Selam yılın ilk kitabı ve ilk incelemesi ile eğer destek almayacaksa kendi kendimle konuşmaya geldim :) şaka şaka hazırsanız başlıyorum. Öncelikle kitapla ilgili spoie vermemeye dikkat edeceğim. Bu yüzden genel bilgi çerçevesinde kendime not şeklinde ifade etmeye karar verdim. Çünkü pes pese okumalarim ardından yahu bu kitapta ne anlatıyordu ki diye hatırlamaya çalıştığım notcuklar gibi düşünebiliriz... Sineklerin Tanrısı, Nobel Edebiyat Ödüllü İngiliz romancı ve şair William Golding'in 1954 yılında yazdığı alegorik romanıdır. Özgün adı "Lord of the Flies" olan roman Türkiye'de özgün adının tam çevirisi olan Sineklerin Tanrısı'nın yanı sıra bazı yayın evleri tarafından İşte Bizim Dünya adıyla da yayımlanmıştı. ( Bunu parantez içinde ifade etmezsem çatlarım Golding ilk başta şiir yazıyormuş biliyor musunuz ama bunu kendisi bile beğenmemiş ve demiş ki bırak bu işleri Golding olmadi bu sonra yıllar yıllar sonra düz yazı yazmaya karar veriyor ve Sineklerin Tanrısı'nı yazıyor hoş bu konuda başarılı mi diye içimden geçen muzip soruya cevap bulmaya çalışırken aslında edebiyat ödülü ile tescillenmiş bir kitap var gerçi hoş bu edebiyat ödüllerinde neye göre kime göre veriliyordu ben olsam vermezdim de neyse) Kitap, II. Dünya Savaşı'nda yaşanan nükleer atom bombası etkisinden korunmak için Britanyalı bir grup çocuğun, uçak ile taşınmasını konu alarak başlıyor. Söz konusu uçak varmak istediği noktaya gidemeden, ıssız bir adaya düşünce hayatta kalan çocukların yaşam mücadelesi başlamış oluyor. Sinekler kitleler olarak sembolize edilmiştir. Kitapta Mina Urgan'ın yazdığı son söz bölümünde İngilizlerin “Beelzebub” dedikleri şeytanın Kutsal Kitap'taki İbranice isminin Sineklerin Tanrısı anlamına gelen Ba-al-z-bub olduğu için Golding'in romana bu ismi verdiğini belirtmiştir. Aslında öncelikle kitabın "distopya türünün başyapıtı bir eser " olduğunu söylemem gerekirdi. Belki de kırdığım yıldızların sebebi bununla birlikte konuyu çok uzatmasından kaynaklanıyor da olabilir. Liderlik savaşının insanların doğal yapısında olduğunu ve bunu kazanmak için de dost kazanma ve düşman kaybetme (gerekirse yok etme) yöntemlerini uygulamasını gösteren bir roman. Bunu ilk bölümlerde hatta bir kaç bölümle bile verebildi. "Canavar" isminde somutlaşan imge, aslında içlerinde bastırdıkları korkudan başka bir şey değildir. Golding okurda, insanın iyi ve kötü yanlarına dikkat çekerek eleştirel ve sorgulayıcı bir bakış açısı geliştirmektedir. Peki ya size bir soru çocuklar doğuştan masum mudur? Eeee şimdi canavar nerden çıktı değil mi ? Savaşın olumsuz etkisinden korumak için çocukları uçakla gönderdik nedeni belli olmayan adaya düştüler ve kurtuluş çabası başladı canavar bunun neresinde ve neden ? Birkaç sonsöz söylemek gerekirse, Sineklerin Tanrısı yani şeytan, aslında insanın içindedir. 'Canavar içimizdedir'. Küçük çocuklar dahi medeni dünyanın sınırlarından kurtulduklarında çıkarlarının peşine düşmekte, güce sığınmakta ve daha da kötüsü bir başka insanı öldürebilmektedir. Çocuk öykü kitabı olarak bilinse de bence yetişkinlerin okuyup ders almasını tavsiye ederim. Grup okuması olmasaydı yeminle kitabı yarım bırakırdım çok uzattığı için vakit kaybı olarak görürdüm benden tavsiye eğer bırakmak gibi bir şey varsa bölümleri atlayıp son bölümü okuyun çünkü sevmezken sever oldum kitabi o kısımda Kitapla kalalım daima...