Rusya'da soylu ailelerin bütün mensupları prens unvanı taşırdı. Bu dönemde, yüz elli tane Prens Galitzin vardı ancak bazı soylular, kendilerini diğerlerinden üstün görürlerdi ve bu görüşlerinde haklılık payı da vardı. Galitzin hanedanı, 1408 yılında Moskova'da kuruldu. Dolgorukovlar, Narişkinler ve Vorontsovlar; Troubetzkoylar, Şuvalovlar, Şeremetevler ya da Romanov hanedanıyla bağlantılı olan Baryatinskilerle rekabet içindeydi. Kökleri Bohemya'ya dayanan Narişkinler, 13. yüzyılda Rusya'ya yerleşmişti. Atalarından Çariçe Natalya Narişkin, Deli Petro'nun annesiydi. Strelitzi isyanına karıştıkları için iki aile mensubu Kremlin'de can vermişti. Vorontsovlar gibi Narişkinlerin kökleri de Rusya'nın kökleriyle iç içe geçmişti (Bu Narişkinler ile 18. yüzyılın sonlarında Kırım'da ortaya çıkan aynı isimdeki başka kişiler birbirine karıştırılmamalıdır. Petersburg sosyetesi, bu iki aileyi biraz kaba bir ifadeyle iyi ve kötü Narişkinler diye ayırıyordu). Boyar aileleri yani Rurik hanedanı, Rusya'ya sonradan yerleşen Baltık baronlarını ve il. Katerina Polonya Kraliçesi olduktan sonra Rus soylu sınıfına dahil edilen Polonyalı aileleri küçümserdi. Kerameti kendinden menkul Gürcü ve Ermeni prensleri ise Rusların doğu illerini ele geçirdiği dönemde şecere kayıtlarının bulunmamasının yol açtığı karışıklıktan faydalanıyordu. Ruslar, bölgedeki soyluları bulup sınıflandırması için alt düzey memurlar görevlendirmişti. Rivayete göre üç bin tane Ermeni "prensi" vardı. Gürcülerin de Ermenilerden geri kalır yanı yoktu. Ancak bu bölgelerde, soyları eski çağlara dayanan, Romanovlar kadar asil olan ve Rus İmparatorluğu Prensi olarak doğan birkaç aile de vardı. Önde gelen üç soylu Ermeni ailesi vardı: Argutinskiler, Abamelikler ve Beboutovlar. Gürcistan'daysa sekiz on kadar büyük soylu aile vardı. İktidardaki son hanedan olan Batonişvililer yani Bagratlıların armasında, Golyat'ı öldüren sapan, Hz. Davud'un arpı, Hz. Süleyman'ın tahtındaki aslan ve Hz. İsa'nın dikişsiz mintanı bulunuyordu. İmeretiler, Güreller, Dadeşkelianiler ve Megreller de Batonişvililer kadar soyluydu. Kadife Kitap'ta yer alan mağrur isimlerden bazılarının kökleri çok uzaklara dayanıyordu. Orbelyaniler, soylarının Çinlilere dayandığını, Abaşidzelerse Habeşli olduklarını iddia ediyordu. Yusupovlar, Koçibeyler ve Tarkovskiler Tatar boyunu temsil ediyordu. Giraylar Cengiz Han'ın soyundan, Dondukovlar konargöçer Kalmuklardan geliyordu (Gerçi Kalmuklarda koyun sürüsü olan herkese bey denirdi). Litvanya Grandükü olan Vasilçikovlar, bütün Baltık baronlarını küçümserlerdi. Kökleri Selçuk hanedanı ve Kral Davud'a dayanan Davidovlar ve Eristovlar herkesi küçük görürdü. Ve nihayetinde bu aileler, O'Brien, Learmont, Hamilton ya da Read haneleri ya da bir iki kuşak önce sürgün ya da paralı asker olarak Rusya'ya gelen Totleben ve Klugenavlar gibi yabancı köklere sahip diğer ailelere büyüklük taslardı. Vladikafkas'ta görev yapan zengin asilzadeler, hatırı sayılır derecede cemiyet entrikasının hedefindeydi. Ortama hüzün ve bıkkınlık hakimdi. Genç asilzadeler, bu küçük kasabada hayata anlam katacak bir şeyler bulmakta zorlanmıyordu. Puşkin'in Onegin'inde romantik bir üslupla anlatıldığı üzere burada her zaman kırılacak bir kalp bulunurdu.