitle imha silahı bulunamadı Irak’ta. Irak’ın tarihi, müzelerindeki paha biçilemez eserlerin % 90’ı Amerika’ya kaçırıldı, insanı ve petrolü yağmalandı; sokakları kolsuz, bacaksız çocuk kaynıyor, hiçbirimizin bunlardan haberi yok. Ne Birleşmiş Milletler, ne gazeteler, ne yargı ne devlet adamları, ne de sivil toplum örgütleri, “Bush da yargılanmalı ve asılmalı” dediler. Strateji budur. Kurumların 2 yıla kadar olan planları operasyon, 2-5 yıl arası taktik, 5 yıl ve sonrası stratejileri olur. PKK, bizim bitmeyen şehitlerimiz, şehit oğlunun ardından “Benim topacım, Nurim” diye ağlayan anne, bir buçuk milyon Iraklı, kolsuz çocuklar, İsrailli sivil şirketlerden mayın yerleştirme eğitimi alan Peşmerge ve PKK’lı terörist Kürtler, o iki Amerikan “think tank” kuruluşunun başkanlarının Yahudi soyadlı oluşu, DTP… Bunların hepsi operasyondur. Apo’yu bize teslim edip, avukatlarıyla hâlâ görüştürüp PKK’yı yönettirmeleri de operasyondur. Hepsi, bizim okuyamayacağımızı zannettikleri uzun vadeli stratejinin parçalarıdır. Bir ülkenin tüm dış politika yazarlarının da bunları yazmaması, belki onlar da “Bush zekâsındadırlar” şeklinde açıklanamaz.
·
56 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.