Gönderi

Üniversiteye hazırlanan gençlerimiz ve onların velilerine...
Benim liseden mezun olacağım sene "temel liseler" açılmıştı. Babam sağolsun kardeşimle hak geçmesin diye istemediğim halde beni temel liseye yazdırdı. Öyle böyle lise bitti YGS ve LYS sınavlarına girdim. Sonucum beni tatmin etmedi. Tekrar sınava hazırlanmak istediğimi söyledim babama. "Benden bir kuruş çıkmaz." deyiverdi. O an sofrada lokmaların boğazıma dizilişi hâlâ aklımda. (Bu söz beni neden incitti onu da anlatıyım da babam hakkında zanda bulunmayın. 🤭 Benim babam zar zor geçindiğimiz zamanlarda bile, mağazada iki kıyafet beğenirsem "Birini al" demedi hiçbir zaman. Hep "Beğendiysen ikisini de al" derdi, ben de babacığıma kıyamaz ihtiyacım yoksa hiç almaz, varsa birini alırdım. 🥰) Neyse, o gün tercihlerin son günüydü ve mecbur sıralamama uygun neresi varsa yazdım. Ankara'da bir üniversitede Hemşirelik Bölümü'nü kazandım. Duyan herkes "Çok iyi bölüm, garanti meslek..." diyordu. İlk başta ben de sevmiştim. 1. Sınıfın 2. Dönemi hastane stajı yapmaya başladık. Hastaların hayır duasını almak, insanlara faydalı olmak, hastane ortamını tefekkür etmek çok güzeldi. Ta ki bizden sorumlu hemşire hanımı nöbet sabahı görene kadar... O kadar yorgun, solgundu ki... Durdum ve düşündüm, ben bunu yapabilir miyim? Çocuklarımdan ve eşimden uzakta, zor şartlar altında gece vakti çalışabilir miyim? Cevabım netti. Hayır. O gün karar verdim okulu bırakmaya. Aileme durumu anlattım, babam hemen destekledi beni, annem okulunu bitir öyle yap ne yapacaksan dedi. Ama 4 yılımı heba etmek hiç mantıklı gelmiyordu. Babama "bir kuruş vermem" sözü sebebiyle hâlâ kırgın olduğum için aldığım KYK Kredisini ona verip beni dershaneye yazdırmasını istedim. Kabul etti, üzerine kendisi de kattı ve dershaneye yazdırdı. 2. Sınava hazırlanış sürecimde (ne kadar büyük konuştuysam) "Asla Ankara dışında okumam ve asla sağlık dışında okumam." deyişlerimin ardından "Konya'da bir üniversitede Mimarlık Bölümü'nü kazandım. 😂 Bu hayatımın şokuydu, annemin listenin sonuna yazdırmasıyla orayı kazandım. Konya bana çok güzel şeyler kattı belki onu daha sonra anlatırım. Ama mimarlık bölümünü istemeyerek kazandığım için orada da kalıcı olmayacaktım tabii ki. İlk yılı bitirince 2. Yıl başında dayanamayıp okulu bıraktım. Bu sefer aileme söylemeye cesaret edemedim. Emindim herkesin karşı çıkacağına, çocuk oyuncağı mı bu, bunu bari bitir, diyeceklerine... Pandemi sebebiyle eve dönene kadar ailemin haberi olmadı. Eve dönünce iş işten geçmiş zaten deyip, kararlılığımı da bildikleri için beni desteklediler. Bütün bu maceraları Tıp okumak istediğim için yaşıyordum. Çünkü Hz. İbrâhim'in (as.) kuşların yaratılışını merak ettiği gibi ben de insanı merak ediyordum. Sınav sonucum yine Tıp okumama yetmedi ama bu sefer babacığım "Kızım o kadar emek verdin, istersen evimizi satalım seni özel okula gönderelim." dedi. Canım babam. 🥹❤️ Tırnaklarıyla kazıyarak aldığı evi benim için satmayı teklif etmesi beni çok duygulandırdı ama biliyordum ki böyle bir şeye hakkım yoktu. Kabul etmedim. Önümde iki seçenek vardı. Ya mimarlığa devam edecektim Ya da eczacı olacaktım. Dinimizde istişare çok önemli "Eğitim hayatımın bu anına kadar hep istişaresiz hareket ettim, bu sefer istişare sonucuna göre hareket edeceğim." dedim ve benim dışımda herkesin eczacılığı tavsiye etmesi sonucu yine Konya'da bu sefer başka bir üniversitede eczacılık okumaya başladım. Tıp okuma isteğim gerçekleşmedi ama şuan olduğum yer aslında Allah'ın bana istediğim şeyi verdiğini gösteriyor. Şuan hem hastalıkları hem de insanı tanıyorum ve bu beni çok heyecanlandırıyor. 🥰 Rabbime bu günlerim için hamdediyorum. Gelelim sizlere, sevmiyorsanız, o alanda bir amacınız yoksa, el alem ne der demeden, Rabbinize güvenerek ve dua ederek kendi yolunuzdan yürüyün. 💫
·
126 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.