Gönderi

192 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Karakter psikolojisini başarıyla vermiş bir manga
Okuduğum ve incelediğim mangaların çizimlerinden oldukça farklı hatta keskin bir farklılık taşıyan bu mangayı severek fakat tereddütle okudum. Tereddüdümün sebebi YouTube'da manga okuma maratonlarındaki birkaç cümle ile geçiştirilen yorumlardı. Hemen birçoğu sıkıcı olduğunu söylemişti. Hâlihazırda yedi cildini de satın aldığım için bu beni "Yoksa hatâ mı ettim?" diye kuşklandırdı. Gel gör ki kazın ayağı hiç de bahsettikleri gibi değil. Hatta bu maratoncuların kıstasları üzerine tahminde bile bulunacak cesâreti göstermeme müsâade edin: Mangamızın bu ilk cildinde aksiyon yok. Hikâye olsa gönül rahatlığıyla Çehovyen; roman olsaydı da varoluşsal kriz yaşayan bir bireyin hikâyesi derdim. Bu edebî tespitin beni götürdüğü nokta ise şu: Maratoncular; edebî yönden ziyâde kurgunun "koş, zıpla, öldür, dön, kaç" ile ne oranda dolu olduğuyla ilgileniyorlar. Velhasıl, eleştirilerin hepsi haksızdı. Sıkıcı değil. Ama her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır, onlar da koşarak yoğurt yemeyi seviyorlarmış ve bu kitap onlara hitap etmiyormuş diyelim. Çünkü serinin bu ilk kitabında psikolojik ve çevresel açıdan Mitsu'nun vaziyetini öğreniyoruz. Annesini daha bebekken, babasını ise beş yıl önce iş kazâsı netîcesinde yitirmiş bir yeni mezûn gencin iş dünyâsına atılışını görüyoruz. Kendini var etme mücâdelesi olarak görebiliriz. Çünkü yetim ve öksüzlüğünden ötürü konu komşu ona kol kanat germiş. Minnettarlık duygusunun yanında, artık onlara muhtaç veya yük olmama motivasyonuyla hareket ediyor. Yine de bu çocuk babasını kaybetmekten ziyâde "(...) babam ansızın ortadan kaybolduğu için.. kendimi hep terk edilmiş hissederim." biçiminde düşünüyor. Bu terkedilme hissinin ağırlığını hemen her sayfada görebiliyoruz. Kurguda ise bu, Mitsu'nun babasının ölmüş değil de dünyâya gitmiş olma ihtimâlini hesaplattırıyor. Hâliyle bu da okur olarak merâkımızı kamçılıyor: Yoksa babası ölmedi mi? İlk ciltte bu sezdirilip sorgulatılıyor. Ancak bir cevap yok. Yanıt bulmak için ikinci cildin kucağına koşmalıyız. Tüm bunların yanında kitabın bizzâtihi isminden başlayarak enteresan bir habitat resmedilmekte. Dünyâ insanlık tarafından terk edilmiştir. Dünyânın etrâfını yerden 35 km yukarıdan dolanan ve Satürn'ün halkaları yahut hulahop misâli olan dârevî bir yapılaşma var. Bu yapı iktsâdî sebeplerle alt kat, orta kat ve üst kat diye üç parçaya bölünmüş. Misal alt kattaki birileri üniversite yoluyla üst kata geçebilmeyi hayal etmiş ancak bunun mümkün olmadığını görmüşler. Okumayla, tahsille bile. Bâriz bir şekilde şehir formundalar bu arada. Bu hâliyle severek okuduğum
Ay Zalim Bir Sevgilidir
Ay Zalim Bir Sevgilidir
romanındaki anarşist şehri hatırladım. Mitsu'nun babasının izinde giderek cam temizlemeci olması ile bu katlarda yaşayanların tezatlığını gözlemliyoruz. Meselâ en çok cam temizleme işini üst kattakiler veriyor çünkü zenginler. Buna mukâbil alt kattakiler ise nâdirâttan sipâriş veriyorlar zîra oldukça yüksek meblağlı bir iş ki Mitsu ve cilt boyunca hemen bütün komiklikleri üstlendiği için severek okuduğum Jin-san ile diğer temizlemeciler de bu katta yaşıyorlar. Şimdi sosyal eşitsizliği şöyle görün: Alt katlar camları temizletecek paraya sâhip olmadıkları için yapay ışıkla yetiniyor ve bundan dolayı hastalanıyorlar. Ama üst kattakiler güneşe erişebiliyorlar. Açıkçası herhangi bir emâre olmasa da bir sınıf başkaldırısı bekliyorum. Cam temizlemecilikle ilgili şunu da belirteyim: İşin ucunda bir şehrin etrâfında dolanmak var ve bu hem astronot gibi özel kıyâfetleri hem de uzaya ya da düyâya düşme tehlikesini ihtivâ ediyor ki cam temizleyiciler ile Satürn Evleri'ni birbirine bağlayan şey sâdece bir halat. Burada Mitsu'nun babasının halatının koptuğunu söylemekte fayda var ki birçok yerde bunun imkânsıza yakın bir ihtimal olduğu söylenmişti. Dolayısıyla Mitsu'nun, halatını babasının kendisinin kestiğine dâir şüpheleri var. Ya da ne? Yönetim üstünü de örtmüş olabilir. Bilmiyoruz. Son olarak çizmler... Kim genç kim ihtiyar çıkartmakta çok zorlandım. Okuldan mezun olan Mit-su'nun hangi kademeden mezun olduğunu neredeyse anlayamadım. Çünkü parmak kadar çocuk gibi görünüyor ama çok tehlikeli bir iş olan cam temizleyici oluyor. Herhâlde lise olsa gerek. Çevre çizimlerini sevdim. Betimleyici. Öyle ki Satürn Evleri'ni rahatlıkla tahayyül etmemize fırsat yaratıyor. Diğer, birbirinin kopyası gibi görünen mangalardan çok çok farklı ve güzel, olumlu. Ayrıca çizgi roman okuma sürecimi târif etmemde de yardımcı oldu. Çünkü çizgi romanın resim mi edebiyat mı olduğunu düşünüyordum. Bu kitap işin içine sinemayı da kattı ve öyle böyle bir katış değil. Okurken genel itibâriyle çizgi romanların film tadını taşıdıklarını, resimlerin arka arkaya değil de yan yana dizildiğini, balonlardaki konuşmaların da sesin yerini tuttuğunu düşündüm. Çizgi roman ile sinema arasındaki münâsebet sanki tiyatro ile yazılı edebiyat arasındakine çok ama çok benziyor. Bu da böyle br teşbih.
Satürn Evleri - Cilt 1
Satürn Evleri - Cilt 1Hisae Iwaoka · İthaki Yayınları · 2021528 okunma
·
57 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.