Gönderi

520 syf.
·
Not rated
·
Read in 33 days
Masumiyet Müzesi ve Orhan Pamuk… Herkese merhaba :) Orhan Pamuk geniş bir hayran kitlesine sahip ve tabiri caizse pek “toz kondurulamayan” bir yazar olmasına karşın söyleyeceklerim benim edebiyat anlayışım çerçevesinde gelişmiştir ve ölçülü olan her eleştiriye de bilhassa açığım. Öncelikle gerek yazarın Nobel ödülü almış olmasından gerekse en iyi kitabının bu olmasından kaynaklı yüksek bir beklenti ile aldım elime masumiyet müzesini. Her yerde “En iyi Türk aşk romanı” diye bahsedilen bu kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar benim aşk tabirime uyacak hiçbir şeye rastlamadım.Nişanlı ve 30 küsür yaşındaki zengin adamın daha 18 ine yeni girmiş lise öğrencisiyle sadece cinsel birliktelik yaşayıp elde edemeyince saplantıya dönüşen bu duygu karmaşasına ben aşk demeyeceğim. Ayrıca kitabın neredeyse her bölümünde beni rahatsız eden şeylere rastladım ve yarım bırakmamak için çok büyük efor sarf ettim. Örnek vermek gerekirse Hz. İbrahim’in oğlunu Allah’a kurban etmesini; sevdiğimiz için en değerli olan şeyimizi feda etmeliyiz, ile bağdaştırması güzeldi lakin evlenmeden önce bakireliğini sevdiği erkeğe verebilmesinin bu benzetmeyle uzaktan yakından alakası yoktu. Kitap boyunca bakirelik ve avrupailik vurgusunun yapılması, bu iki kelimenin sıkça birlikte telafuz ediliyor oluşu bence oldukça yanlış bir algı yaratma çabasıydı. Aynı şekilde “Füsun’un öpüşme sahnesinde oynamasını istemiyorsa Kemal gidip örtülü bir köylüyle evlensin.” cümlesi de yine rahatsız etmeye oldukça yatkın bir cümleydi. Bu ve bunun gibi daha birsürü şey beni yazara karşı öylesine bir negatif algıya itti ki bir daha herhangi bir kitabını okur muyum bilemiyorum. Keza en çok takıldığım bir diğer şeyse ülke bir iç savaş yaşarken, hergün sokaklarda insanlar birbirine girerken, duvarlar boyanıp bombalar yağarken Kemal beyin tek derdinin Füsünlardan erken kalkıyor olmasıydı. “Yani tek derdin bu mu cidden Kemal?” diye çıldırdım birkaç kere :)) Kitaptaki hiçbir karakterle çok yakın bir bağ kuramadım özellikle Kemal’ i anlamaya çalışmak çok zorladı beni. Kemal’in oldukça bencil ayrıca diline pelesenk ettiği ve oldukça yanlış algıladığı “avrupailik” ten çok çok uzak birisi olduğunu düşünüyorum. Füsun ise yine hayatı çalınan bir kadın bence çünkü olaylar daha yeni başladığında kendisi 18 yaşındaydı ve bence hala çocuktu. Keza çok istediği oyunculuk kariyerini de yine onu güya çok seven iki erkek yüzünden gerçekleştiremedi. Sonunda yaşadığı trajik ölüm ise belki de onun gibi yaşamayı bu denli seviyorken bir erkeğin hayatını mahvetmesi sonucunda yaşanabilecek en kötü sondu. Kitap hakkında söylemek istediğim bir sürü şey ve üzerinde durulması gereken onlarca detay olmasına karşın hoşuma giden tek şeyin koleksiyonculuk olduğu da bir gerçek. Evet her ne kadar saplantıdan ibaret olsa dahi Kemal’in çok yoğun bir şekilde yaşadığı bu aşkı bir müzeye çevirmiş olması bence kitaptaki en güzel detaydı. Yakın bir zamanda müzeyi ziyaret edip eşyanın ruhu üzerine uzun uzun düşünmek istiyorum. Çünkü Kemal ile ortak olarak sahip olduğumuz tek düşünce geçmiş anları hatırlatacak yegane şeyin eşyalar olduğudur. Kitapla ve edebiyatla kalınnn
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202263 okunma
·
60 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.