Aydınlanmak isteyenler ellerini gözlerinden usulca çekebilir. Hâlâ karanlıkta kalmak isteyenler de gözlerini kapatmaya devam edebilirler. Fakat bu isteyemeyeceğim bir durum olur çünkü cahilliklerden biz de etkileniyoruz. O yüzden umarım canım vatanımın canım insanları ve diğer insanlar iÇin diyeyim bir gün herkes Aydın’lanır. Yine müthişkolu bir kitap yazmış Yazarım. Başlığa isim verdiğim gibi mesele aslında din bilim/ din siyaset meselesi. Bizim tarihimiz İslamla şereflenmiş bir tarih. Sürdürebilmiş miyiz, iyisini getirebilmiş miyiz, güncelleme yapabilmiş miyiz, çağın şartlarına ayak uydurabilmiş miyiz vb bunlar tartışılabilir konular. Tarih, bizim tarihimiz. Bizi biz yapan bilgi bagajımız. Ya zaman zaman ders alır, yeri gelir övünür, yeri gelir eleştirir Kemal’e ererek yola devam ederiz Ya da sadece oralara gömülüp kalırız ya da inkar eder savruluruz. Aydın’ın yine mottosu yerleştirilmiş bu esere: istikrar içinde değişim şarttır. Kökenimize sahip çıkarak değişeceğiz. Dini yanımıza katarak bilim yapacağız, icat çıkaracağız. Çokluk içinde BİR olacağız. İslam medeniyetinin yeniden inşa olmasını istiyorsak; modernleşmek istiyorsak, hem ahlakı hem de bilgiyi birleştireceğiz. Toparlayacak olursak en son alıntımı buraya yazmak istiyorum: “Barış içinde bir arada yaşamaya çalışmalıyız ki bu ancak diğer tarafın bakış açısını anlaşılmaya çalışıldığında ve diğer tarafın en kutsal saydığı şeylere saygı gösterildiğinde mümkün olur.” Bu sözü özellikle sözde rasyonalist, modernist, bilim insanı olan insanlara ithaf ediyorum. Asıl rasyonalist, modernist, bilim insanı “fazilet” ve “marifet”i beraber götürendir. Bilgili ve erdemli olan nice insanımızın sayısının artması duasıyla…