Gönderi

152 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 30 hours
“Balkanların Maxim Gorki’si” olarak adlandırılan, “serseri dahi” olarak bilinen bir yazar Panait Istrati. 51 yıllık yaşamında özgürlüğünün peşinden koşan, kalıplara girmeyi reddeden bir işçi sınıfı yazarı. Yoksul bir aileden gelen, babasını hiç tanımayan, annesinin çamaşırcılık yaparak okuttuğu Istrati, bir dönem Bolşevizm’e ilgi duymuş, ancak artan zulüm ve nüfuz kullanımı sonucu bu bağlarını da cesaretle koparmış. Bu romanı, Romanya’nın birbirinden yoksul köylerinden birinde geçiyor. Bir derenin ağzında kurulduğu için belli aralıklarla sel basan ve zaten yoksul olan halkın daha da çaresiz düştüğü bu köydeki genç ve güzel Minka, aşkı yoksul Minku’su dururken, babasının emri ile zengin Sima ile evlendirilir. Sima’yı hiç sevmemesine rağmen onun han, meyhane ve bakkaldan oluşan ticarethanesine yerleşince, hayatı daha iyi tanımaya başlar. Para değil ama insanların neyi sevdiği, neden mutlu olduğudur onu ilgilendiren. Nitekim bu deneyim, onu ileride, Minku’sunun yanında, kendi meyhane ve bakkalını açması konusunda da yüreklendirecektir. Istrati köyün yanıbaşında akan Seret nehrinin hareketleri ile Minka’nın kaderini birbirine bağlar. Nehrin o her zamanki deli, ama zararsız döneminde düşer Minka’nın kalbine Minku’nun aşkı. Nehir köye saldırdığı zaman sular, Minka’nın kalbini saran ve insan sevgisiyle doldurup yoksullara yardıma yönelten beklenmedik bir fırsat gibidir. Sular çekildiği zamansa vedası, bütün hazları, ihtirasları ve aşkı silip süpüren bir boşluk bırakır. Istrati Minka’yı bir iyilik timsali, yeryüzüne inmiş bir melek gibi resmeder. Ancak çevresine zaman içinde değişen gerçek insanları serpiştirir; bunlardan zengin Sima Minka’nın etkisiyle giderek iyiliksever birine dönüşürken, Minku ise paranın kokusunu alınca tepeden tırnağa hırsa bürünür. Yoksulluk ve sefaletin ortasında kurulmuş bir sahnede, yaşadıklarına göre şekillenen gerçek insanın hikayesidir bu. Istrati’nin gözünde suç Minku ve onun gibilerde değil, onları bu zorlu sınavlara tabi tutan zorlu şartlarda, o önü alınmaz yoksulluktadır. Ancak romanın bence en etkileyici yan karakteri Andrey baba, para peşinde değişen oğlu Minku’nun yanında, yoksulluğun, ahlak, erdem, insanlık ve değerlerden vazgeçmek için bahane edilemeyeceğini gösteren bir turnusol kağıdı gibidir. Özgün ve sembolik bir dili var Istrati’nin. Daha önce okuduğum romanı “
Akdeniz
Akdeniz
"de de beni etkileyen basit ama şiirsel bir anlatım bu. İnsanı merkeze alan bu eseri, öyle edebi anlamda büyük beklentilerle elinize alacağınız bir roman değil. Ama yine de, yoksulluğun ve zorlu şartların içerisindeki küçük insanın hikayesini aynı basitlikte ve samimiyette aktarıyor.
Minka Abla
Minka AblaPanait Istrati · Varlık Yayınları · 1967343 okunma
·
151 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.