Gönderi

Acı çeken atlar ve acı çeken insanlar..
Aslında en büyük sorun, yaşanılan çok kötü zamanların fazla veyahut olağan dışı kötü olması değil, sadece yaşanılacak güzel zamanların hiç olmayacak olmasıdır.. Geçmeyen ve bitmeyen bir azap yolu değildir asla.. Yürüdüğünüz yolların bir vuslata bir sılaya ulaştırmayacak olması değil, bir sılanın veyahut bir vuslatın olmamasıdır.. Sadece yürüyüşünüzü değil, yolunuzu da anlamsızlaştırır.. Sürekli olarak üzerine eklenerek çoğalarak yıpratan olumsuzluklar ve kötü zamanlar, belirli bir süreden sonra hiçbir şey arzulamayan ve istemeyen bir ruhsuz bir biyolojik varlığa döndürüyor insanı.. Neden böyle oluyor derseniz, en büyük azap, kandığınız ve inandığınız birşeyin, aslında hiç var olmamış olmasıdır.. Başkaca da bir talebiniz, isteğiniz ve arzunuz kalmıyor hayattan.. Anlamak isteyenler için çok bariz ve çok basit bir şey aslında.. Kalbiniz çalınırsa yaşar mısınız? Evet pilli bir kalple yaşamanız mümkün ama hissetmeyeceksiniz. Hissiz, ruhsuz hiçbir isteği arzusu olmayan robotlara dönüşeceksiniz.. Sonra kâtibin söylediği ve yazdığı gibi.. "Çok zaman kaybettim, çokca da umut; yaşamak galiba bu.." diyeceksiniz.. Yani hayatınızı kaybetmeden, hayatın anlamını kaybedeceksiniz.. Hergün yaşayarak, hergün ölmek.. Yaşayarak ölenler ne kadar bahtiyarlarmış aslında değil mi? Elbette birçok şey belki birgün de değişebilirdi.. Sanki ne istemiştim ki diye düşünüyorum da hayattan.. Ne bir hırs ne birşeylere hükümdarlık etme sevdası ne makam ne şöhret ne de şan.. Hiçbir şeyi istememiştim ki zaten yalancı bir hayatın yalancı bir dünyasından.. Tek bir mucize unutturabilirdi belkide herşeyi.. Evet olmuyormuş demek ki.. Olmasın da muhim değil.. Karşılıksız bir sevdaydı aşktı masaldı.. Sorun şu ki, sevdiklerimin acılarını görmemek haricinde dileyecek ve isteyecek hiçbir arzumun da olmaması Allah'tan.. Bir albüm belki.. Çalarak kirletemedikleri türkülerimden ve şiirlerimden.. Hırsızların, insanlardan çalamayacağı tek şey şairlerin şiirleridir.. Kendi kendime bir enstrümanla çalıp söylemek.. Her notası her tınısı her harfi her cümlesi ruhumun mabedine ait.. Yorgun sesimle türkülerimi şiirlerimi söylemek isterdim bunca yaşanmışlıklardan sonra, gözlerimi dünyayın sahteliklerine çirkinlerine yalanlarına kapatmadan önce.. Ne gitmek istediğim uzak diyarlar var artık yüreğimde, ne bir arzu ne de bir hayal.. Bir umutsuzluk değil aslında maruz bırakıldığım yaşanmışlıklar.. Tepeden tırnağa bir isteksizlik, boşvermişlik.. Daima bir yargı.. Daimi bir yanılgı.. Bir başkasını sev, unut vs.. Sevginin ve aşkın insan iradesi dışında olduğunu bilmiyor ki haydutlar.. Sevdiceğinden vazgeçiyorsun da sevmekten vazgeçemiyorsun.. Anlatmak istiyorsunuz ama anlaşmışlar sanki anlamamak için.. İsyan ediyorsun cümle yaratılmışların haksız ve zalimce yargılarına.. Tepeden tırnağa kan boşalıyor ruhundan bedenine.. Hz. Peygamberin (S.A.V.) kelâmı çakılıyor mıh gibi kalbinin tam ortasından, ruhunun mabedine.. Bilselerdi yapmazlardı.. Herşeyin farkında olup da, hiçbir şeyi çırılçıplak anlamayışlarının taasubu.. İyiler daima yüreğimde.. İyiler daima bâki.. İyiler daima selâmette..Çünkü iyiler daima iyilikte.. İnsanlara aldırmazlaşıyorsun.. Anlatıyorsun.. Çok anlattın çok yazdın çok söyledin ama üzerine basıp geçtiler.. Sadece sevip sevilmemeyi değil, kaderine razı olmayı da öğreniyorsun.. Kalabalıkların kaçtığı yerlerde yaşamayı da öğreniyorsun.. Kalabalıkların korkularının aptallığına gülmeyi.. Yok edemeyeceğin herşeye teslim olmayı.. Öğütler ve nasihatler yüklü kervanların açlığını ve susuzluğunu tadıyorsun yaşamak veyahut ölmek için.. Sahi ne fark eder ki? Birisinde haykıracak birisinde de susacaksın . Anlıyorsun ki kızılacak darılacak üzülecek hiç bir şey bırakmamışlar heybenizde.. Uğruna yaşamın her türlü zorluğundan, göz yaşından, yabancılığından, hoyratlığından haz alınacak tek bir kırıntı bile.. Ölmeden önce ölmek.. Yaşamadan ölmek.. Yaşarken katlettikleri sevdikleriniz bir de yüreğinizin heybesinde; yaşıyorken bunca ölümüne.. Acı çeken atları, acı çekmesin diye öldüren vicdan ve merhamet sahipleri nedendir acı çeken insanları da öldürülmeye layık görmezler? Bilemedim.. Gerçekten anlamıyorum.. Acı çeken atların öldürülmesini kıskanmak mı? Yüz bin kere tövbe.. Acı çeken atlar adına felâha ererken, acı çeken insanlar adına düşünmeyi düşürüyorlar sanki heybeme..
·
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.