Gönderi

415 syf.
8/10 puan verdi
Huzur
eder. Ancak Nuran, Suat’ın bu teklifini reddeder. Saplantılı biri olan Suat, Nuran ile Fahir evlendikten sonra başka biri ile evlenerek şehri terk eder. Ansızın gelen bu iki mektup mutlu çiftin huzurunu kaçırır. Mümtaz bir an önce evlenerek bu tatsız olayları unutmak ister. İhsan, evinde bir davet verir. Bu davete katılanlar arasında Suat da vardır. Davet sırasında ölüm gibi konuları açarak insanların huzurunu kaçırır ve davetten ayrılır. Bu günden sonra Nuran, Mümtaz ile olan görüşmelerini azaltır. Haftada iki gün buluşurlar sadece ve bu iki gün Mümtaz’a yetmez. Nuran’ın yokluğunda Mümtaz’ın kulağına bazı dedikodular gelir. Nuran’ın sürekli Suat’ın bulunduğu davetlere gittiğini ve Suat ile kadeh tokuşturduğunu duyar. Kıskançlıktan ne yapacağını şaşıran Mümtaz kendini dışarı atar. Hatta meyhaneye bile gider. Ancak içindeki duyguları bastıramaz. Eve döndüğünde karşısında Nuran’ı görür ve Nuran olanları Mümtaz’a açıklar. Ancak Nuran evin bir anahtarını kaybettiğini ve bu anahtarı Suat’ın almış olabileceğini söyler. Nuran ve Mümtaz bir aksilik olmadan hemen evlenme kararı alırlar. İhsan ile görüşerek nikah işlemlerini hızlandırsalar da bir haftadan önce nikah olamayacaktır. Nuran daha fazla beklemek istemez ve Mümtaz ile tuttukları eve taşınır. Birlikte yaşamaya başlayan çift, bir akşam gezmeye çıkarlar ve döndüklerinde evin ışıklarının açık olduğunu fark ederler. Mümtaz, ışığı hizmetçinin açık unutmuş olabileceğini söyleyerek Nuran’ı rahatlatmak ister. Ancak eve girdiklerinde Suat’ın cansız bedenini odada asılı bulurlar. Suat, Nuran ve Mümtaz’a kötülük olsun diye kendini asmıştır. Mümtaz, fenalaşan Nuran’ı İhsan’ın evine götürür. İhsan sayesinde olay gazetelere, Mümtaz ve Nuran’ın adı geçmeden yansır. Olay’ın şokunu atlatmak isteyen Nuran Bursa’ya gider ve Mümtaz’a artık aralarında bir ölü olduğunu ve asla mutlu olamayacaklarını anlatan bir mektup yazar. Mümtaz, Nuran’ı fikrinden caydırmak için Bursa’ya gitse de Nuran’ı ikna edemez. Mümtaz ve Nuran’ın ilişkileri son bulur. Mümtaz ve Nuran’ın ayrılıklarının üzerinden bir yıl geçer. İhsan zatüreye yakalanmış ve ölümle burun burunadır. Mümtaz, İhsan için hasta bakıcı aramak ve dükkan kiralarını toplayıp kontrat yenileme işleri için dışarıya çıkar. Elindeki adresler ya yanlıştır ya da aradığı hasta bakıcı o adreste değildir. İlk gittiği dükkandaki kiracı bin türlü laf ederek kira ödemesi için ek süre ister. İhsan’ın annesinin dükkanına giderek oradaki kontrat işlerini de halleden Mümtaz, dolaşmaya devam ederken Nuran’ın arkadaşları olan İclal ve Muazzez’e rastlar. Onlardan Nuran’ın Fahir ile barıştığını ve Fatma’nın babasının yanında olmasının Nuran’ı çok mutlu ettiğini öğrenir. İclal ve Muazzez’in yanından ayrıldıktan sonra dalgın bir şekilde gezinmeye devam ederken arkadaşları ile karşılaşır. Arkadaşları ile savaş hakkında sohbet ettikten sonra eve döner. Eve geldiğinde İhsan’ın durumunun ciddi olduğunu görür ve hemen doktor çağırmaya gider ancak doktor yerinde yoktur. Hükümet doktoru çağırmak için Beyazıt’a gitse de orada da birçok insan doktor beklemektedir. Bir polisten doktor adresi aldıktan sonra doktoru İhsan’ın yanına götürür. Doktor İhsan için ilaç yazar. İlaçları almak için yola çıkan Mümtaz, dönüş yolunda fenalaşır. Suat’ın hayali karşısında durmaktadır. Suat’ın hayali ile verdiği mücadele sonucu yere düştüğünde elindeki ilaç şişeleri parçalanarak Mümtaz’ın elini keser. Mümtaz, üstü başı kan olmuş, bitik bir halde eve döndüğünde Macide ve doktor radyo dinliyordu. Macide’nin sorularını geçiştiren Mümtaz, İhsan’ın durumunu sorar. Doktor, İhsan’ın durumunun düzeldiğini söyler. Mümtaz yukarı çıkmak istese de ilk basamakta oturup kalır. Mümtaz, kan içindeki ellerine bakarak düşüncelere daldığı sırada radyodaki ses savaşın başladığını haber vermektedir. Huzur romanı, huzur arayışını anlatması bir yana bir İstanbul romanıdır diyebiliriz. Söz konusu İstanbul ve İstanbul içi mekanların tasviri olduğunda yazarın tasvirlere ayrı bir özen gösterdiğini görmekteyiz. Roman karakteri Mümtaz’ın Nuran’a olan aşkında, İstanbul sevdasının etkisi vardır. Nuran İstanbul’u temsil eder Mümtaz için. Doğu-Batı karşılaştırması Huzur romanında kendini hissettirmektedir. Mümtaz, İhsan ve Nuran karakterleri Doğu ile Batının iyi yönlerini alarak kendileri için kültürel bir ortam oluşturabilen karakterlerdir. Ne Doğu kültürüne saplanıp kalmış, ne de Batı kültürünün özentiliğine kapılmışlardır. Huzur romanı, her an çıkabilecek bir savaşın bekleyişi içinde toplumsal sorunların ve kendi iç çatışmalarının arasında kalan Mümtaz çevresinde gelişir. Üçüncü kişi ağzından anlatılan hikayede Mümtaz’ın iç dünyası ayrıntılı bir şekilde okuyucuya aktarılır. Ancak romanın bir kısmında anlatıcının yaptığı bir betimlemenin sonunda Mümtaz’ın bu betimlemeye yönelik konuşması anlatıcı ve karakterin birbirine girdiğini gösteriyor. Mümtaz’ın anlatıcıyı duymuş olması ve duyduklarından esinlenerek Nuran’a iltifat etmiş olması gerekir. Bu durumu bir hata olarak kabul edebiliriz veya romana has bir teknik olarak. Huzur romanı yapı bakımından dört bölümden meydana gelir. Bu bölümlerin her biri romandaki bir karakterin adını alır. Ancak bölümlere karakter adlarının verilmesi, bölümlere adları verilen karakterlerin hayat hikayelerini anlattığı için değil sadece karakterlerin roman içerisindeki önemlerini vurgulamak içindir. Romanda anlatılan zaman bir günü kapsamaktadır. Ancak geçmişe dönüşler yapılarak anlatılmak istenilen olaylar anlatılır. Romanın okuyucuya anlattığı olayları zaman çizgisine koyduğumuzda Mümtaz’ın babasının ölümünden II. Dünya Savaşı’nın başladığı güne kadar olan süreyi anlattığını görüyoruz.
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916.5k okunma
·
42 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.