Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kimsesiz
Uzun zamandır kaybolmak istiyordum bu şehrin sokaklarında. Kısmet bugüneymiş. Hava bir çoğuna göre normal olsa da ben biraz üşüyorum. Sanırım hastalanıyorum. Ama şuan umursamak istediğimden emin değilim. Gerçi bugünler de hiçbir şeyden emin değilim. Her şey muallakta. Zaten hayatım soru işaretleriyle dolu, bir de pesimist yorumlamalar katınca daha da çekilmez bir hal alıyor. Artık buna bir son vermeyi düşünüyorum. Umudum kalmadı. Zaten artık heves de etmiyorum umudum olsun diye. Son kez gerçekten yürümek için, duymak ve görmek için, son kez hastalanmadan önce bir daha asla hastalanmayacağımı bilmek için buradayım. Hayatımda bir kez olsun bilmek ve emin olmak için buradayım. Yarın işe gitmeyeceğimi, geçim sıkıntılarımın artık olmayacağını biliyorum mesela. Yanıp sönen sokak lambasının, baş ağrımı tetiklediğini bilmeme gerek yok artık. Şimdiye kadar olumlu olmayı öğrenmeliydim. Bu da; benim kusurum, hayatımın kara lekesi, cümlelerimin noktası oldu. Bugün olumlu olacağıma ve son nefesime kadar da böyle kalacağıma, tüm olumsuzluklarımdan dolayı kaybettiklerim üzerine yemin ederim. Şimdi son iş başını yapmak için eve gitmem gerekiyor. Neredeyim? Ah evet bu sokağı hatırlıyorum. Evim de bu sokağın arka tarafında. Ne kadar güzel bir kedisin sen. Dükkanın dizaynı harika olmuş. Ve trafik lambası. Mükemmel renk uyumu. İşte en az 40 senelik evim evim güzel evim. Sadece kapısı için bina sakinleri 10 kez toplantı yapmıştır. Evim hemen bina girişinin solundaki daire. Yaklaşık 1 aydır burada oturuyorum. Hala eski kiracının, o insanın kendine özgü kokusu, evimin içinde koşuşturuyor. Ne yaptımsa çıkmadı evimden. Olsun, artık bir önemi yok. Tepemde sabah akşam tepinen çocuğuna, dur diyemeyen, sırf söylemedim diye benim için sorun olmadığını düşünen komşuma misilleme olarak yüksek sesle müzikle karşılık vereceğim. Ama önce kapıma gelip, sürekli yiyecek isteyen komşuma, hayır diyebilmek için bekliyorum şimdi. Kapının sesini duymam gerek. Bu sırada kendime güzel bir kahve hazırlayacağım. Bol şekerli olmasını istiyorum. Çünkü şekerden daha zararlı şeyleri hayatımdan çıkaramadım. Şekerin kalmaya hakkı olduğunu düşünüyorum. Ve içilmeye hazır. Sigara kullanmıyorum ama bugünün bir gün geleceğini bildiğim için kendime bir paket sigara almıştım. Kahvemi yudumlarken sigaramı yakıyorum. Kahve, sigara ve üstteki çocuğun bitmek bilmeyen ayak sesleri. Tadı fena değil, biraz da baş dönmesi yaptı. Güzel bir his veriyor, yüzümde saçma sapan bir gülümseme var. Ve o ses. Kapı sesi. Gidip kapıyı açtım ve tata! Evet, komşum. Elinde boş bir kase, tuvalet taşına benzeyen suretiyle, çekiniyormuş gibi yaparak; "Biraz un var mı?" derken Yakasından tutup kendime çektim, "Burası market değil seni dilenci kılıklı orospu çocuğu" diye bağırıp, elimdeki sigarayı boş tabağın içinde söndürdüm. Arkamı dönüp kapıyı suratına kapattım. Kapının dışında kendini yırta yırta bağırıyor. Hayat, dört yanlışın bir doğruyu götürdüğü bir sınav değildir. Tek hatanda, tüm doğruları silen iğrenç bir matematik denklemidir. Herkes matematiği sevmek zorunda değil. Şimdi müziği son ses açmanın tam sırası! Artık dışarıdaki sesleri duyamıyorum, yukarıda tepinen veledin seslerini de. Yarım kalan kahvemi de içip odama gidiyorum. Ve işte son perde, ölümün dansı, zaferin narası. Çalan müzik beethovendan, kendini pop şarkıya bırakıyor. Dans ederek çıkıyorum sandalyenin üzerine. Ve ip. Dostoyevski'nin de dediği gibi Bir iple intihar da edebilirsin, salıncak da kurabilirsin. Boynumdan mükemmel bir özenle geçiyorum ipi. Ve işte o an. Tebessüm ediyorum. Korku yok, üzüntü yok. X. X. X. X. X. X. O gün bina sakinleri yarım saat boyunca bütün nefretlerini kapıya doğru bağırıp, birbirlerinden destek alarak kusmaya devam etti. 3 gün sonra inanılmaz bir koku tüm bina sakinlerini rahatsız etmeye, iş arkadaşları merak etmeye, üst komşu bitmeyen müzik sesinden rahatsız olmaya başladı. 4.günün sabahı bir itfaiye, bir polis ve bir acil durum ekibi eve girdiler. Cansız beden ve olay yeri üzerinde bir takım incelemeler ve gerekli olan binbir türlü çalışmayı gerçekleştirdiler. Kimsesi olmadığı için, kimsesizler mezarlığına tanımadığı mahalle sakinleri tarafından taşınıp gömüldü. BULGULAR: -Kahve içilmiş bir adet bardak -İp -Sigara paketi -Çakmak -Küçük bir not Bulunan notta harfi harfine şunlar yazılıydı: Siz her şeye malik oldunuz Ben tek bir şeye mensup olamadım. Alacağınız olsun.
·
2 artı 1'leme
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.