Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

146 syf.
10/10 puan verdi
Herkes için özgürlük!
Feminizm, çocukluğumuzdan beri kulaktan dolma bilgilerle özünden saptırılmış, medya aygıtları tarafından şeytanlaştırılarak artık modası geçmiş bir kavram olarak lanse edilse de tarihi mücadele ve ihtişamla dolu, güncelliğini koruyan bir akım olmayı sürdürüyor. Pek çok genç kadının sadece “kadın” olmasından sebep maruz kaldığı bir dizi toplumsal baskı-engelleme duvarını yıkıp, kendini gerçekleştirme yoluna girmesi de ancak isabetli bir feminizm tahlili ile mümkün. Keskin Bir Tanım Demagojiye mahal vermeyecek denli net ve keskin bir tanımla başlıyoruz; “Feminizm, cinsiyetçiliği, cinsiyetçi sömürü ve baskıyı sona erdirmeye çalışan bir harekettir.” Bir Afro- Amerikalı olan ve kendisini ‘vizyoner feminist’ olarak tanımlayan
Bell Hooks
Bell Hooks
’un bu açıklamasıyla kafamda hız kazanan idrak süreci; tek bir soruda takılıyordu; Temelinde eşitlik talebi olan bir hareket neden bu kadar yok sayılmış ve pek de iyi niyetli olmayacak şekilde mânâsından uzaklaştırılmıştı? Bunun cevabı kuşkusuz, kadınlara uygulanan ayrımcılığın hala birer norm olduğu, ve toplumun büyük bir zafiyet içinde bu adaletsiz tutumu sürdürmekteki ısrar edişiydi. Hiçbir buz dağı, tek bir günde erimez, ve bizler köklü bir değişimi başlatmak istiyorsak önceliği kendi iç dünyamıza vermeliyiz, aksi takdirde böyle bir değişimde muvaffak olamayız zira içsel dünyamızın kapılarını zorlamak, dışardaki dünyaya müdahale etmekten çok daha zor ve meşakkatli. “Yüreğim kardeştir her zaman.” Kitapta en sevdiğim ve kendi adıma mücadele ruhunu yansıttığına en çok kani olduğum kısım; yazarın “kız kardeşlik” tasavvurundan bahsettiği kısımlar oldu. Bu tasavvur aynı zamanda cinsiyetçilik ve bundan doğan her türlü ayrımcalığa karşı feministlerin dayanışma içinde olmaları ve bu dayanışma ağını olabildiğince genişleterek her türlü sosyokültürel seviyeye ulaştırmalarını, böylelikle feminizmin daha kapsayıcı hareket haline gelmesine olanak sağlamasına katkıda bulunmalarına salık vermesiydi.
Simone de Beauvoir
Simone de Beauvoir
da söylediği gibi; “Her birimiz her şeyden herkese karşı sorumluyuz.” #210535043 Ne kadar baskı ve haksızlıkla karşılaşırsak karşılaşalım, yalnız olmadığımızın hissettirilmesi, sadece duygusal bir teselli vermekle kalmıyor, aynı zamanda meselenin haklı mücadelesinde kişiye güç veriyor. Çürütülen savlar Yaygın kanının aksine, yukarıdaki tanımın da altını çizdiği gibi feminizmin ‘erkek düşmanlığı’ yapmak gibi bir derdi yok, çünkü bu tanım herhangi bir etikete sığınmadan meselenin özüne inerek; sorunu “cinsiyetçilik” pratiğinden ele alıyor.Bir kişinin “kadın” olarak doğması onu doğrudan feminist yapmayacağı gibi, bir erkek olarak doğmak da kişiyi “cinsiyetçi” yapmaz. Oldukça iç karartıcı bir gerçeklikten örnek vermek gerekirse, bizim ülkemizde bile toplum nezdinde tanınan pek çok kadın bir yandan sahip oldukları sosyo-ekonomik sınıfların nimetlerinden yararlanırken, bir yandan da kadınları hayatta geri plana atan vasat açıklamalarla ön plana çıkabiliyor.Bu ve bunun gibi pek çok örnek, konuya atfedilen “erkek düşmanlığı” argümanını tek başına çürütmekte yeter de artar bile. Balon Roller Kabul etsek de, etmesek de hepimiz “Erkeğin kadından üstün olması gerektiği, kadının çalışmaya mecbur olmadığı, gücü elinde tutanın hükmetmekte, güçsüz olanın ise itaat etmekte özgür olduğunu” destekleyecek düşünsel bir fikir ağıyla, son derece cinsiyetçi kalıplar içerisinde zehirlendik ve birer balonu andıran bu rollere hep kendi açımızdan baktık.Toplumsal cinsiyet rollerinin sadece kadını mağdur ettiğini anlatıp durduk.Bu korkunç bir yalandı.Şiddetin fiziksel şiddete dönüşmeden önce, kadına, çocuğa, hayvana ve doğaya yönelmeden önce kendi içimizde, kendimizle olan çapraşık ilişkide yer bulduğunu unuttuk. Bilinmesi gerekir; Feminizm, sadece kadınların çıkarına hareket eden bir bağımsızlık itkisi değil, (mukayese edildiğinde erkeklere tanıdığı ayrıcalıklar bir kenara koyulduğunda), yarattığı eşitlik ilkesiyle erkeklerin ve dahi şiddet gören çocukların da haklarını koruyan bir disiplin. Cinsiyetçi dünyanın “kaybeden” erkekleri Erkekler, ataerkil sistemin güç istencine göre düzenlenmiş hiyerarşik yapının en tepesine konumlandırıldıkları için başta imtiyaz sahibi olarak görülebilirler, bu bir yere kadar da doğrudur; ancak yadsınmaması gereken bir gerçek varsa, o da bu sistemde erkek olmanın da kolay olmadığıdır.Kabul etmek gerekir ki, erkekler de cinsiyetçi tahakkümün onlardan beklediği sorumlulukların altında ezilmektedir.Geleneksel cinsiyetçi toplum yapısında kadından beklenmeyen finansal yeterlilik ondan beklenmekte, ne yazık ki bu hala toplumun gözündeki “erkek” kimliğinin önemli bir parçasını teşkil ediyor.Bizler, Feminizm’in temelindeki cinsiyetçi tahakküme karşı koyanlar, kadınlara yapılan ayrımcılığı eleştirirken erkeklere yapılanları göz ardı edemeyiz.Her birimiz madalyonun öteki yüzünü görmekle mükellefiz. Ezcümle; hiçbirimiz bize dayatılan cinsiyetçi rolleri kişiliğimiz pahasına kabullenmek zorunda değiliz, zira bu tek bir kromozom için oldukça ağır bir bedel. Ben diğer seçenek için kaldırıyorum elimi. Adaleti sevgiden, sevgiyi de eşitlikten ayrı tasavvur edemiyorum.Bunun için ben de aynı şekilde noktalıyorum; “Feminizm herkes içindir!” “Kimsenin kimseye hükmetmediği bir dünyada yaşadığımızı düşünün. Kadınlarla erkeklerin birbirine benzemediği ve hatta daima eşit de olmadığı; ama ilişkilerimizi şekillendiren yaşam felsefesinin karşılıklılık esası üzerine inşa edildiği bir dünyada yaşadığımızı düşünün.” Keyifli okumalar!
Feminizm Herkes İçindir
Feminizm Herkes İçindirBell Hooks · Bgst Yayınları · 2012908 okunma
··
5 artı 1'leme
·
8,8bin görüntüleme
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
güzel ve feminizmin üzerindeki önyargıları silmeyi amaçlayan bir inceleme olmuş. bell hooks benim de dikkatimi çekiyor çünkü isminin marka değeri olarak öne geçmemesi ve sadece fikirlerine odaklanılmasını istediği için kendisinin "bell hooks" diye anılmasını istiyor. kitaplarında da bu yüzden harfleri hep küçüktür. sanırım 1000kitap bu konuda bir düzeltme yapabilir
Bertha Mason okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum.Evet bu kesinlikle onun entelektüel tutumuyla örtüşen bir tavır. İsminin, duruşunun önüne geçmesini istememiş belli ki.Samimi bir aktivist.Eğer ilgilenirseniz bu kitap da bu fikirlerin ışığındaki okumalar için oldukça ufuk açıcı bir nitelikte;
Sindrella Kompleksi
Sindrella Kompleksi
🌸
Seda okurunun profil resmi
Tüm ataerkilliğine inat, bu incelemeyi yine de beğendi Seda; teker teker gelin lütfen 😂
Bertha Mason okurunun profil resmi
Ne ataerkili be, sana biri laf etse soluğu acilde bulur.😅
eda okurunun profil resmi
Feminizmi yanlış yaşayanlar ve yanlış anlayanlar için inceleme 💐
Bertha Mason okurunun profil resmi
Eda yazar gibi yazdım.🥲🌸
Mr. M.K. okurunun profil resmi
İncelemeniz harika olmuş. youtu.be/E4t3iCCBTeE?si=... Hocam bu iki Beyefendiye nasıl anlatabilirim diye düşünüyorum ama videoyu izleyince "amaaaaannnn" diyorum, sonra bir teyze geliyorum aklıma "erduvanın g*tünün gılıyım" dediği videoyu izliyorum boşşşşveeeerr diyorum.
Bertha Mason okurunun profil resmi
Alet kullanan şempanzelerden hallice olan bu arkadaşlar sayesinde evrimin ışığında ilerliyoruz. HABSJJDDNJ Neyse çok şeyapmamak lazım. Teşekkür ediyorum çok.🌸
Mrs. C.S.K. okurunun profil resmi
Gordon Freeman
Gordon Freeman
söyleyecekleriniz vardır elbet diye etiketlemek istedim 😅
3 önceki yanıtı göster
Bertha Mason okurunun profil resmi
Mrs. C.S.K.
Mrs. C.S.K.
Valla üşendim be Cansu.hiç sataşma havamda değilim şu an.Bu kitabın başlangıcında da heteroseksüel ilişkileri tümden reddeden radikal bir feminist kanattan bahsediyor, ama bu ekstrem bir hizip hareket içerisinde.Tüm feminist harekete mal edilemez.Aşağı yukarı aynı şeyleri düşünüyoruz.Burdan pek tartışmaya gitmez konu.Sen iki şeriatçi getir bana.Onların da hepsini engelledin gerçi hsjxjdm
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.