(Spoi içermektedir) Başini çok ön yargıyla okuyup, sonrasında ağlayarak nihayetlendirdiğim bir eser... Babadan, evlada geçen 3 kuşaklık şahadet öyküsü. Yetim hoca ismiyle müsemmadır. Babası 1807 de Tezherap Mahallesi Cengi'nde, Moskof'la cenk ederken şehit olmuştur. Oğlu Yetim Hoca nında babasından sonra en büyük hayali, şehit olmak ve evladininda kendisi gibi hem yetimlik makamı hem de şahadet makamına ermesidir. Dilediği gibi de olmuştur. 1885 de Moskof illeti yine Kars' a saldırmıştır. Yetim Hoca tüfeğini alır ve kapıya yönelir. Kapıyı açtığı sırada, karşısında yedi Moskof. Moskof'un birini öldürür lakin diğerleri süngüyle Yetim Hoca' ya saldırırlar. Nihayet Yetim Hoca muradına erişmiştir!! Kendisi şehit, eşi Ayşe dul, evladı Mazlum yetim kalmıştır. Şehadeti gozleme sırası Mazlum Hoca' ya geçmiştir. Mazlum Hoca Istanbul' da eğitim görmüş sonrasında dayanamamış tekrar memleketi, yürek sızısı Kars' ına geri dönmüştür. Eşi Nedime Istanbul' ludur, ara ara memleketine özlem duyar lakin eşinin derlendiği davada ona omuz olmaya adamıştır kendini. Mazlum Hoca RABBİ (cc) 'nden bir erkek evlat ister fakat RABBİ (cc) ona Fatma adında bir dünyalar güzeli bahş eder. Hâlid, Fatma'nın sözlüsü. Sibir' e sürüleceği gün Mazlum Hoca, kızı Fatma ve Halid' in nikahını kıyar. Fatma, Halid' i döneceği güne kadar bekleyeceğini söyler. Yıl 1920. Mazlum Hoca; -Ben bu manzarayı 65 yıldır seyrediyorum. Aslında 113 yıllık manzara. 113 yılda üç Moskof girişi, üç Moskof kırgını, bir Ermeni yıkımı ve yakımı, bir İngiliz işgali, sonunda yine ermeni vahşeti... İnşaallah bununla biter. Biz de biteriz, bu dâva da biter! Dilenci Mazlum Hoca' ya düşmandan boş bir mezarlığa saklanmayı teklif eder. Mazlum Hoca katî bir suretle red eder. Kızı Fatma ve eşi Nedime' yi götürmesini söyler. Dilenci Mazlum Hoca' nın kızı ve eşini götürür. Mazlum Hoca haykırır; -Kars! Gazi Kars! Padişah beratiyle Gazi Kars! Bir milyon şehidin içinde benim yerim neresi?.. Gaipten bir ses; - Şu hedef sırığının dibi... Mazlum Hoca deliye dönmüş avaz avaz haykırır; -Kimsin sen, kim bu sesin sahibi? Gaipten bir ses; -Ebulhasan-ı Harkaanı (Kars'ın manevi direği, koruyucusu, yüce zat). Mazlum Hoca tekrar bu yüce Zat'ın sesini duymak istese de duyamamıştır. Uzaktan bir kadın çığlığı sesi, Mazlum Hoca dehşet içerisinde. Iki kolunda da Ermeni askeri Fatma' yı sürüklemektedir. Mazlum Hoca'nin yüreği parçalanır, gönül şenliği, biricik kızı düşman elindedir. Feryat eder; -Bırakın kızımı beni alın. Askerler Mazlum Hoca' ya tokat atıp onu da alır başındaki fese sarılı sarığı açar, göbeğine kadar uzatır ve bir direğe bağlarlar. Kızı Fatma' yı bir an bırakırlar. Fatma çığlıklar içerisinde ağlamakta. Ermeni' lerden birisi Fatma nin elbisesinin göğüs kısmını yırtar. Babası bağırır; -Kızım süngüyü çıkar namusunu koru!!! Fatma serice süngüyü aldığı esnada iki taraftan süngü göğsüne batırılır. Fatma' nin göğsü kızıl renge boyanmıştır. Babası avaz avaz bağırır; - Şehit sensin, Fatma, ben değil!! Ermeni askerleri Fatma' ya bakarken derinlerde bir uğultu; -ALLAH ALLAH -Buradan buradan. Elinde tabanca, Kuvayi Milliyye zâbıtî kılığı ile Halid içeri fırlar. Hâlid manzarayı görür görmez başı sarkan Mazlum Hoca' ya koşar, ardından Fatma ya yönelir. Halid; -Yerde yatan nikâhlım Fatma, direğe bağlı olan, büyük amcam Mazlum Hoca... Uzun bir süre duraksar, ağlamaklı bir sesle; -Kars kurtuldu, değil mi?

Kanlı SarıkNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2007549 okunma

·

65 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Art.Bayazid