“Aldatmak” kelime olarak kavram olarak üstünde tepinilen ve her kesim ve sosyal bilimle uğraşan her insanın üzerinde illa bir görüşünün olduğu bir şekilsiz buluttur. İlk akla gelen iki insanın birbirini kandırması veya kandırma çabası gibi görünse de bu kavram sadece iki insana indirmek robinson ve cuma’yı gözlemleyip fikir yürütmek gibidir. İnsan toplum ve kurallarından azede olmadığı gibi toplumu bir araya getiren tüm dinamiklerden kendini ayrı tutamaz. Bağımlı olarak dünyaya geldiğimiz ortadadır. Bu noktada kurumlara değil bir ‘öteki’ne ihtiyacımız vardır. Muhtaçlık süremiz hiç de yabana atılır bir süre değildir. Bu süreç içinde varolmayı başarmalı kendinlik kavramı geliştirmeli kendimize bir hayatta kalma stratejisi belirlemiş olmamız gerekir. Varlığımızın sebebi iki insan olsa da devamını sağlayan bir toplumsal kurgudur ve aldatma işte tam bu noktada başlar. Irk veya ortak çıkar etrafında kümelenmiş insan topluluğu hem kendi varlığı hem de kümenin varlığı için kabuller ve kurallar ortaya koymalıdır. Ve bu tarihsel süreçlere dayanmış bile olsa çoğu mitolojik ve metafizikseldir. Aile ve diğer kurumlar bundan farklı değildir. Oysa insan doğası gereği asla zapturap altında uzun süre tutulamaz. İlla ki bir yolunu bulur kaçmanın saklanmanın. Aile cinsel yolu yasal kılmanın sonucu olarak kurulmuş olsa bile seks bir tabudur. Konuşulmaz ayrıntılı anlatılmaz yorganın altındadır. Tıpkı ırksal bağlar manevi bağlar ortak ülkü etrafında kurulan toplumumuz gibi. Her şey saklı gizli ve gereklidir. Konuşulmaz tartışılmaz. Aile içinde konuşulmayan cinsel eylem ise insan evladının toplumsal statüsünü ve kimliğini belirler. Kadınlar erkekler lgbt bireyler. Aldatma asılında yorgan ve ya halının altına itilen gerçekliktedir. Kitap benim açımdan yanlış bir zamanda okunmuş olsa ve yahudilik kimliği üzerinden bir sürü gönderme yapmış olsa da edebi yönü güçlü bir kitap. Şu an pedofili adası ve Filistin-İsrail hattında yaşananlar beni çok kızdırdığı için kitabın zamanlaması oldukça yanlış. Aldatma konusu ise iki kişinin ilişkisine indirilmeyecek boyutta. Aile içinde başlayan bu üzerini örtme ayıp günah cinsel kimlikler soyun devamı ve ırkın ariliği(öjenik yaklaşımlar) daima mülkiyet ve otorite kaynaklıdır. Evlilik gerçek anlamda hukuksal bir sözleşmedir ve aldatma temel olarak duygusal olmaktan çıkıp otorite karşıtı bir tavır olarak algılanır ve algılanmaya devam etmektedir. Evlilik bir ‘kurum’ ve elbette ‘aile’ bir kurum ise buna karşı işlenen “suç”lar söz konusudur. Aldatma ise ölümcüldür. Duygusal anlamda elbette sorunludur fakat ölümcül değildir. Yani çiftler bunu keşfedip itiraf edip birlikte olmaya devam eder hatta ‘aile’ olmaya onun gereği çocuk yapmaya devam edebilirler. Aldatma konuşulmayan cinselliktedir, hasır altı ediken ensesttedir, yüceltilen ırktadır, büyütülen toplumsal kurgudadır, kutsallaştırılan otoritededir. Kişisel aldatmalar ise sadece tarafı olan kişileri ilgilendirir. Affetme veya ayrılma kurumsal yaklaşımdan çok kişisel bir tercihi hak eder.