Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

120 syf.
·
Puan vermedi
Varoluşun absürt oryantasyonu
Dünya kurulduğu günden bu yana varlığımıza  sürekli anlam vermek ve ne olduğumuz hakkında bilgi sahibi olma içinde sıkışmış bir yerdeyiz. Yaşamak konusunda ne kadar becerikliyiz,  insan olmak niteliğinde ne kadar nitelik ve nicelik sahibiyiz? Yaşam hakkında bilgi sahibi miyiz?  Kitap boyu bu sorulara anlam arayışı içinde yaşamınızı değerlendirmeye başlıyorsunuz. Çok eskiden bu konularda ne mutlaktim  ne muğlak, griydim,  çünkü netligim  yoktu kendi içimde nerde olduğum hakkında bilgim yoktu. Yazarın başka boyutta insan hakkında tecrübesiz bir varlık ile  onun gözünden insanı yeniden tanımlıyor, yeniden ne olduğunuzu görmenizi sağlıyor. Dünyaya fırlatılmış  bu ırkın nereye vardığını izliyorsunuz. Bedenimiz ve duygularımızın akışı içinde sıkışan bir Azrail bize neyi göstermek istiyordu, duygulanim karmaşası içinde her yone savrulan bedenleri, kişilikleri, düşünceleri ve hayatları onun zihninden yeniden okuma şansı elde ediyorsunuz. İnsanoğlu bir sürü uyaran içinde yaşama ile savaşıyor. Beynin çekiçleri  ,normlar , hap bilgiler vs. yaşamın sınırlandığı bir fanusta fare gibi döndüğünü görüyorsun. Yaşamın absürtlüğüne insana bir kez daha şunu soruyor," yahu nedir insan olmak ya da ne değildir."  Asil karmaşanın bu iç içelik  ortami olduğunu vurguluyor, bu hem kaosu  hem de bir arada olma zorunluluğu getiriyor bununla insan birey olamıyor  ,bireyselemeyen  kişi toplumsal bir varliğa da dönüşemiyor.  Ben asıl gerçekliğin içimizde olduğunu düşünüyorum. Gazali anlamın ilimde , ilminde amelde tecelli ettiğini, insanında bunu bilme çabasının yaşam becerisi olduğunu hatırlatır. Bir Azrail'in  gözünde sıkışıp kaldığımız noktayı yeniden düşünüp, bulunduğumuz konuyu yeniden konumlanmamiz  gerektiğini hatırlatıyor. Şu alıntısı çok kıymetlidir. "Başlangıçta, dünya henüz gençken, bir sürü düşünce vardı, ancak doğru diye bir şey yoktu. Insan, kendi doğrusunu kendi yarattı ve her bir doğru, belirsiz düşüncelerin birleşiminden oluşmaktaydı. Dünyanın her yerinde bu doğrular vardı, hepsi de çok güzeldi. İnsanlar bu doğrulan kendilerine mal ettikleri, hayatlarını onlar doğrultusunda yaşadıkları anda tuhaflaşıyorlardı v savundukları doğru birer yanlış haline geliyordu."  insan bu arayış içinde, toplumsal öğretiler ve normlarla bilişsel çarpıtmalar, otomatik düşüncelere, temel inançlara, ara inançlara vardığımızı  gösteriyor. Yaşamı ve düşünmeyi yeniden algılamalı  yeniden yapilandirmaliyiz belki de. Çünkü bu yaşam belki de çok bize ait bir görünüm değildir. Bilmeden ne kadarını benimseyebiliriz ki. Birkaç zamandır toplumsal filmler üzerinden analizler yapmaya çalışıyorum. Görebildiğim tek şey büyük bir aldatmaca içinde debelendigi  patinajin  hep aynı yasamlara çıktığıydı. Tanımlamam  şu şekilde; Beyaz noelde kanlı pazar. Küçük fanusta dev hayatlar. Zihin tarlasında kemirgen fareler. Fireli  yaşamlarda çatlak vazolar..  sürekli filtre içinde yaşamda kalmak, varoldugunu  zannetmek, akıllı yaşam furyası, dev ekranlarda kontrol edilen küçük beyinler, zihin furyası, akıl fukaralığı. Sahip olduğun bedende mutfak robotu oluşun. Zihnin kontrol edildiği bu absürt dev aynada hapsoldugunuz dünyaya bir daha bakın. Nasıl dize getirildi ,neyle meşgulsün?  Senden tecrit edilmiş bir zihin ne kadar sana ait kalabilir?  İstedikleri formda insanlar, hayatlar, seçimler, kıyafetler ve yiyecekler vs. Ne kadar kendine kaldın sence? Mercek altında bir dünya. Bu sadece zihne sahip olarak yapilan bir aplikasyon. Cipsiz  zihinde metaforik bedenler...Senden geriye ne var mesela? Kölelik ve barbar bir ruh! Bu beyaz bir Noel, kanlı bir pazar. Yeniden uyanışın  yine kendimize dönük olması gerek belki artik, çünkü bir şeyler yolunda gitmiyor ve her şey birbirine çok benziyor, sıyrılmak gerek bu aynilik kıyafetinden  bedene, ruha, zihne nefes aldirmalıyız. Ayrıca dusunmeyi yeniden benim için hasıl ederek hediye ettiği kiymetli kitabıyla değerli hocamiza
Muhammet Oğuzhan Yalçın
Muhammet Oğuzhan Yalçın
teşekkürlerimi sunuyorum. Başarılarının daim olmasını temenni ediyorum. Gerçekten okurken boyutsal olarak bulunduğum kılıfı yeniden bicimlendirdigi için müteşekkirim. Kaleminizin kılıcı her daim güçlü ve keskin olsun.
Varoluşun Absürt Manzaraları
Varoluşun Absürt ManzaralarıMuhammet Oğuzhan Yalçın · Gri Yayınevi · 202326 okunma
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.