Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Zweig'ın bu eseri bazı önemli tarihi olayları ve tarihi kişilikleri anlattığı denemelerinden oluşuyor. Bize o tarihi an'ları anlatıyor. Kitap tam bir bilgi ve kültür şöleni. Denemelerin başlıkları şu şekilde; * Bizansın Fethi (29 Mayıs 1453) İstanbul'un fethini kısaca anlatıyor fakat Zweig'ın bu konu ile ilgili yararlandığı kaynakların sadece Avrupalı olması kendisini maalesef objektiflikten uzaklaştırmış. Fatih Sultan Mehmet'in dehasını belirtiyor fakat zaferin önemini azaltma çabasını da hissediyoruz. Ve ayrıca Zweig'ın Yarının Tarihi eserinde tarih kitaplarında yer alan tarihi saptırmalar ve yanlış empoze etmeler ile ilgili serzenişini içeren yazısını da böylelikle tekrar hatırlamış oldum. * Ölmezliğe Sığınış (Büyük Okyanusun Keşfi - 25 Eylül 1510) Nunez de Balboa'nın Büyük Okyanusu keşfediş sürecini anlatıyor. * Yeniden Hayata Geliş 21 Ağustos 1741 George Friedrich Haendel isimli Alman müzisyenin yaşadığı felç ve iyileşme süreci ile birlikte sonrasında yaşadığı tükenmişlik sendromu ve intihar etme aşamasına kadar gelmişken "Hallelujah" yani Mesih isimli eserini ortaya çıkarışı ile yaşadığı yeniden diriliş süreci anlatılıyor. Gayet etkileyici bir hikaye. Ayrıca Haendel'in 13 Nisan'da felç geçirdiğini, yine bir 13 Nisan'da en sevdiği eseri "Hallelujah" ı ilk defa seslendirdiğini ve yine bir 13 Nisan'da da vefat ettiğini öğreniyoruz. Hallelujah'ı dinleyebileceğiniz bir linki de paylaşmak istiyorum. youtu.be/weFJHtcxJt0?si=... Bu bölümden iki alıntı; "Gerçek ve zor beğenir bütün sanatçılar gibi o da kendi eserleri ile övünmezdi. Fakat bir tanesini, "Mesih" ini severdi. Bu eserine karşı bir şükran borcu vardı; zira düştüğü çukurdan Haendel'i çıkaran o idi, o eseri sayesindedir ki, Haendel kurtulmuştu. Bu eserini her yıl Londra'da çalıyor ve her defasında da bütün geliri, beş yüz lirayı, hastaneye bağışlıyordu. İyileşmiş ve kurtulmuş insanın, hastalara ve daha hala kurtulamamışlara karşı duyduğu bağlılığı anlatmak istiyor gibiydi." Sayfa 92 "Konuşacak hali yoktu, yazacak ve çalışacak hali yoktu, hatta hissedecek ve yaşayacak hali yoktu." Sayfa 78 * Bir Gecelik Dahi (Marseillaise) 26 Nisan 1792 Bu bölümde bir Fransız devrim subayı olan Claude Joseph Rouget de Lisle'nin Fransa milli marşı olan Marseillaise'yi yazış süreci anlatılıyor. 25 Nisan 1792 tarihinde Fransa, Almanya ile savaş arefesindedir ve o gece Strasburg belediye başkanı Friedrich Dietrich, general ve subayları da davet ettiği bir yemek ziyafeti veriyor. Bu ziyafete katılanlar içerisinde Rouget'i de görüyor altı ay önce bir Hürriyet marşı bestelemiş olan kendisinden, yarın sabah düşmana karşı ilerleyecek olan Ren ordusu için bir savaş şarkısı bestelemesini rica ediyor. Rouget'de o gece evine gidiyor ve o gece bir marş yazıyor. İşte bu marş Marseillaise ismi ile Fransa'nın milli marşı haline geliyor. Fakat bu süre zarfında yani Rouget hayatta iken resmen yok sayılıyor. Marşı o dönemde hemen her yerde dillerde fakat yazarı resmen unutulmuş durumda. Hatta İhtilal subayı olduğu için bir ara giyotin tehlikesi de atlatıyor ve 1836 yılında da ismi ne biliniyor ve ne de anılıyor iken vefat ediyor. * Dünya Çapında Saniye (Napoleon Waterloo'da) 18 Haziran 1815 Bu bölümde Waterloo savaşında Napoleon'un aynı anda Almanya ve İngiltere ile olan savaşında ki kritik bir an anlatılıyor. Napoleon, Alman ordusunu takip için Grouchy isimli bir generaline yetki vermiştir ve kendisi de bu sırada İngilizler ile savaşmaktadır. Ve bu savaşın sonucunu gelmesi muhtemel olan yardım belirleyecektir. Almanlar, İngilizlere yardıma doğru gelirken, Grouchy hem Alman ordusunun izini kaybediyor hem de inisiyatif kullanıp Napoleon'a desteğe gitme kararı alamıyor, çünkü o sadece emirleri uygulayan, durumdan vazife çıkaramayan kişilikte bir subaydır. Ve bu kararı Napoleon'un sonu olur. * Mareinbad Elejileri (Goethe Karlsbad'la Weimar Arasında) 5 Eylül 1823 Mareinbad Ağıtı, Goethe'nin bir şiiri olup, yaptığı bir evlenme teklifinin reddi üzerine yaşadığı üzüntüyü anlatır. Evlenme teklifi yaptığı kızın adı Ulrike von Levetzow olup, 19 yaşındadır. Ve bu sırada Gothe ise 74 yaşındadır. * J. A. Suter, Kaliforniya (Eldorado'nun Keşfi) Ocak 1848 John Augustus Sutter... İsviçre'den Amerika'ya göçen bir adamın bir tarım imparatorluğu kurma serüvenini anlatıyor. Amerika'da Sacramento vadisine iniyor ve burada verimli çok geniş topraklar olduğunu görüyor, daha sonra kendisini bölgenin valisine tanıtıyor ve gerekli imtiyazı alarak çiftliğini kurmaya başlıyor. Fakat bir gün çalışanlarından biri arazisinde altın madeni buluyor ve kendisine haber veriyor. Sonra bu bilgi gizlilik içinde kalmıyor ve duyan o bölgeye doğru yola çıkıyor. Haber bütün dünyaya yayılıyor ve sadece New York'dan 100 gemi yola çıkıyor. 1848-1851 yılları arasında Almanya, İngiltere, Fransa, İspanya'dan akın halinde insanlar gelmeye başlıyor. Bir şirket buraya ulaşımı hızlandırmak için hızlıca demiryolu yapıyor vs. Halbuki bu bölge John Augustus Sutter'in hükümet belgeleri ile kendisine verilmiş tapulu mülkü. Fakat bu bölgenin adı bir anda oluyor Eldorado (Altın Kaplı Şehir), Kaliforniya. Sutter'in mülkünü kimse tanımıyor ve tüm varlığı deyim yerindeyse yağma ediliyor. Ve Sutter dava açıyor. Sonrası kitapta.. * Bir Yiğitlik Anı (Dostoyevski, 22 Kasım 1849) Zweig bu denemesinde Dostoyevski’nin siyasi bir neden yüzünden tutuklanışını, idama mahkumiyetini ve son anda gelen af ile idamının iptal edilmesi sürecini bir şiir ile anlatıyor. Bu olay Dostoyevski’nin hayatının dönüm noktası olan bir an'dır. Belki de edebiyat dünyasının. * Okyanusu Aşan İlk Söz (Cyrus W. Field) 28 Temmuz 1858 İngiltere ile Amerika arasında ilk telgraf bağlantısı kurulma girişimini anlatıyor. Yaklaşık iki bin millik bir telgraf telininin okyanusa döşenmesinin hikayesi. Başarısızlıklar ile sonuçlanan birkaç denemeden sonra yılmayan ve mücadeleye devam eden ve sonuç alan Cyrus W. Field'in hikayesi. * Tanrı'ya Sığınış (1910 Ekim Sonu) Tolstoy'un tamamlanmamış dram türü bir oyunu olan "Karanlıkta Bir Işık" için Zweig'ın yazdığı bir son'u içeriyor. Zweig, yazdığı bu kurgu son'da ilk olarak Tolstoy ile Üniversiteli iki genci tartıştırıyor ve konu Tolstoy'un devrime neden destek vermediği ile ilgili. Burada Zweig'ın Tolstoy'u konuştururken tıpkı Tolstoy gibi cevaplar verdiğini ve burada Tolstoy gibi düşünme konusunda bir büyük ustalık gösterdiğini belirtmeliyim. Ve sonra işte o "an" gelir. Tolstoy evden ayrılmaya ve bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Bu bölümden bir alıntı; "Vicdanımızı sarsmış olan birisi, isterse bunu yumruklarıyla yapmış olsun, yine de bizim için çalışmış demektir." Sayfa 211 * Güney Kutbu İçin Mücadele (Kaptan Scott) 16 Ocak 1912 Robert Falcon Scott... Bir İngiliz. Terra Nova isimli bir gemi ile artık keşfedilmeyen ve henüz insan ayağı değmemiş son yer olan Güney Kutbuna ayak basmak için yola çıkıyor. Fakat aynı dönemde bir gemi daha bu keşif için yola çıkıyor: Norveçli Amundsen. Devamı kitapta... Sonu son derece etkileyici bir hikaye. * Mühürlü Tren (9 Nisan 1917) Lenin'in Rus devrim sürecini kısaca anlatıyor. Sonuç olarak kitabı mutlaka tavsiye ediyorum. Hayatınızda yıldız gibi parladığınız an'lar olması dileğiyle, herkese faydalı okumalar dilerim.
Yıldızın Parladığı Anlar
Yıldızın Parladığı AnlarStefan Zweig · Cem Yayınevi · 19745,5bin okunma
·
144 görüntüleme
Zeynep okurunun profil resmi
Serdar Hocam sizi canı yürekten kutluyorum. Harikulâde bir sunum yapmışsınız. Çok beğendim. Bu eseri okumadım ama sayenizde listeme alıyorum ve size teşekkür ediyorum. Sıradaki eserinizi keyifle okuyunuz.
Serdar okurunun profil resmi
Teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.