Gönderi

Gerekli olan bütün varlığının yargılamadan, kınamadan keşfedilmesidir, çünkü sana kötü ve uğursuz olduğu anlatılmış bir sürü şey bulacaksın. Geri çekilme, olmalarına izin ver. Tek yapman gereken onları kınamamak. Bir keşfe girişmelisin. Sadece orada bir şeyin olduğunu fark et, onu kaydet ve devam et. Onu suçlama; ona isim verme. Lehinde veya aleyhinde bir yargıda bulunma, çünkü seni keşfetmekten alıkoyan budur. İç dünyan derhal kapanır, gerginleşirsin - kötü bir şey. İçeri gider ve bir şey görürsün ve onun kötü olmasından korkarsın: açgözlülük, öfke, kıskançlık, ihtiras. "Tanrım! Bu şeylerin hepsi, benim içimde; içeri girmemek daha iyi." Bu yüzden milyonlarca insan içeri girmiyor. Evin dışındaki merdivende oturuyorlar. Hayatları boyunca verandada yaşıyorlar. Bu bir veranda yaşamıdır! Evlerinin kapısını asla açmazlar. Evin bir sürü odası var, bir saray. İçeri girersen, başkalarının sana yanlış olduğunu anlattığı bir sürü şeyle karşılaşacaksın. Bilmezsin, sadece "Ben cahil bir insanım. Senin kim olduğunu bilmiyorum. Sadece keşfetmeye, araştırmaya geldim" dersin. Bir araştırmacının neyin iyi neyin kötü olduğuyla ilgilenmesi gerekmez; o sadece bakmaya, izlemeye, gözlemlemeye devam eder. Deneyimlerin en tuhafı seni şaşırtacak: Şimdiye kadar sevgi dediğin şeyin hemen gerisinde nefret saklıdır; sadece not et. Bugüne kadar alçakgönüllülük olduğunu söylediğin şeyin hemen gerisinde senin egon saklıdır; sadece not et. Birisi bana "Sen alçakgönüllü bir insan mısın?" diye sorarsa, "Öyleyim" diyemem, çünkü alçakgönüllülüğün baş aşağı duran egodan başka bir şey olmadığını biliyorum. Ben bencil biri değilim, alçakgönüllü nasıl olabilirim? Beni anlıyor musun? Bir egoya sahip olmadan alçakgönüllü olmak imkânsızdır. Bir kez ikisinin birlikte olduğunu gördüğünde, sana anlattığım gibi, en tuhaf şey gerçekleşir.. Sevginle nefretinin, alçakgönüllülüğünle egonun bir olduklarını gördüğün anda, buharlaşırlar. Senin hiçbir şey yapmana gerek kalmaz. Sırlarını gördün. O sır senin içinde kalmalarına yardım ediyordu. Sırrı gördüğün için artık saklanacak yerleri kalmadı. Tekrar tekrar içeri girdiğinde orada giderek daha az şey bulacaksın. İçindeki biri - "kimler kayboluyor; kalabalıklar gidiyor. Tek başına kalacağım ve ellerinde boşlukla, hiç kimsenin olmadığı gün uzak değildir. Ve birden iyileşirsin. Hiçbir karşılaştırma yapma, çünkü sen sensin, başkası da başkasıdır. Kendimi neden Yehudi Mehuhin veya Pablo Picasso'yla karşılaştırmalıyım? Hiçbir anlam göremiyorum. Onlar kendi işlerini yapıyorlar, ben kendi işimi yapıyorum. Onlar kendi işlerini yapmaktan zevk alıyorlar, belki, çünkü onlar konusunda emin olamam. Fakat yaptığım veya yapmadığım şeyden keyif aldığım konusunda kendimden eminim.
Sayfa 322 - Butik YayıneviKitabı okudu
37 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.