Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

kütüphane...
Yaklaşık 20 yıl önceydi kız kardeşime misafir gitmiştim İstanbula... Yeni açılan Avm, leri falan geziyorduk bir kaç gün sonra Avcılarda 5/6katlı büyük bir mobilya halı mağazasına gittik, kardeşim koridoruna uygun yolluk bakmak istiyordu neyse lafı fazla uzatmayayım bende böylesine büyük bir mağazaya gelmişken bir kütüphane bakayım dedim. Bizle ilgilenen bir satış elemanı bıkmadan usanmadan katları gezdiriyor, halıları, koltuk takımlarını, yatak odalarını, perdeleri vitrinleri, yemek odası takımlarını gösteriyor dakikalarca özelliklerini anlatıyordu. Delikanlıya spontane kütüphane yokmu diye sordum, çocuk afallamış bir şekilde suratıma bakarken acaba benmi yanlış anladım bu abi kel alaka bir şeymi söyledi ifadesiyle hafifte kekeleyerek... Vallahi abi yanlış hatırlamıyorsam bizim binanın tam arkasında meydan cami var hemen kapıdan çıkınca minarelerini görürsünüz, caminin sağından yukarı doğru dar bir yol vardır yokuş, yokuşun sonunda sağ tarafta iki katlı eski bir bina göreceksiniz işte orada il halk kütüphanesi vardı eskiden şimdi duruyormu bilmiyorum.. Bende afallamıştım bu sözleri işitince karşımdaki genci kırma endişesi de duyaraktan hafifçe gülümseyerek şey ben mobilya olarak demiştim dedim. Çocuk hala bana aptal aptal bakıyordu bunu fırsat bilip hemen açıkladım yani evdeki kitaplarımı koyabileceğim bir kütüphane sormuştum... Kızkardeşimle göz göze gelmiştik, oda şaşkındı ne diyeceğini bilemiyordu genç pardon abi kusura bakmayın ben burada yeni sayılırım mağaza sahibi amcamın oğludur onu çapırayım o yardımcı olur size deyip hızlı adımlarla merdivenlere yöneldi ben arkasından seslendim gerek yok ama falan dememe aldırış etmeden gözden kayboldu. beş dakika sonra mağazaya İlk girdiğimizde cam bölme ofisinde oturan orta yaşlı hafif kırlaşmış temiz sakalını okşayaraktan yanımıza gelen adam gayet samimi bir ses tonu ile merhaba nasıl yardımcı olabilirim size dedi. Bey efendi kusura bakmayın ben yeğeninizden seksen yıllık Bir firma olduğunuzu ve bütün mobilyaların kendi imalatınız olduğunu öğrendim evet dedi adam lafımı bölerek dededen toruna dır müessesemiz diyerek gülümsedi tüm imalatlar yani mobilya üzerine titizlikle atölyelerimizde el işçiliği ile üretilir. dedi işte bende o yüzden sordum yeğeninize kütüphane vardır böyle bir mağazada diye düşünmüştüm. Gözlerini hüzünle yere dikti ve yavaşça bakışlarını bana yönetti ben 35yıldır babam ile birlikte bu işi yapıyorum hem sipariş üzerine çalışıyoruz hem vitrin malı üretiyor uz ama ben bugüne kadar hiç duymadım bir müşterinin kütüphane satın almak istediğini dedi ve sanki bir suç işlemiş gibi yüzündeki mahcupluğu gizlemeye çalışarak ama isterseniz sipariş verirseniz severek imal ederiz dedi... Çok teşekkür ederek mekandan ayrılırken kitap öksüzü bir ülkenin okumuşluğu pekte tasvip etmeyerek okuyup ta adammı olacaksın? Deyiminin ne anlama geldiğini biraz daha anlayarak boğazımda koskoca bir düğüm ile yutkunarak ayrıldık...
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.