Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sabır ne değildir?
Sabrı öldürdük, türbesini yaptırdık, ziyaretgah bir makama dönüştürdük. Hayatımızda sabır yok ama lafı çok. Bunu tek başımıza yapmadık. Organize bir cinayet. Ateşi bol olsun Henry Ford, ihtiyaca göre üretim yerine seri üretime geçerek üretimi hızlandırmıştı. Bunu biraz konuşalım: Kapitalizm, tüketim ve üretim arasındaki dengeyi hız ile yakaladı. Hız, kapitalizmin ana eksenine oturdu. Hız, yaşam biçimi oldu. Hız, hepimizi biçimlendirdi. Hitachi markasının bir sloganı vardı. Hız, tanrıdır, zaman da şeytan. (Speed is God, and time is the devil). Hız, mutluluk vaad etti. McDonalds, 90 saniyede siparişi hazırladı, Dominos Pizza 45 dakikada siparişi eve teslim etti. Tokyo'da bir lokanta en hızlı yemeğini bitirene en düşük hesabı getirdi. "Aynı gün kargoda" ifadesini görünce vücudumuz beynimize dopamin salgıladı. Ama sınavlarda bir soruyu bir dakikada çözmemiz, ilkokula zamanında başlamamız, üniversiteyi zamanında bitirmemiz istendi. Gecikmekten korktuk. Hızlı gelsin diye asansör butonuna defalarca bastık. Bir haftada göbeğimiz erisin istedik. 15 dakikada teravih kıldıran imamlara gittik. Sabrı unuttuk. Hemen olsun istiyoruz. Allah'a dua ederken bile sabırsız davranıyoruz. Hilafetin kalkması yüzyıl sürmüştü, biz hemen istiyoruz, şimdi hemen gelsin. Halbuki balık tutmak, hayvan beslemek, sigaraya ya da ota bağımlı olmak hatta çay demlemek bile sabırla oluyor. Ezber yapmak sabırla, dil öğrenmek sabırla, kitap okumak sabırla, tecrübe edinmek sabırla oluyor. Müslüman kalmak, Müslüman ölmek sabırla. Sabrı öldürdük. Okumadan alim, yazmadan katip olmak istiyoruz. Olmadan ölmek istiyoruz. Sabrı yok ederek kendimize büyük kötülük ediyoruz. Meyveyi direkt satın alıp besmele çekmeyi unutup yutan toplumlar olarak bir ağacın meyve verme süreçlerini tefekkür edemiyoruz. Bunu idrak etmeden bir insanın olgunlaşması, bir toplumun dönüşmesi ile ilgili olmadık hayaller ve projeler üretiyoruz. Bize zeka değil, sebat lazım. Her değişim, o bir tek adamın ya da bir tek kadının değişmesinden ibarettir. O bir kişi değiştiğinde dünya değişir. O bir kişi değişmediğinde, ne aile ne de toplum değişir. Siyaset, hilafet vs. hepsi bir kişinin değişimi ile alakalı. Ve bu kişi sensin, bir başkası değil. Dünyada muzaffer olmak mı istiyorsun? Bunun yolu sabırdan geçer. Ahirette cennete girmek mi istiyorsun? Bunun yolu sabırdan geçer. Devrimciler neden pis kokar? Çünkü günlük kişisel temizlik bile devrime ertelerler. Devrimcilik, acele iştir, tembel işidir. Biz öyle değiliz. Mühim olan, bir kişinin sabırla, sürüne sürüne, emekleye emekleye cennete gidecek bir yolda istikametle ilerlemesi. Kanuni döneminde yaşayıp cehenneme gidecek bir adam olmaktansa, 1930'larda ölüp cennette giden biri olmayı tercih etmek; asıl hedef cennete girmek. Gerisi imtihan. Bir insan sabırlı ya da sabırsız doğmaz. Sabır bir eylem. Sabır öğrenilir. Sabır öğretilir. Sabır gösterilir. Sabır tavsiye edilir. Sabırla çalışacağız. "Bil ki başarı sabırladır (Tirmizi, 2516). Ve zararda olan insanın kurtuluşu hak ve sabır iledir. Allah bu ümmete sabır versin. Sabır, direnmektir. Sabır, sebat ederek sabit bir şekilde hedefe kilitlenmektir. Sabır, ibadetlere ısrarla devam etmektir. Sabır, günlük ödevleri uzun hedeflere kurban etmemektir. Sabır, kötülüklere karşı kendini tutmaktır. Sabır, iyilikleri sürdürülebilir kılmaktır. Sabrın çok daha önemli olduğu dönemlere giriyoruz. Kendimize ve çocuklarımıza sabrı öğretirsek muzaffer olacağız. Sabrı öğrenmez, her sonucu siyasete, abilere, hocalara, bir önceki nesle, ebeveynlere yüklersek kaybedeceğiz. Sabırlı olmayı öğreneceğiz, başka çare yok.
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.