Zerafetin hisli duygularla beyitlerde tasviriZerafetin hisli duygularla beyitlerde tasviri
Zerafetin hisli duygularla beyitlerde tasviri
Şeyhülislam Yahya Efendinin divanında sevgili, aşk, ayrılık, naz, işve, cilve tasvirleri dönemin diğer şairleri nedim ve baki gibi detaylı ve muazzam tasvir edilmiş, öyle ki ‘kuyumcunun altın gerdan üzerine zümrüt, yakut, elmas taşlarını dizerek meydana getirdiği nesillerden nesilllere yadigar kalan sanat eseri gibi yazmış şiirlerini. Dil yönünden çok fazla arapça ve farsça kelime bulunmuyor, anlatım olarak sade-açık ve anlaşılır ama sanatını konuşturduğu yerler tabiki var. Sebki hindi akımı şairleri gibi kapalı anlatımı yok. Gazellerde sevgili ve aşk tasvirlerine bayıldım, şiirde sevgiliyi anlatırken “nezaketin, letafetin ve zerafetin zirvesini görüp aşkın en derin duygularını hisleriyle size anlatıyor hatta bazı yerlerde beşeri aşkı yaşamayan bunları yazamaz diye düşünüyorsunuz. Kendisi şeyhülislam olmasına rağmen bazı yerlerde kaba softa ve zahidleri kırmadan kinayeli nazik şekilde uyarıyor. Osmanlıca kelime hazineniz orta seviye ise kitabı hızlı okursunuz ama şairin o kadar güzel tasvirleri var ki bunları tekrar tekrar okuduğunuz için zaman mevhumu değişkenlik gösterebilir. Şair bazı gazellerinde adeta bayramlık bir çocuk gibi heyecanlı, bazı beyitlerde sevgilinin hasretinden çöllerde mecnun, bazı beyitlerde aşkının büyüklüğü mecnunu küçümsüyor, mazmunları tezhib eseri gibi muhteşem. Gazelleri okudukça duygularımın hissiz, sevgimin yetersiz, övgülerimin sözsüz, nezaketimin eksik, letafetin noksan, Allah aşkını yaşayamadığımı ve Allah aşkı olmadan böyle bir eserin olmayacağını düşündürdü. İnanıyorumki onlar şiir yazmak için şiir yazmadılar, yaşadıklarının bir kısmını kelimelere sığdığı kadar izah ettiler, kitap değil sadece büyük bir eser.
Şairin Ruhu alilerine hürmetler eder, nacizane bizim için himmetle ilham olmasını yüce Hakk’dan niyaz ederim.