Gönderi

823 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 13 days
Beyninizi yerinden oynatacak bir karakter!
KİTABA KISA BİR GİRİŞ Aynı gece hem doğum hem ölüm olması ne acı bir şey! Diye düşünmüştüm fakat kitabın acı ile dolu olmayan tarafı olmadığını hatırlayınca çok da üzerinde durmadım açıkçası... Kitabımızın içindeki süper 5'li (o dönemde siyasi örgüt olarak çok fazla grup vardır.), kendilerinden ayrılmak isteyen bir üniversite öğrencisini o gece yeni doğum yapmış hanımı olmasına rağmen çıkarları doğrultusunda onu öldürmek konusunda karar kılarlar. Bu ölüm 1869'da yaşanmış gerçek bir olaydır (olaydan bahsedeceğim) ve Dostoyevski bu olaydan esinlenerek Cinler'i yazar. Dönemin Rusyası'nın Çar'ını devirmek ve devleti ele geçirerek kafalarındaki düşünceleri gerçekleştirmek isteyen bir siyasi örgütün içindeki aydınların, ateistlerin, sosyalistlerin, anarşistlerin, kafaların içinde yanıp sönen ateşlerin tablosunu bizlere çok iyi bir biçimde sunar. 19. yüzyıl sonu Rusyası'nda hüküm süren şiddet atmosferine karşı bir tepki olarak kabul edilen bu eser, devrimci bir komplodan ilhâm almasının yanı sıra yazılmış en iyi siyasi romanlardan biridir. BAZI KARAKTERLERİN GERÇEK HAYATLA BAĞLANTISI VE TEMSİLLERİ 1) PYOTR STEPANOVİÇ VERHOVENSKİ Stepan Verhovenski'nin oğlu. Rus devrimine gönülden bağlı ve Avrupa'dan gelen emirlerin uygulanması için canla başla çalışan bir nihilist gibi görünse de ütopik bir fikri kendi başına uygulamaya çalışan bir iktidar düşkünüdür. Dostoyevski'nin gerçek hayattan aldığı Sergey Nechaev'in romana adapte edilmiş halidir. Sergey Nechayev, 19. yüzyılın ortalarında yaşamış Rus devrimci bir figürdür. Radikal görüşleri ve eylemleri ile bilinir. Öğrencilik yıllarında çeşitli örgütlerde yer aldı ve devrimci faaliyetlere katıldı. Ancak, zamanla örgüt içindeki anlaşmazlıklar nedeniyle eleştirildi. Nechayev, radikal ideolojisi ve etik dışı eylemleriyle dikkat çekmiştir. " Devrimci adanmış bir insandır. Kişisel çıkarları, işleri, duyguları, bağlılıkları, kişisel eşyaları, hatta kendi adı bile yoktur. Ondaki her şey, biricik tek bir çıkar, tek bir düşünce, tek bir tutku –devrim tarafından özümlenmiştir. Varlığının en derinliklerinde, yalnız sözlerde değil ama eylemlerinde de, uygar düzenden ve tüm o yasalarıyla, töreleriyle, toplumsal uzlaşmalarıyla ve etik kurallarıyla kültürlü dünyadan bütün bağlarını koparmıştır. Bu dünyanın amansız bir düşmanıdır, ve onun içinde yaşamayı sürdürüyorsa eğer bu sadece onu daha etkili bir biçimde yıkabilmek içindir. " — Devrimcinin Anahtar Kitabı, başlangıç satırları 2) İVAN ŞATOV Varvara Stavrogina'nın eski serflerinden birinin oğlu. Şatov, çeşitli ideolojik ve toplumsal zorluklarla karşılaşan bir karakter olarak tasvir edilir. Varvara Stavrogina'nın koruyucu ve otoriter karakteri ile yaptığı tüm çağrılara karşı gelip, Stavroginler'in evinde yaşamaktansa, Avrupa'da sefalet içinde yaşamayı tercih etmiş, Stavrogin ile dostlukları sonucunda edindiği Panslavist düşüncelerin ve daha sonra bir arayış içindeyken kolunu kaptırdığı nihilist gruplar arasında kalmıştır. Gerçek hayatta Sergey Nechaev tarafından öldürülen üniversite öğrencisini temsil eder. Daha önce bahsettiğim gibi Şatov'un eşi doğum yapar. Doğan çocuk bir umut ve mutluluk ışıltısı olur onun için. Örgüt kendi aralarında Şatov'un kendilerini ele vermemesi için onun geleceği hakkında tartışma yaparken; Virginski, " Şatov'un karısının ona döndüğünü, bir çocuk doğurduğunu biliyorum. İnsan kalbini bildiğim için... Kesinlikle şunu söyleyebilirim ki, artık ele vermez bizi... Çünkü mutluluk içinde yüzüyor... Öyle ki, belki de hiçbir şey yapmamak gerek bu durumda..." Fakat bunu kabul eden çıkmaz ve Pyotr Stepanoviç Şatov'un konuşmasına bile izin vermeden ağzının içine silahı dayar. Sonrasında ise örgüttekiler ellerini taşla bağlayıp göle atarlar. Bu travmatik olay onları ilerde delirtecekti muhakkak. Bu olay gerçek hayatta yaşanmış bir olay. Sergey Nechayev'in adı (Pyotr Stepanoviç), öğrenci Ivan İvanov'u öldürmesiyle ilişkilendirilmiştir. Nechayev, 1869'da St. Petersburg'da Ivanov'u öldürdü. Bu olay, Nechayev'in radikal görüşleri ve aşırı yöntemleriyle tanınmasına yol açtı. İvan İvanov, Nechayev'in devrimci grup içindeki anlaşmazlıkları çözmeye çalışan birisiydi ve bu çatışma sonucunda öldürüldü. Nechayev'in bu eylemi, onun radikal ve etik dışı metodlarına dair tartışmalara neden oldu. 3) KARMAZİNOV Karmazinov, entellektüel bir figür olarak tasvir edilir. O, sanat, toplum ve devrim gibi konularda kendi düşüncelerini dile getiren bir karakterdir. Dostoyevski'nin eserleri genellikle karmaşık karakterler ve derin düşünce içerir, bu nedenle Karmazinov da bu romanın içinde önemli bir figürdür. Kitapta, kalemini bırakmak üzere olan, birçok kentlinin saygı duyduğu sözde büyük yazardır. Temsil ettiği kişi ise çoğumuzun bildiği İvan Turgenyev'dir. Her ne kadar Dostoyevski Turgenyev'i küçük görse ve Karmanizov karakterinde onu elinden geldiğince vahşi bir biçimde aşağılasa da Rus davranışlarıyla ilgili görüşü Turgenyev'in birkaç yıl sonra en batılı romanı Duman'ında ifade edeceği görüş de oldukça benzerdir. BEYNİNİZİ YERİNDEN OYNATACAK BAŞKARAKTER STRAVROGİN Stavrogin, zengin ve etkileyici bir genç adam olarak tasvir edilir. Roman boyunca, Stavrogin'in karmaşık kişiliği, anlam vermekte güçlük çekilen yönleri, değişik fantezileri, hazları, içsel çatışmaları ve toplumsal sorumluluklarına karşı kayıtsızlığı konu edilir. Nikolay Vsevolodoviç Stravrogin, ahlaki çöküş ve içsel çatışma üzerinden incelenen bir karakterdir. Onun gizemli ve çelişkili kişiliği Dostoyevski eşsiz bir analizle bize aktarmıştır. Kitabın son kısmında bir piskopos'a yaptığı itirafları tüyler ürperticidir. Bir kız çocuğunun acısından zevk alması, intiharına sebep olacak davranışlarda bulunması, sonrasında bunun acımaya dönmesi, etrafında çeşitli varlıklar görmesi, Tanrı hakkında düşünceleri, Sevdiği iki kadını aldatarak aynı odada buluşturup onların ifadelerinden zevk alması, sırf zevk uğruna evliyken evlenmeye çalışması gerçekten de donuk donuk okuyacağınız şeyler. Dahası da var ama hepsinden söz etmeye gerek görmüyorum. Okuduğunuzda daha beni daha iyi anlayacaksınız. Gördüğüm en çarpıcı karakterlerden birisiyisi Stravrogin! CİNLER KİTABI VE SOYTARILIK Cinler'n içinde soytarılığa dair yok yok... Kitap boyunca devam eden sert reddediş atmosferinin temel sebebidir. Dostoyevski'nin soytarılığı, kitapta ciddi sorunları ele alırken, insanların bu zorluklarla yüzleşirken aynı ciddiyeti gösterememesini anlatır. Kitap, toplumda istemeden bir güvensizlik oyununa dönüşür, Rusya'nın yeraltını çalkalayarak ve yerüstünü güçlendirerek... Dostoyevski'nin hicvinden kaçan tek bir karakter bile yoktur; bu, daha yerel, içten, acımasız ve yıpratıcı bir etki yaratır. Düzen taraftarı olduğunu iddia eden ancak ulaşabildiği herkesle alay eden ve kıran bir romancı aslında tamamen yıkıcıdır. Dostoyevski, 50 yaşında cinleri yazmaya başladığında fikirleri gerici bir hal almış olsa da karakteri devrimci olan yapısını korumuştur. DOSTOYEVSKİ'YE BAKIŞ Kendi büyüklüğünün temelinde, Dostoyevski'nin kaynaklarının ne olduğunu sorgularsak, kesin bir yanıt olmayabilir. Ancak, muhakkak ki cevap, romandaki hiçbir karakterin mutlak bir hakimiyet kurmasına izin verilmemesi, doğrularını kanıtlama konusundaki isteksizlikleri nedeniyle tüm karakterlerin kontrolsüz bir şekilde sarsılmasıdır. Dostoyevski, ideolojik romancıların en önemlisi olarak kabul edilir, çünkü özdeşlik duygularını her zaman tüm karakterlere dağıtır. Arnold Hauser'ın ifadesiyle "Bir yazarın dünya görüşünü belirleyen şey, kimin tarafını savunduğu değil, dünyaya kimin gözleriyle baktığıdır." Ve Dostoyevski dünyaya tüm halkının gözleriyle bakar: Stavrogin ve Peder Tihon, Stepan Trofimoviç ve Şatov, hatta Lebyadkin ve Pyotr Verhovenski... Karakterlerini yorar, varoluşlarının tüm ihtimallerini aşındırır. Hiçbiri aşağılanmaktan ve utançtan kaçamaz, hiçbiri saldırıdan uzak duramaz. Dostoyevski'nin dünyasında kimse affedilmez ama büyük bir teselli de vardır: Kimse dışarıda bırakılmaz. KISACA KİTABA BAKIŞIM Kitabı okurken çok fazla karakter karmaşası yaşamadım. Karakterlerin birbirlerine bağlantıları çok güçlüydü ve kafamda canlandırdığım taşranın dışına pek çıkılmadığı için her detayı hafızama kazıdım diyebilirim. Herkesin evini biliyorum. Mesafeleri, arka bahçelerini, içlerini, pencerelerini, eşyalarını... Böylelikle bu derinlik ve oluşturduğum bu yeni dünya, beni kitabı okumaya sürekli yitti diyebilirim. Yer yer sıkıldığım yerler de oldu tabii. Aksiyon istedim. Biraz geç tatmin oldum ama kitabın bitişi gerçekten kayda değer bir sondu. Hâlâ kafamda sorular var ki bu da sanırım kitaptaki diyaloglardan dolayı. Çok farklı bakış açıları kazandım. Dostoyevski romanı önerecek olsam bu kitabı en başta önerir miyim orasını bilmiyorum ama bu kitapla henüz tanışmamışsanız, Dostoyevski'yi az çok bilen ve soğuk kış günlerinde Rus romanı okumanın iyi geldiği konusunda benimle hemfikirseniz Cinler'i size öneririm. :') Kitapla beraber devirdiğim koca bir yıl, 10 adet kahve, 3 tablet çikolata, birkaç yağmurlu gün için teşekkür ediyorum. Kime ediyorum bilmiyorum. İçimden geldi. :) Herkese keyifli okumalar, buraya kadar okuyan gerçek okura teşekkürler!
Cinler
CinlerFyodor Dostoyevski · İletişim Yayınları · 20185.5k okunma
·
1 plus 1
·
7.9k views
Gizem gökay okurunun profil resmi
Gerçekten çok güzel anlatmışsïnïz kitabï okuyasïm geldi
Murat S. okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık....
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.