Gönderi

Fâsıklar…
53- De ki "İster gönüllü, isterse gönülsüz olarak verin, sizden kabul edilmeyecektir, zira siz fâsıklar oldunuz. 54- Onların verdiklerinin kabul edilmemesinin sebebi, Allah’ı ve Resul’ünü inkâr etmeleri, namaza tembel tembel gelmeleri ve mallarından istemeyerek vermeleridir. 55- Onların mallar ve çocukları seni yanıltmasın. Allah bu verdikleriyle onlara dünya hayatında azap etmeyi ve onların kâfir olarak ölmelerini ister. Tefsiri: De ki "İster gönüllü, isterse gönülsüz olarak verin, sizden kabul edilmeyecektir:” Cedd b. Kays'ın savaşa katılmamak için izin istemesi üzerine inmiştir. Müslümanlara "Size malımla yardımda bulunacağım" demişti. Bunun üzerine Allah, isteyerek veya istemeyerek versinler, onlanin verdiklerinin kabul olunmayacağını bildirdi. “Zira siz fâsıklar oldunuz.” “Onların verdiklerinin:” Sadakalarını “Kabul edilmemesinin sebebi,Allah'ı ve Rasûlünü inkâr etmeleri..:” Yani verdiklerinin kabul edilmemesinin sebebi küfür üzere olmaları,”namaza tembel tembel gelmeleri...:” Onlar namaz kılmaya üşenirler, zira inanmadıkları işin işlediklerinde sevap,terk ettiklerinde ceza alacaklarını ummazlar. Eğer "Onların namazları makbul bile değilken namaza üşenmeleri neden kötülendi?" şeklinde bir soru akla gelece olursa,buna şöyle cevap verilebilir: Aslında burada kötülenen,onları tembelliğe sevk eden küfürleridir. Küfür itaat tembelleştirici,iman ise şevk vericidir. “Ve mallarindan istemeyerek vermeleridir.” İstemeyerek veriler,zira vermeyi kayıp,vermemeyi ise kazanç sayarlar. “Onların mallar ve çocukları seni yanıltmasın:” "el-i" câb"kelimesi, beğendiği bir şeyin kişiyi mutlu etmesi anlamındadır. Yani onlara verilen bu nimetlerin onlar için iyi olduğunu sanma. Eğer kul için Allah'tan bir istidrac söz konusuysa onun malı ve çocukları çoğalır. “Allah bu verdikleriyle onlara dünya hayatında azap etmeyi ve onların kâfir olarak ölmelerini ister.” "Onlar bu nimetlerden faydalandıkları halde neden buna azap denildi?" denilebilir. Bu konuda Mücâhid'in ve Katâde'nin şöyle dedikleri aktarılmıştır: "Âyette takdim-tehir vardır. Yani 'Dünya hayatında onların malların ve çocuklarının olması senin hoşuna gitmesin,Allah ahirette onlara azap etmek ister' şeklindedir." Bazıları da bunun mallarına ve çocuklarına isabet edecek olan musibetlerle onlara azap edilmesi olduğunu söylerler. Hasan Basri "Bu azap, onların mallardan zekât alınması ve mallarını cihad için harcamak zorunda kalmalarıdır" der. Yine şöyle de denilmiştir: "Bu malı elde etmek için yorulmaları, ellerinden çıkmasından korkmaları, infak etmekten hoşlanmamaları ve kadrini bilmeyerek olanlara bıraktıkları üzülmeleriyle bu dünyada azap ediler. Sonra da onları bu yaptıklarında mazur görmeyecek olan melikin karşısında çıkarırlar.”
Sayfa 356 - 3.cilt,Tevbe Suresi.Kitabı okuyor
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.