Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Doğayı ve insanı anlama
Oscar Wilde, "Bütün sanat mükemmel bir şekilde yararsızdır" demiştir. Wilde bunu büyük bir övgü olarak söylemiştir: Sanat yararcı bir temellendirmeye ihtiyaç duymayan bir insan ürünüdür. Bu ürün ancak insanlığın kendini ifade etme biçi­mi gerçekten de insanlığın tanımlayıcı özelliklerinden biri olarak temellendirilebilir. Bizim için en anlamlı olan pek çok şey "mükemmel bir şekilde yararsızdır": mü­zik, gün batımı, temiz bir kumsalda yürümek, beysbol, futbol, flimler, bahçecilik, ruhsal ilhanı ve anlama. Konu matematik, doğal dünya, felsefe ya da insan doğası olabilir ama anlama çabası pratik sonuçlarından bağımsız olarak başlı başına bir ödüldür. Canlıların akıl almaz çeşitliliğini, hücrenin, gelişmenin ya da beyinlerimizin kar­maşıklığını ve tüm şaşırtıcı şeylerin nasıl ortaya çıktığını bilmek merak ve hayran­lık duygusu olan herkes için büyük bir ödüldür. Böylesi bir bilgiye ulaşmış olmak bilim ve teknolojideki diğer gelişmelerle birlikte insanlığın en değerli başarısıdır. Aynı şekilde, ne kadar sınırlı da olsa, biz insanların ne olduğunu ve nasıl ortaya çıktığını biraz olsun anlamak çok büyük bir ödüldür. 3.5 milyar yıllık seceremizi, ne zaman ve nasıl ve atalarımızın neden şu andaki durumumuza yol açan özellikleri geliştirdiklerini, nasıl ve ne zaman modern insanların Afrika'da ortaya çıktığını ve dünyanın geri kalanının kontrolleri altına aldıklarını, tüm insanların genetik olarak birbirleriyle nasıl da aynı olduğunu ve yine de genetik olarak ne kadar farklı oldu­ğumuzu öğrenmek hayranlık uyandırıcı ve yücelticidir. "İnsan doğasını," genleri­mizin ve dolayısıyla evrimsel geçmişimizin ve kültürün, toplumsal kuvvetlerin ve benzersiz bireysel öğrenme ve deneyimleme geçmişimizin davranışlarımızı nasıl şekillendirdiğini anlamaya çalışmak hem kışkırtıcı hem de önemlidir. İnsan doğası ve tarihi hakkındaki hiçbir anlama etkinliği, bilimsel bakış açısı evrim düşüncesi de dâhil olmak üzere olmadan eksiksiz sayılmaz. Öte yandan, Incil nasıl haçlı seferleri, engizisyon ve cadı avlarını haklı çıkarmak için kullanıldıysa, bilimsel düşünceler de sosyal eşitsizlik ve hatta zulmü haklı çıkarmak için kulla­nılmıştır. İlk zamanlarında evrimsel bilim "sosyal Darwincilik" sloganıyla ırkçılığı ve emperyalist egemenliği haklı çıkarmak, kadınları siyasal ve ekonomik iktidardan dışlamak ve yoksulluk, eğitimsizlik ve suçu toplumun büyük bir kesimini eğitim ve ekonomik yetersizlikten mahrum bırakan sosyal koşullara bağlamak yerine ge­netik yetersizliğe bağlamak için kullanıldı (Hofstadter 1955). Evrim, üremeleri için "üstün" insanları teşvik edip "düşük" insanları üremekten men etmeyi savunan Amerikan öjenik hareketini haklı çıkarmak için kullanıldı; Amerika Birleşik Dev­letleri göç politikasında ayrımcı kotaları haklı çıkarmak ve en kötüsü, en korkunç ifadesini Nazi Almanyası'nda bulan ırkçılığı haklı çıkarmak için kullanıldı. Tüm bu istismarlar yanlış anlamadan ya da verilerin ve evrim kuramının ve genetiğin (ve buna kendileri yol açan baz, evrimsel biyolog ve genetikçilerin söylediklerinin) çarpıtılmasına dayanımdır. Herhangi bir bilim gibi evrimsel biyolojinin de doğru anlaşılması onun kötü kullanımını önlemek için şarttır. Bu nedenle evrimsel biyoloji, tıp, psikolog, sosyolog gibi insan bilimleri için önemli bir kaynaktır. Her ne kadar psikologlar ve antropologlar kendi aralarında "insan dogası"nın belirlenmesinde evrimin rolü konusunda farklı görüşlerde ol­salar da, büvük kısmı evrimsel ilkeler hakkında belli bir bilginin zorunlu olduğu konusunda birleşirler. Ve her ne kadar evrimsel biyologlar ve sosyal bilimciler top­lumsal politikayı oluşturmasalar da, kendi bilimlerinin istismar edilmesine karşı seslerini yükseltebilirler. Doğal olanın iyi olduğu ve dolayısıyla insan eylemini yö­netmesi gerektiğini söyleyen "doğacı yanlış düşünce" ("naturalistic fallacy") gibi evrimsel biyoloji hakkındakı yanlış anlamalara işaret edebilirler. Sosyal Darwincilik bu yanlışa dayanmaktadır; eşcinselliğin üremeye yol açmadığı için yanlış ol­duğu iddiası ve kadınlar "doğal" olarak gelişmiş cinsiyet rolleri gereği erkeğe tabi olmalıdır düşüncesi de aynı yanlışa dayanmaktadır. Evrimin ahlaki ve gayri ahlaki içeriği yoktur ve evrimsel biyoloji estetik ve etik için felsefi bir temel oluşturmaz. Fakat diğer bilgiler gibi evrimsel biyoloji de has­talıkları ve açlığı ortadan kaldırarak ve insan türünün hem benzerliklerini hem de farklılıklarını anlamamıza ve takdir etmemize yardımcı olarak insan özgürlüğü ve onuruna hizmet edebilir. Ve yaşamı tüm çeşitliliğiyle daha iyi kavramamızı sağlar: Darwin'in söylediği gibi, "sınırsız formlar: ne kadar güzel ve ne kadar harika.”
Sayfa 541 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.