Gönderi

Vatan Tehlikede
Şu istibdad hükümeti Türkiya'ya tehlike!.. Bakın, mes'ud etmek için herşey olan bir ülke, Her kuvveti maksadına râm eyleyen bir ümmet, Üç kıt ada cihangirce hüküm süren bir devlet.. Şu saatte bir karanlık uçurumun üstünde, Tüy ürperten bir ölümün önünde!.. Zirâ mülkte adâlet yok, hürriyet yok, hukuk yok; Hükümette haksızlık çok, ahâliye zulüm çok! Her bucakta demir elli istibdâd; Her bucakta kaplan dişli cehâlet; Her bucakta ölüm yüzlü sefâlet; Her bucakta bin inilti, bin feryad!... İşte size İstanbul ki, tamâmıyle eski Bizans, o Babil! Sarayları kasab-hâne, mektepleri birer fesad ocağı; Kışlaları mahbus-hâne, meclisleri birer câsus yatağı; İş başında olanları hep zelil! 'Abdü'l-Hamid istiyor ki, "Hukuk!" diye haykıracak üdebâ, Zâlimleri şeri'atin kılıcıyle devirecek ulema... Otuz yıldır işlenilen zulümleri hep adâlet bilsinler; Tarihini kirlettiği toprağın, Bir paçavra eylediği bayrağın, Na-hak yere döktürdüğü kanların, Yaktırdığı canların Sorulacak hisabını zihinlerden silsinler. Vükelâsı kendisine Tanrı gibi tapsınlar; Emredince Peygamber'in merkadini satsınlar; Beytü'llah'a mancınıkla ağır taşlar atsınlar; Herbir zulmü, fenâlığı irkilmeden yapsınlar!.. Şu zavallı millet için Meşrûtiyyet cinayet; Adâleti düşünen baş ezilir, Müsâvâtı söyleyen dil kesilir; Hürriyetle çırpınan kalb hâindir. Edebiyat, ilim, san'at, tarih, hukuk hep yasak; Memlekete yeni tâli verecekler kör, çolak; Onun için hamiyyet, Vatan aşkı, millet sözü, bir makāle, bir şiir Bağışlanmaz suçlardır ki, bu uğurda her gence Vahşileri utandıran türlü türlü işkence; Zindanlarda bu mazlûma zincirler, Bi-çâreye kızdırılmış demirler, Bi-çâreye soğuk sular, tomruklar, Murdar sözler, yumruklar; Bi-çâreye Marmara'da kanlı kanlı ölümler, Bi-çâreye hiçbir yerde yapılmayan zulümler!... İşte size taşralar ki her bucağı bir harâbe, bir mezar! Köylerinde iniltili kulubeler, örümcekli boş hanlar; Dağlarında dönmez olmuş değirmenler; soygun vermiş kervanlar; Her yerinde yangın, yağma, zulüm var! 'Abdü'l-Hamid istiyor ki vatan için silahlanan askerler, Herkes gibi rahat ömür sürmek için doğmuş olan rencherler; Kendisinin hayvanlaşmış birer miskin esirleri olsunlar. Diyarlarda pası kalan oraklar, Alevleri kör parlayan ocaklar, İşsiz-güçsüz, çırılçıplak bir millet, Şu harâbe memleket, Birçok doymaz tamalara milyonları bulsunlar.. Välileri Beytü'l-Mâl'den avuç avuç çalsınlar; "Para!" diye yetimlerin evlerini yıksınlar; Asker ırzı gelinleri zindanlara tıksınlar; Hastaların altlarından döşekleri alsınlar!.. Şu bi-çâre millet için bahtıyarlık bir ru'ya; Tâli demek bir acıklı felaket: Hayat demek bir sürekli esåret; Hakkāniyyet bir kuru laf, bir yalan; Her mahkeme zayıflara zulm eyleyen bir kuvvet; Herbir kānun, fakirleri mahkûm eden bir âlet. Onun için bu dünya, Bir yalancı cennet gibi güzel olan şu vatan Bir cehennem sayılır ki bur'da bahtsız hemşehri, Me'murların, ağaların mazlûm, âciz esiri; Bütün yükler bu sefilin sırtında; Zavallıcık hergün kırbaç altında; Zavallıcık evsiz-barksız, ocaksız, Tohumluksuz, topraksız; Zavallının sapan süren karıcığı ekmeksiz; Zavallının körpe-kuzu yavruları gömleksiz!.. Vatandaşlar, hür ve mes'ud ömür sürmek bir hakken, Esir olmak, mazlûm olmak, sefil olmak bu neden?.. Bu milletin çektiği ne?.. Bu istibdad ne demek?.. Bir hamiyyet göstermezsek vatan elden gidecek! Kanlarımız kurudu mu, kollarımız çolak mı?. Vazifemiz hayvan gibi durmak mı?.. Hayır, hayır.. Fedâ'îlik gömleğini giyerek, Yüksek sesle, "Meşrûtiyyet, yahud ölüm!" diyerek, Hürriyetin bayrağını açalım; Zâlimlerin önlerine çıkalım; İstihdâdı temelinden yıkalım; Bu uğurda kanımızı saçalım!..
Sayfa 159 - PDF
··
203 views
Varsayalımismail okurunun profil resmi
Bir müddet akışınızda göreceğiniz o çok güzel şiir. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.