Gönderi

Modernleşme, insan varoluşunun tüm dışsal şartlarının radikal dönüşümünü ima eder. Bu dev dönüşümün motor gücü, sık sık söylendiği gibi, son çağların bilim-temelli teknolojisidir. Yalnızca maddi alanlarda bile, bu gelişme çok geniş bir olasılıklar dizisini beraberinde getirmiştir. Nesilden nesle aktarılan son birkaç teknolojik araçta maddi varoluşun kuruluşu gerçekleşmesine rağmen, şu an ucu bucağı bulunmayacak şekilde görünen ve sürekli gelişen teknolojik sistemlerin çoğulluğu söz konusudur. Hem bireyler hem de büyük kuruluşlar bu çoğulluk arasında bunu ya da şunu seçme zorunluluğu ile yüz yüze kalmaktadır. Bu seçme zorunluluğu, en ıvır zıvır tüketim mallarından (hangi marka diş macunu) en temel teknolojik alternatiflere (motorlu araç endüstrisi için hangi hammadde) kadar uzanmaktadır. Seçme dizilerindeki yükselişler aynı zamanda sosyal ve entelektüel alana da uzanmaktadır. Burada, modernleşme, kader tarafından önceden bilinerek yönlendirilen bir varoluştan, birçok geniş seçim olasılıkları bulunan bir duruma olan dönüşümü ifade eder. Kader, modern-öncesi dönemde hayatın hemen her safhası nı yönlendiren bir şeydi, bireyler çocukluk, geçiş törenleri, iş durumu, evlilik, çocuk sahibi olma, yaşlılık, hastalık ve ölüm gibi daha önceden belirlenmiş olan kalıplara göre aşama aşama ilerliyordu. Kader aynı zamanda bireyin içsel hayatını, yani hislerini, dünya yorumlarını, değerlerini ve bireysel kimliğini de belirliyordu. Tanrılar, takip edilen sosyal roller dizisinin tamamında olduğu gibi, kişinin doğum anında da "zaten oradaydı”. Farklı bir şekilde söyleyecek olursak, daha önce verilmeyen, sorgulanmayan her türlü faraziye, insan varoluşunun en geniş bölümlerine kadar uzanıyordu. Modernleşme temel olarak işte bu durumu değiştirmiştir.
Sayfa 64 - 65 - PdfKitabı okudu
·
113 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.