Tarihin en gizemli yapılarından biri olan Göbeklitepe'yi etkileyici bir hikayeyle bize anlatan İskender Pala'nın bu kitabı kesinlikle okunmalı diye düşünüyorum.
Göbeklitepe bir tapınak ve tarihin sıfır noktası olarak anılıyor. Kitaptan bahsedecek olursak, o zamanların avcı toplayıcıları küçük birlikler, obalar halinde yaşamaktadırlar. Roman, Kuzgun obasının yaptığı bir ayini anlatmakla başlar. Bu ayin Çira'nın oğlunun bembeyaz tüylü olarak doğması sebebiyle onu lanetli sayıp kurban etmek için yapılacaktır. Çira bebeğini vermez ve ardından kıyameti andıran bir felaket yaşanır. Felaket sonrasında sağ kalan Sarıca'nın ağzından devam eder hikayemiz. Sarıca, Çira ve bebek Tırnak'ın başlarından geçenleri, Sarıca'nın hakikati bulma yolundaki yaşadıkları, göbeklitepenin yapısı ve o zamanki inanışlar, kutsallar, ayinler avlanmalar, mande vb gibi olaylar, kavramlar tarihin çarpıcı gerçekleriyle bize anlatılmıştır. Öğreten ismiyle İdris peygamberden, Ferahlatan ismiyle Nuh'tan bahsedilir..
Ulu Kayın, Ulu Ruh, Yer Ana... Bunların hepsini Rab yaratmıştır ve Sab yaparak ona şükretmeli, ibadet etmeliyiz anlamı çıkar. Sarıca işte bunları Göbeklitepe'de öğrenir ve insanlığa hizmet etmek isteğiyle dolar.
Göbeklitepe yalnızca bir tapınak değildir. Onu özel kılan şeylerden biri adeta bir göbek bağı görevliye bağlamaktır.
T şeklindeki sütunlariyla, hayvan şekilli kireç taşından yapılmış figürleriyle, ellerini önünde birleştiren insanı andıran yontulmuş taş ile birçok gizemi derin anlamlariyla kendisinde barındırır.
Göbeklitepe üzerine düşünülecek çok şey var. Onun geçmişle ve gelecekle olan bağlantısı, zamana hükmetmesi ve birçok özelliği ile bilmemiz, görmemiz ve hakkında araştırmamiz gereken bir değer. 
İskender Pala 
Akşam Yıldızı
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.