Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

960 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
“Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok uzun zaman önce küle dönen bir ülkede, krallığını çok seven genç bir prenses yaşarmış..” Harika bir seriye daha veda ettim.Hala bittiğine inanamıyorum ve çook uzun bir süre aklımdan çıkmayacak.Nerden nasıl başlayacağımı bilmiyorum çünkü ne söylersem söyleyeyim kelimeler yetersiz kalacak.Bu inceleme tüm seriyi kapsıyor ve spoiler içermeyecek o yüzden rahatlıkla okuyabilirsiniz. Öncelikle yazarın bu seriye 15 yaşında yazmaya başladığını ve her kitapta kendini daha fazla geliştirdiğini belirtmek istiyorum.Bunu o kadar net görebiliyorsunuz ki..Nasıl diyor insan.Nasıl bu kadar detaylı bi evren, bu kadar çeşitli karakterler yazabildin?O yüzden herkesin söylediği gibi ben de aynı şeyi söyleyeceğim.İlk iki kitap serinin geri kalanının yanında hiçbir şey.Her şey üçüncü kitapla başlıyor.Ve bütün kurgu birden farklı bir yöne ilerliyor.O yüzden eğer seriye başlayacaksanız bunu göz önünde bulundurmanızı ve o şekilde okumanızı öneririm.Ana karakterin gelişimini okumak,her kitapta yaratılan evren hakkında daha fazla şey öğrenmek, hikayeye yeni katılan karakterleri tanımak,fantastik nesneleri/güçleri öğrenmek,faklı ırklara sahip bir dünya,filizlenen aşklar,yaratılan dostluklar,verilen detaylar,ortaya çıkan sırlar,ters köşeler..Hepsi, hepsi çok iyiydi.O kadar gerçekçi o kadar ince bir şekilde yazılmış gibi.Bayıldım.Yazarın Acotor serisini de bayılarak okumuştum ama bu..Bu seri bi başka.Harcadığım zamanın her anına değdi.Fantastik okumayı seven, özellikle epik fantastiği seven herkes bu seriyi okumalı.Okumayanlar çok şey kaçırıyor. Tabiki hiçbir şey kusursuz değildir.Eleştirdiğim yerleri de var serinin.Öncelikle her şeyin neredeyse (belki son kitap hariç) ana karakterin üzerinden yürümesi bir süre sonra gözüme batmaya başladı.Her şeyi o planlıyor, sorunları o çözüyor, çareleri o buluyor ama bunların hepsini de gizli kapaklı yapıyor.Neden?Yani o kadar yanında olan, güvenebileceği, karşılıksız yardımı alabileceği bir sürü insan var.Neden her şeyi kendisi tek başına yapmak zorunda?Eğer illa öyle olacaksa da bu kadar karakter çeşidi neden var seride o zaman?Madem onları bu mücadelede kullanmayacak, onlara görevler vermeyeceksen?Herkes kraliçe,herkes kral,general,yüzbaşı,leydi vs.Ama hikayede yarattıkları değişiklik?Çok az.Bu en çok canımı sıkan şey oldu.Özellikle beşinci kitapta.Sanki tüm karakterler harcanmış gibiydi.Son kitapta bu durum toparlandı gibi ama şahsen bana yeterli gelmedi. Seri içinde en sevmediğim kitap
Şafak Kulesi
Şafak Kulesi
oldu.Okurken o kadar bunaldım ki.Yani tamam detaylı bir tarihi araştırma yapmışsın ve kurguya çok güzel işlemişsin ama yani 700 sayfa?500 sayfası o kadar ağır işliyor, hiçbir olay olmuyor ki..Araya alıp eritmeseydim elimde çok sürünürdü, net. Yazar keşke bi soy ağacı bilgisi ekleseydi diye diye dilimde tüy bitti.Yani tamam bazı kişileri başta farklı isimlerle tanıyoruz sır orataya çıkınca öğreniyoruz falan da..Seri ilerledikçe ekleme yapılabilirdi.Kim kimin nesiydi hangi soydan geliyordu diye düşüne düşüne beynim yandı.O yüzden siz benim yaptığım hatayı yapmayın, seriyi okurken not alın.Sonrasında çok uğraşırsınız. Şimdi gelelim karakterlere; Celaena:Her sahnesini severek okuduğum ana karakter.Sarah o kadar güzel, güçlü bi kadın karakteri yazmış ki.Ve güçlü oluşunu yaptığı eylemlerle,zekasıyla,kötülüğe karşı duruşuyla,yaşadığı acıların üstünden gelerek gösteriyor bunu.İşte “Ben Celaena Sardothien Adarlan’nın en iyi suikastçısı.Hepimizden güçlüyüm, kimse benim karşımda duramaz canınızı okurum.Ayağınızı denk alın vs” gibi sözlerle değil eylemleriyle aktarıyor bize.Hiç mi hata yapmıyor.Elbette yapıyor.Hem de alasını.Ama bunlardan ders de çıkarıyor.Yılmıyor.Bi kenera çekilip ağlanıp sızlanmıyor.Her kitapta daha da gelişmiş bir karakter okumanın keyfini yaşadım.Ama maalesef bunun yanında bazen (özellikle duygusal olaylarda) aşırı saf davranması ve her şeyi sırtlanıp kendini sürekli feda etmeyi istemesi canımı sıkan şeylerden biriydi. Rowan:Her ne kadar üçüncü kitabın yarısına kadar kendisi ben pisliğin tekiyim diye bağrınsa da sonrasında çok sevdiğim erkek karakter olmayı başardı.Yine de Celaena’nın (tüm diğer erkek karakterler gibi) gölgesinde kaldığını düşünüyorum.Son kitapta yaptığı bir kaç şaşırtma hariç. Manon:Benim, kötülüğün içinde büyümüş,zalim,kimseye acıması olmayan,ama sonrasında yaşadığı gördüğü şeyler sonucunda değişim geçiren anti-kahramanlara karşı bi zaafım var.Bayılıyorum ya.Manon’ın karakter gelişimini görmek harikaydı.Seri içinde en iyi gelişimi o gösterdi.Her anını keyifle okudum.En çok keyif aldığım yerler ise Celaena ile Manon’ın rekabetten dosta geçiş evreleriydi. Dorian: ilk kitaptan son kitaba kadar sevdiğim ve hislerimin değişmediği nadir karakterlerden biri oldu.Karakter gelişimi hüzünlü bir şekilde olsa da dönüştüğü kişi hoşuma gitti.Sadece, bilemiyorum son kitapta herkesinin bi geleceği bi planı varken onun hikayesi yarım kalmış gibi geldi bana.Daha fazla mutlu olmayı hak ediyordu bence. Choal:Kitapta en sevmediğim karakterdir kendisi.Kim Choal’u neden sever?Gerçekten..Adam hain,yalancı,sürekli insanları yargılayan,sır tutmasını bilmeyen ve gram empati duygusu olmayan biri.Her şeyi eline yüzüne bulaştıran ve hatalarından asla ders çıkarmayan korkağın teki olduğunu söylemiyorum bile.Hepsini geçtim.Bir kere ya bir kere bile bi kaç adamı devirdiğini,kılıçtan geçirdiğini veya birini kurtardığını görmedim.(Son kitap hariç, hakkını yemeyeyim şimdi)O zaman bu nasıl bi Muhafız Kıtası Yüzbaşısı acaba?Sözde işte çok atlatik,güçlü, kaslı falan.Ama icraat?Sıfır.Ve bu yetmezmiş gibi
Şafak Kulesi
Şafak Kulesi
kitabında sadece onu okumak zorunda kalıyoruz.Hadi dedim yazar bunu yazdıysa karakterin gelişimini görmemiz için yazmıştır.Ama hiçbir şey değişmedi.Choal yine aynı Choal.Neyseki Yrene ve Sartaq karakterini tanımış olduk. Lorcan:Kendisine dördüncü kitapta gıcık olup,beşinci kitabın sonuna yakın sevip en sonunda ise nefret ettiğim, yedinci kitapta ise affettiğim bir karakter oldu.Gerçekten seride hislerimin en çok değiştiği karakterdir kendisi.Yine de son kitapta bir şekilde sevgimi kazanmayı başardı. Fenrys:Yedinci kitapta açık arayla en sevdiğim karakter oldu.O kadar hüzün vericiydi ki o olan olaylar.Gözlerim doldu okurken.Keşke serinin geri kalanlarında da onu daha fazla görebilseydik.Kesinlikle onun hakkında daha fazla hikaye okumak isterdim. Gavriel:Nezaketi hiç eksilmeyen,empati duygusu yüksek,oğluna olan sevgisi,geçmişteki pişmanlıklarını okumak ve çabalaması..Son kitapta yaptığı o fedakarlık.Ne diyeceğimi bilemiyorum.İlk gördüğüm andan son ana kadar sevgimin azalmadığı karakterlerden biri oldu benim için. Lysandra:Dördüncü kitapta tamamen hikayeye giren ve hikayenin ilerleyişinde büyük etkisi olan bi karakter.Geçmişte yaşadığı acılar çok üzücüydü.Ama o kadar sevmeme rağmen şu beşinci kitabın sonunda Celaena ile yaptıkları gizli plan yok mu?Hayatım da duyduğum en deli saçması plandı.Aşırı sinirlendim.Ve kısmen de olsa bu planı yedinci kitapta devreye sokması..Sonuç?Hiçbir işe yaramadı, üstüne bir de işleri daha da zora soktu. Aedion:Karakter gelişimini maalesef zayıf buldum.Dördüncü kitaptaki o kavuşmayı dört gözle beklemiştim.Ama sonrası..Hüsran.Özellikle beşinci kitaptaki tavırları.Ve yedinci kitapta ne kadar haklı da olsa dinmeyen öfkesi.On sene boyunca verdiği mücadeleyi,o azmi,elde ettiği başarıları burada da görmek isterdim ben.Ama ne yazık ki tüm seri boyunca (ondan kaynaklı olmasa da) başına bir sürü kötü şey geliyor.Gavriel ile olan şey ise hala kalbimde açık bir yara.. Evet toparlayacak olursam, bazı eksikleri ve canımı sıkan şeyler olmasına rağmen okuduğum için hiç pişman değilim.İyi ki okumuşum.Siz de eğer destansı bir epik fantastik arıyorsanız,güçlü kadın karakterler okumak istiyorsanız hiç düşünmeyin alın okuyun okutun diyorum. Ve bir seriyi okumanın diğer en güzel yanı arkadaşlarla okumaktı.Bu seriyi okumama ön ayak olan
Deniz Nur
Deniz Nur
ve benimle birlikte okuyup benimle birlikte deliren
Betül Özdemir
Betül Özdemir
e çok teşekkür ediyorum. Not:Yayınevine olan iki çift lafımı söyleyemeden geçemeyeceğim.
Dikenler ve Güller Sarayı
Dikenler ve Güller Sarayı
serisinde de aynı problem vardı.Akla hayale gelmeyecek bir sürü yazım hatası.Bu seride bu kadar olmaz diye ummuştum.Fena yanıldım.Daha beter.Ya yazım hatalarını geçtim hepsini geçtim, karakter isimlerini karıştırmak nedir ya?Choal birden Dorian oluyor veya Aelin birden Aedion oluyor.Nasıl yani bunlar buraya nasıl geldi falan oluyorsunuz.Böyle bir yazarın kitaplarına daha fazla özen göstermeleri gerekirken tam tersi bir ihmalkârlık sergilemeleri..Üzücü.
Kül Krallığı
Kül KrallığıSarah J. Maas · Dex Kitap · 2020804 okunma
·
191 görüntüleme
Deniz Nur okurunun profil resmi
Ama seni beeeeen yerim. Bende sizinle Re-Read yaptığım için çok mutluyum bunu her yıl yapalım 😍😍😍 Sizinle birlikte kitap okumak çok güzel 🤭🤭
Özgürlük Kitaplarda okurunun profil resmi
Deniz Nur
Deniz Nur
Yaa ben de seni yerim 😍 bence de her yıl yapalım djskdns
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.