Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Okumamizin temel nedeni
Herkes öyleymiş gibi davranıyor ama okumak bedava bir eylem değil. Kitap ücreti falan bir yana, okuduğunuz zamanın maddi bir karşılığı var ve fakir memleketlerde çoğu kimse o karşılığı ödeyemez. Dahası, fakir memleketlerde günlük çalışma koşulları da ağır ve uzun olduğu için, insanlar okumak için gerekli mental rahatlığa da erişemez. Tüm vücudunuz ağrıyorken günde üç sayfa okumayı deneyin, kastımı anlarsınız. Katı rutinler içinde spesifik hareketlerle kas çalışan gym meczubu dostların itirazını bekliyorum ➡️🗑️ -Dostum ben yürüyüş bandını sırtıma alarak indiriyorum, senin adını bile bilmediğin yirmi yedi bin kası geliştiriyorum ama Nietzdhkpczshshçe de okuyorum👍 Tamam kardeşim, bunlar milletin çok okumaması için belki kafi sebep ama hiç okumaması için değil, dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız, sevgili sanal dostlar. Hiç okumama sebebi, milletimizin karakteristiğinde yatıyor. İnsanımızın büyük çoğunluğu kendisiyle baş başa kalmaktan hoşlanmaz. Kitap okumuyor, çünkü o ruh halinden hoşlanmıyor. Kendisini duymak istemiyor, sessizliği dehşet verici buluyor, dinginlikten kusası geliyor. Okumayı falan bırakın, kitabı eline alacağı şartlardan nefret ediyor. Erkeklerin kahvehane, kadınların gün düşkünlüğünü; saatler süren telefon konuşmalarını, evlere girilince hemen açılan televizyonları vs. biraz da böyle okumlayabilirsiniz sevgili dostlar. Bizim millet kendi düşüncelerini duymamak için her türlü self-baskılama metodunu dener. Bizim milletin sathi diğerkamlığı bile aslında kendisiyle alakalıdır. Başkalarının derdini bir çözüm bulmak için değil, başkalarını gerçekten düşündüğü için değil, kendisini ve kendi dertlerini düşünmemek için düşünür. Aslında okumamakta bir trajedi de var. İnsanlar düşünmekten hoşlanmıyor, çünkü zihnin default modu kaos. İnsanlara düşünün düşünün deyip duruyor self-declared aydınlarımız amma, esasında herkes düşünüyor. Düşün! demek ile Nefes Al! demek arasında hiçbir fark yok. Fakat ne düşünüyor insanlar, fark orada. Sistemli, metodik, katmanlı vs. (ne derseniz artık) düşünmeyen insan dönüp dolaşıp aynı şeyleri düşünür. (Ne bilirse onu düşünür veya.) Bugün pek azınızın aklına değirmenler gelir ama elli sene önce insanlar değirmenleri sık sık düşünürdü. (Nasıl gidilecek, ne zaman gidilecek vs.) İmaj dünyalarında değirmenlerin büyük yeri vardı. Şimdi hanginiz değirmen benzetmesi kullanır? Değirmen meğirmen, ne diyor bu dediğinizi duyar gibiyim. Hemen internetten alınma özlü sözümüzü de yapıştıralım. (İbn Haldun'ndan diyorlar, Allahualem.) ''İnsan beyni değirmen taşı gibidir, içine yeni bir şey atmazsanız kendini öğütür." Efendim, trajedi mrajedi geveliyordun, nerede? Şurada: Basit insanlar imaj dünyalarını geliştiremediği için güncele saplanıp kalıyor. (İnsanların gündeme saplanıp kalması, uyduruk siyasi gelişmelere fazla önem verip her haltı yorumlaması gibi.) Ne düşünür basit insan? O gün kendi ne yaptığını, kimlerin ne yaptığını, kime ne dediğini ve o kim'in karşılık olarak ne dediğini, başka kimlerin neler neler yaptığını vs. (Kılışdar ne dedi, Dev-Bah'ın salı bildirisi ne diyor da aynı mesela.) Kısaca, kim'ler ve dedikoduiyyat. Halbuki okusa, dertlenecek, keyiflenecek daha çok şey bulur; hayali dünyalarda kaybolarak kendisini unutur. Zihninde büyüyen ötekiler yığının yanında kendi'si küçüldükçe küçülür ve önemsizleşir, ie. daha az yer kaplar. Kendisi, düşünceleri için bir mühim bir hedef olmaktan çıkar Okuma etkinliğinin ötesine geçen düşünme faaliyeti kendisini günün diğer saatlerinde de kendisiyle uğraşmaktan, kendisiyle baş başa kalmaktan, düşünsel entropinin kılıç darbelerine karşı kendine daima dışarıda, kendisi gibi diğer'lerinin korumasını aramaktan kurtarır. Velhasıl ve de binaenaleyh, sayın sanal dostlar, insanlar okuyarak çözebileceği sorunları çözemedikleri için okumuyor. Ve siz bu sorunu okumayı önererek çözemezsiniz.
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.