Gönderi

23.01.2024
Kafam o kadar allak bullak ki ne yapacağımı bazen hiç bilmez oluyorum. Durduk yere çöküntüler, üzüntüler ve kendi kendime sinir krizleri geçiriyorum. Biliyorum bunların altında yatan bir şey var ama ne olduğunu tam olarak kelimelere dökemediğimden ne kendime ne de başka birine anlatamıyorum. O yüzden olsa ki bu duruma düştüm. Belki uzaklaşmak biraz faydalı gelir diye düşündüm ve şehir şehir deli divane gibi gezmeye başladım, aradığımı bulamadım. Belki çevremdeki insanlardan kaynaklıdır diye düşündüm yaşadığım şehri, okuduğum üniversiteyi değiştirdim, aradığımı bulamadım. Belki sorun okuduğum bölümdür diye düşündüm ve okuduğum bölümü değiştirdim, aradığımı bulamadım, belki ben bende olan bazı davranışları beğenmediğimden dolayıdır diye düşünüp bendeki bazı davranışları değiştirdim, aradığımı bulamadım. Doğa insana huzur verdi şu zamana kadar bana. Belki bana iyi gelir diye Nisa ile beraber kamp yapmak istedim. Ona anlattım durumu olumlu yaklaştı. Ne yalan söyleyeyim uzun zaman sonra ilk defa bu kadar heyecanlandım. O bana güvenip benle kampa gelecek diye. Ben de aklımdan hemen acaba ordayken neler yapabiliriz diye düşündüm. Evden ona Antep fıstığı getirmiştim orda beraber yeriz diye kamp çantama koydum, belki dans etmeyi sever diye birkaç tane güzel müzik aradım, yorulur veya canımız sıkılır diye biraz çekirdek çitleriz diye çekirdek aldım çantaya koydum. Akşam hava soğuk olur, ne kadar ateş başında olsak da sırtı üşümesin diye bir tane battaniye bile aldım. Çadırından sandalyesine, şekerlemesinden kahvesine kadar, dansından şiir kitabına kadar her şeyi hazırladım. Ama uyku tulumu koymadım yanlış anlar diye. Çadır bile götürmek istemedim ama çadırsız kamp olmaz diye aldım onu yanıma. Pazartesi gününün heyecanla gelmesini bekledim. Ama içime bir şüphe düştü Pazar sabahı. Ya o benim hakkımda yanlış düşünüyorsa ve gelmezse… Bu şüphe içimi kemirdi dayanamadım aradım. Sordum bugün maçım var, maç sonucuna göre kamp işine bakarız dedi. Ben de tamam dedim... Gitmiyoruz. Çünkü maç durumuna göre diyor, yani gelme isteği yok veya bana güvenmiyor ki güvenmemesi gayet normal. Ona kırılmadım ama benim bu konuda ne kadar heyecanlı olduğumu görmüştü, buna ne kadar çok ihtiyacım olduğunu görmüştü ama buna rağmen gelmekten vazgeçti. Ki daha iki gün öncesinden ona durumumu anlattığımı ve onun da anladığını düşünmüştüm. Her insanın nezlinde her olay ve düşünce farklı boyutlardadır. Benim tutunduğum bir dal başka birinin her gün yalan dolan ile dilinden savurduğu bir cümle olabilir. Benim için önemli olan bir olay senin için sıradandır. O yüzden olaylara empati ile yaklaşmak gerekir -ki bu ne yazık ki kimsede yok-. Kendimi bildim bileli bu umut denen duygudan nefret etmişimdir. İnsanı mahvediyor gerçekten... Olmayacağını bildiğin bir olayı olacak gibi görmek ve o ana kadar ya olursa düşüncesi ile beklemek insanı eritiyor. Gelmeyeceğini bile bile… Bugün de -1'deyiz her zamanki gibi...
·
1 artı 1'leme
·
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.