Gönderi

256 syf.
·
Not rated
BOZAAAA BOZAAA
Gazeteci yazar Şengün Kılıç Hristidis 2021 yılında kaleme alıyor bu kitabını.. Kitap, kadın kitabı baştan söyleyelim.Oldukça feminist bir bakış açısıyla yazılmış.İçki üzerinden kadın kimliği ve toplumdaki yerine ,Osmanlı’dan başlayarak Cumhuriyetin ilk yıllarında kadına yeni bir kimlik kazandırma gayretlerine tarihi kişilikler üzerinden değinilmiş. Sakarya Savaşı devam ederken meclis te içki yasağı kanunu görüşülüyor o dönem Mustafa Kemal meclis başkanı ve iki oy hakkı var.Oylar sayılıyor yarı yarıya.Gözler Mustafa Kemal ‘e çevriliyor ve kendisi oy kullanmayarak tarafsız kalıyor böyle zor bir zamanda içki özgürlüğü ya da yasağını saçma bulmuştur belki de.Zaten kanun uygulanamıyor. 1923 de yeniden içki yasağı kanunu Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey tarafından Meclis’e sunuluyor muhafazakar kanadı yanına çekmek istiyor inkılaplar için meclis..Men-i Müskirat Kanunu 1923 de çıkarılıyor yani Allah’ın men ettiği alkollü içecekleri yasaklama demek.Kamusal alan kabul edilen her yerde yasak getiriliyor.Bu kanun da dört yıl ancak uygulanabiliyor sonra içki üretme ve meyhane açma yetkisi alabilenler sadece alkollü içecek satabiliyor.. İnsanımızın hayatında alkollü içecekler boza ile başlamış görünüyor.Bir tür bulgurun mayalanması ile yapılıyor.Yakın tarihimize kadar mahalle aralarında akşam vakitlerinde satılan bir sokak içeceği tabi hepsi alkollü değil:) Şengün Kılıç Hristidis’in kendi oluşturduğu arşiv belgelerinden çoğu kadın tanıklar eşliğinde geniş bir araştırmayla hazırladığı kitap içinde , kadın ve alkollü içecekler ilişkisine Osmanlı’dan Cumhuriyet ve günümüze kadar yer veriyor. Daha önce duymamıştım Panch içecekleri varmış.Meyveler ve şarap gibi alkoller karıştırılarak elde ediliyor parti içeceği amaçlı. Mina Urgan ve emekliye ayrıldıktan sonra her akşam iki sek rakı içmesi en ilginç bulduğum kadın içki örneği oldu. Rakı sofrasına davete gittiğinde öncelikle nasıl döneceğini kesinlikle planlarmış arkasından iki sek sınırını asla geçmezmiş.Kadın, ölçü âbidesi.Zaten bütün mesele de bu değil mi? Hayatın tadı ,ölçüsünde yaşanınca mutluluk getirmiyor mu?Yalnız alkol alınan ortamların en birinci muhabbet konusu nedense İnsan ve Din ilişkisi olur:)) En çok tartıştığımız şeyler neler diye baktığımızda eğer toplum halinde yaşıyor olmasak bunların hiçbiri yasak sınıfında olmazdı.Bireye toplum içinde tüm iyi kötü sıfatlar bir elbise gibi giydiriliyor.Özellikle alkol, eğlence, cinsel ilişki gibi konular ölçüsüzlük sınırına vardığında toplumun yıkımı olabiliyor devletlerin önlem alma çabası için getirdiği yasaklar anlaşılabilir yalnız ahlaksızlık kavramının sadece kadın üzerinden tartışılması en haksız bulduğum tartışmalardan.Havva ,Adem’i kandırıp elma yedirdiyse Adem de ille de portakal severim ben bunu yemem diyebilirdi demek ki O da elmayı seviyormuş:))Gönüllü olma durumu işte en başında.Kadın erkek ilişkilerinde en saçma ve acınası bulduğum muhabbet bitişi bu tarz cümleler.Önce yapar söyler eder sonra ben yazmadım sana cevap verdim der.Yine aklıma geldi ve öncesi tüm muhabbetin çöp olduğu saniyeler:)) Ama kadınlar eskisi gibi değil..Hiçbir konuda değil.Kadınlar eğitimli olduklarında erkekler karşısında hakettikleri yeri elde edebilirler.Aksi durumda kadınlar bir çöp gibi evlerine doğru süpürülür.. Rakı âdabını genel kültür anlamında ve Men- i Meskurat Kanunu bir de Mine Urgan’ın saygın kişiliğini öğrenmiş oldum bu kitapla beraber.. Beklentimin altında kalmış olsa da okunabilir bir kitap.
Kadehlerdeki Dudak İzleri
Kadehlerdeki Dudak İzleriŞengün Kılıç Hristidis · Overteam Yayınları · 20214 okunma
·
83 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.